- 554 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENDİĞİ İBİ
Bazı şeyler elimize geç ulaşır. Bayramdan sonraki kına gibi. Bazıları hiç ulaşmaz. Bazen de arar durur bizi yoğuzdur aradıkları yerde. Tmolos Edebiyatın temmuz sayısı da elime eylül ayında ulaştı. Etem ORUÇ’un Falcı Bacı adlı yazısını mutlaka okuyun. Beklentilere dair hoş bir yazı. Yurdun pek çok yerinde yaşanabilecek gerçek olaylardan bir kesit.
Biraz gecikmiş bir öneri bu. Affola. Yazık ki yaşamda duymak istediklerimizi çokluk falcılar söylüyor bize.
Yaşam bir umular denizidir. Umut en yeşil daldır bahçemizde. Hep çiçek açmak üzere olan goncadır. Ak bir tomurcuktur gül dalında ya da meyveye durmuş çiçek.
“Bodrum kıyılarındaki küçük Suriyeli kız”desem. Desem ne ki… Hiç. Koca bir hiç.
Bekleme ve beklentiler üzerine kuruludur yaşam. Yaşamın gerçekleri hep bir bacağını kırar bu beklentilerin. Ardından her şey kör topal devam eder. Bazen da iki bacağı kırılır kötürüm olur yürüyemez. Bazen umutlardan önce batar binilen bot.
*
Sadece masallarda, filmlerde, romanlarda bekleriz düşlenen sonun gerçekleşmesini. Haklıya hakkını mutlaka teslim etmelidir bir yazar ya da bir yönetmen, romancı. Aksi takdirde hiç de olumlu düşünceler beslemeyiz eser sahibi için.
Gerçek yaşamda pek çok şey beklemediğimiz gibi sonlandığında çokluk aldırmayız. Bir iki konuşup hatta hiç de yerli yerinde olmadığı halde alaylı bir tavır takınıp güleriz. Önemsemeyiz açıkçası.
“Ateş düştüğü yeri yakar” der yanmayız.
“Atı alan Üsküdar’ı geçti” der ,
“Yalnız çeken bilir “der umursamayız. Sorgulamayız. Şöyle geçip aynanın karşısına suratımıza bakıp kendimizde bir eksiklik aramayız. Hep başkalarına, diğerlerine, ötekilere, herkese yükleriz yaşananların sorumluluğunu. Bazıları acziyetinden gözyaşı döker. Bazıları da aciz olduğunun bile farkında değildir.
Önemseyenler de vardır elbet. Cılız bir dere gibidir onlar. İlk sıcaklarda azalır ve çokluk da kururlar.
“Bodrum kıyılarındaki küçük Suriyeli kız”desem. Desem ne ki… Hiç. Koca bir hiç.
Yazmak, söylemek, okumak ve düşlemek anlamsızlaşır. Geniş kitlelerin duyarsızlığı karamsarlığa düşürür insanı. Popülizmin yükselen tek değer oluşuna incinirsiniz.”Vay be”dersiniz. ”Bu kadarına da pes.”
Bir “O Belde” düşlersiniz Haşim gibi. Ya da “Anlatamıyorum, dersiniz, kelimeler kifayetsiz “dersiniz, başınızı eğip kaşlarınızı yıkarak.
Umutsuz yaşanmaz oysa. Düş kurmadan yaşanmaz. Umut azaldıkça, hayaller bittikçe azlanır insan. Tükenir.
Biraz matematik öğrenebiliyor her insan.
Biraz edebiyat
Biraz coğrafya.
Biraz dil.
Biraz kimya.
Biraz resim.
Biraz müzik. Her şeyden bir miktar öğrenmek mümkün okullarda. Geçer not almak mümkün.
Sevgili AKSAL’In dediği gibi “Bazı şeylerin okulu yok.” ”İnsanlık”
“Bodrum kıyılarındaki küçük Suriyeli kız”desem. Desem ne ki… Hiç. Koca bir hiç.
Sevgi, dostluk ve umutla…
Küçük Menderes/07/09/2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.