- 395 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Kur’an Şairi
(Üstat Mehmet Akif’in kaleme aldığı Kur’an mealiyle alakalı.)
Kurtuluş savaşından sonra yeni meclis Kur’an’ın Türkçe tercümesini ve tefsirini yapma hazırlıkları yapar. Bu görevlerde tercümeyi Arapçası tartışılmaz çok iyi olan Mehmet Akife, tefsirde Elmalı Hamdi Yazır’a vermeyi uygun görürler. Elmalı görevini kabul eder ama Akif kabul etmek istemez. Çünkü Kur’an’ın tam anlamıyla bir dile çevrilemeyeceğine inanmaktadır. Elmalının ısrarı ve bu eserin tercüme değil meal olacağını söyleyince vazifeyi kabul eder. Mısırlı çok yakın bir arkadaşının davetiyle mısıra gider. Meali yazmaya başlar. Akif meali yazma aşamasın da kendisinin yazdığı mealin namazlarda kullanılacağını duyunca(surelerin Arapça değil de Türkçe mealinin okunacağı) meclisle yaptığı anlaşmayı tek taraflı fes eder aldığı 1000 liralık avansı meclise iade eder. Ama mealin yazımında devam eder 1936 yılına kadar bu işle uğraşır.10 yılık süre zarfında Kur‘an’ın 2 defa mealini yazar. Rahatsızlığından dolayı Türkiye’ye dönmek zorun da kalır. Rahatsızlığından dolayı Türkiye’ye dönmek zorunda kalır. Yazdığı meali de Mısırda sevdiği bir zat olan Yozgatlı İhsan Efendiye bırakır ve şöyle bir vasiyet bulunur: eğer iyileşir dönersem meali bir daha gözden geçirir yayınlarız yok dönmez ölürsem yakarsın der. Akif Türkiye’ye döndükten sonra vefat eder. İhsan efendi meali yakmaya kıyamaz ve bir kopyasını kendi el yazısıyla yazar. Vefatına yakın oğluna vasiyet eder Akif’in mealini ve kendi yazdığı kopyayı yakmasını ister. Oğlu da babası vefat edince güvendiği 4 kişiyle beraber meali yakarlar. Mehmet Akif’in ruhu şad olsun.
Not: Bu yazıyı 2013 yılında Dücane Cündüoğlu’nun kaleme aldığı ‘BİR KURAN ŞAİRİ’ kitabını okuduktan sonra yazdım.