... asker Botları ve kedicikler
...

Kedilerin babası doğum yapacak kedi anasını
tabiat kanunu bu diyerek insafsızca terk eder

kedilerin annesi ise ;
tabiat düzeni bu olsa gerek diyerek
yüklü yorgun , tırnaklı ayakları
alır götürür askeri bir hava alanına

his kuvveti bu ya
güvenir ve sığınacağı bir yer bulur orada



komutan Ahmet ise ;
henüz göreve yeni başlamıştır
beyaz kedi ile komutanın yoları kesişir jenaratör dairesinde



etten pamuk dan yünden yüklü sancılı kedi ne yapsın
gecenin soğuğunda kıvrılır asker botlarının yanına
yatak yorgan yoldaş olur botların sıcağı
çaresizlik nedir bilmez ya hani kedicik

doğum ise fizyolojik bir olaydır
dört yavru asker botlarının içinde dünyaya gelir



sonra hayret verici iç güdüsel hisleriyle
henüz ilk nefesini almamış yavrunun
burun ağız etrafını saran zarlarını temizler
göbek kordonunu dişiyle keser
sıvıları içebilen diliyle fırçalayarak yok eder

nasıl bir iç güdüsellik ki
kedi annesi yavru sularını
genellikle de plasentasını yer
bundan bir kaç günlük gıda ihtiyacını sağlar
çünkü günlerce yavrularının yanından kalkmayacak
durmaksızın emzirecektir

ve bütün bunları doğanın korunması için yapar
hatta etrafında doğumla ilgili hiç bir iz bırakmaz
diliyle yalar yutar yok eder

/ yavru kedi anne karnındayken akciğerlerini kullanamaz
insan yavrusuna benzeyen özelliğidir bu /

komutan Ahmet ise hayretle olanları seyretmekte
kedi ve yavrularını ihmal etmemektedir
askerlerine ‘Onları aç susuz bırakmayın
kedi anasına iyi bakılmalı ki ,
yavrularını doyursun diyerek talimatlar verir



her kızgınlığın bile bir sevgi ifadesi vardır ya hani
anaç kedi toplar yavrularını
arada bir ağzıyla çeker çekiştirir



düşünmektetir Ahmet komutanım
özlemin aile sorumluluğunu
hatta anasının yavrusunun arkasından
terlik atmasının farkındalığını bile



kediler hızlı şekilde büyüdükçe
aralarında bir sevgi bağı oluşur
bilmem kaç metre ötesinden
asker botlarının kokusunu alarak
ona karşı koşarcası gelmeleri duygulandırır



kediler komutansız edemez olur
komutan ise hiç şikayetci değildir bu ilgiden

yaradıcımız onları sıcacık bir asker ocağına emanet etmekle
birbirlerine karşı şefkatin özlemini vesile kılmıştı
işte bu güzellikleri seyrederken
bilmeden vesile olurlar birbirlerine

Onlar ki
varlıklarıyla varlıklara
varlığıyla varlığına
varsıl var olan Türk Milleti

bugüne kadar ordusuyla
havada karada denizde ölümüne bütünleşmiş
vicdan yüklü vatan bekçileri

yeri geldiğinde terörle mücadele de çelikten bir zırh
yeri geldiğinde toplumsal duyarlılıkların can kulağı ve gözü
yeri geldiğinde korunmasız kedi yavrularına pamuktan kanat
yeri geldiğinde ise yumuşacık bir kalp olan şanlı Türk askeri



işte bu diyerek parmakla gösterilen
hiçbir devlet anlayışı içinde hiç bir ülkede bulunmayan
kanaatiyle ve dahi itaatiyle sağlam imanıyla
düşmanı alt eden gayretiyle
hiç bir korkunun yıldıramadığı şanlı Türk ordusu

böylesi değil ! öylesi değil ! ölürcesi
Türk askeri ve komutanı yok dedirten
tarihe silinmez kalemiyle mührünü vuran şanlı Türk ecdadır

ezelden ebede
Türk , Asker , Millet üçgeni’
sahip oldukları maddi kazançtan çok
azim başarı ve geçmişine sahip çıkmanın
birleşmiş yıkılmaz manevi zenginliğidir

zira her türlü fenalıktan sakınan
topluluk düzenine saygısı olan
disiplinli düzgün kişidir

iki yüzlülükten uzak
şahsi isteklerin arzusunda olmayan
hırsıyla hırs yapmayan
toplumun değerlerini değeri bilen
ahlak namus şeref dini koruyup kollayandır
mert ve namuslu olmanın onurudur onlar

korunmasız bir kediye sahip çıkması
asil ruhunun altındaki doğayı kucaklayan
şefkat kanatlı yufka yüreği
canlı cansız tüm insanlığa ve doğaya karşı
büyük erdem ve örneğidir



Dünya insanlarını dahi düşmanlarını
kendisine hayran bırakması elbette kaçınılmaz
bütün bütün bu eşsiz örnek ahlak anlayışıyla
şanlı Türk milleti’ evladını yetiştirip
davullu zurnalı eli kınalı kurbanlar adayıp sadece ve sadece
Türk Anası ve Türk Babasına mahsus
milli duyguları yaşattırandır

böylesi şanlı bir milletin
evlatlarıyla nasıl gurur duyulmasın


/ Bizim dünyamız ;
Bilirsiniz topraktan,
Sudan ve havadan oluşmuştur.
Hayatın da esas unsurları bunlar değil midir?
Bu unsurlardan birinin eksikliği, yalnız eksikliği değil,
Sadece bozukluğu, hayatı imkansız kılar.
Hayatı, hele ulusal hayatı seven, onu korumak isteyen
Yurdunun topraklarına, denizlerine olduğu gibi,
Havasına da ilgisini, her gün biraz daha çoğaltılmalıdır /
ATATÜRK

Gülay Göktürk