- 547 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOBANLARIN VE ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENİ
Çobanların ve Çocukların Öğretmeni.. / Menzure Duru
*
O bir öğretmendi sevgi, şefkat ve arzu ile bilinmeze tohumlar atacaktı. Heyecanlıydı görecek,
tanışacak... Toprak, su, baş ve ayak öyle ki gözü ufuklarda… Dağlar ve Köyler… Aldı eline
bavulunu epey uzun yürüdü. Uzakta çok uzakta dağların yamacında bir köy gördü, yüreği
titredi, bedeni buz kesmiş, gözleri alev alev. O köye ondan başka öğretmen gelmemişti
gelmeyecekti. Bir damla gözyaşı aktı göz pınarlarından kaderlerine terk edilmiş tüm köy
çocuklarına…
Anıları dinlemek çok güzel, onları saygıyla anıyorum, selam olsun diyorum ve çekirdekten
çınarlara bir anıda benden diyerek geçmişe yol alıyorum…
Yolum, en şahane anılarım arasında çocukluğumun geçtiği Konya ili Derbent köyüne çıkıyor.
Yıl 1971 annem köyün ebesi çalışma saati her an, babam nahiye’nin mülki idari amiri. Bu
nedenle çok zamanım ebemin yanında kimi zaman karakaçanın sırtındaki heybenin bir
gözünde, kimi zaman bir kağnının saman dolu selesinin üzerinde toprağın rengini görerek,
ağaçların yeşilini seyrederek, çok azda babamın makam odasında eğitim gönüllüsü Bayram
öğretmen ile doyumsuz sohbetler arasında geçiyor. O vakitler ‘ Derbent’ kelimesinin anlamını
sohbet sırasında duyuyorum ‘ Teşkilat’ … Bu anlamda dağların üzerindeki geçitlerde ve
boğazlarda kullanılan küçük kale şeklinde kurulmuş emniyeti sağlayan karakollara ‘ Derbent’
denildiğini.
Yolu çok dar ve virajlı. Konya’ya 78 km mesafede, rakımı 1.560… Orman, mera ve
yerleşim…Taşına, toprağına, havasına, suyuna ve ‘ Gel sana bir babalık yapayım’ diyen
Bayram öğretmene, hayranım…Elinde renk renk kalemler, kâğıt, doğanın içinde bağıra
bağıra, haykıra haykıra, sessizliğin çığlığını duya duya
Ne desem?
Hıh buldum
Nasıl oldu?
Gülümseyerek cevap verdi ‘ Ala’
Okuyuvermiştim…
Bayram öğretmen’in hafızası güçlü, bir insanı bir başka insanla ‘ biz’ yapan reçetesi harfler ve
renkli kalemler. Beni bir yerden başka yere götüren, o büyük cesaret… Eee, E=MC ÜSTÜ
İKİ, bilim Einstein’i olmak kolay değil. O vakitler az sayıda olsa da en yakın arkadaşım
Bayram öğretmen, soyut, seven, maskesiz, aydın. Işığı kök oldu, dal oldu, gök mavi öğrendim
farklı bir çizgide.
Yalnızlık mı var?
Gülümsüyorum… Bayram öğretmenimle uzakta bir taş köprü ile dere geçmişim sade,
şüphesiz, en faydalı bilgileri öğrenerek… Kalem ile kağıdın dansı, derin, derinimde…
Gökkuşağımın renklerinde mavi umut umut toprağa dikilen tohum, mücadele, saygınlık…
Özel görevler, özel insanlar… Onlar bizim baş tacımız
Şu dünya üzerinde geçirdiğimiz birkaç saniye bir hizmet etmek istiyorsak hayatı insanca bir
tatlılıkta geçirmenin çaresini bulmalıyız. Okumayan, anlamayan insanların mesut olmaları
mümkün müdür? Cahil insan, her zaman, her yerde ya kendi vehimlerine, batıl fikirlerine, ya
da başkalarının hasis hırslarına ve menfaatlerine kurban oluyor. Evet bunu bilirken tam
anlamıyla mutlu olmamıza imkan var mıdır? Bütün yeniliklerde değişmeyen bir şey vardır,
ilim, alim ve kitap… Dosta bakar gibi ‘ hayatta artık benim korkacak bir şeyim kalmadı’
dercesine yola devam etmek…
Onlar bizim Öğretmenlerimiz.Yetişti, yetiştirdi derken;
İşte en değerli bir örnek de; Hasan Hüseyin Tekışık yaşamı ve eser özetleri ile Efsane
Öğretmen
Çobanlığı liderliğe yönetmenliğe öğretmenliğe uyarlayarak sonunda Yeşilyurt köyündeki
çobanlar çeşmesinden Ankara’nın Kızılay meydanında efsane muhteşemliğine eriştirmeyi
başarmanın bahtiyarlığını; Taşı Toprağı Altın Şehir diye bilinen Şöhretler Şehri
Şebinkarahisar’daki Kayabaşı Uluburun göğsünde akranlar ve hayranlarla solumak hangi
enginliğin hafızasında şiirli resimli hikayelere sığabilir ki ?
Arkadaşlarının hepsi çocuktu, hoş gören, şen, şakacı… Öğretmenliğe mukaddes aşkına için
için yanan ateşli bir havari… Lûgatın da sadece ’ En iyisi şu ki; çocuklara bilgi öğretmek’
…İyi hizmetinin neticesi olarak insanda doğacak kanaat hiç şüphesiz kanaatlerin en iyisidir…
Neler görmüştü?
Kasaba denince akla ‘ merak etmeyiniz çocuklara yalnız müspet ve faydalı şeyler
öğreteceğim’ derdi mücevher gibi aydınlığa gülümseyerek…
Yenilikler bir günde olmazdı ki…
Saygı, Rahmet ve 08 Eylül 2014 de son yolculuğunda edebi aleme uğurlanırken ‘Hikmet
seni,senin Kayabaşı’ndan arıyorum’ diyen ‘Efsane Öğretmen Tekışık’ Okuyar ağıdı ile
anıyorum….
*
TEKIŞIK Öğrencileri ile OKUYAR
Şiir Yorumcusu Canlara ARMAĞAN
----------------------------------------------
*
Atatürk evinde, sordum halini..
Tekışık özünü, verdi(n) de gitti(n).
Çobanlar Hocası, sardı ilini..
Kavala sözünü, vurdu(n) da gitti(n).
*
Şebinkale burcu, otağın oldu,
Vadi’nin kültürü, yatağın oldu,
Özlemine yaylak, Totağ’ın oldu..
Efsane tezini, sardı(n) da gitti(n).
*
Kayabaşı bilir, Köprübaşı’nı..
Dikmentepe kayıt etti düşünü.
Okuyar tam buldu er yoldaşını.
Eğribel pozunu, gördü(n) de gitti(n).
*
Yünleri ip edip, eğirdik sık sık,
Özel yetenekle, bağırdık sık sık,
Hüseyni şiirde, çağırdık sık sık..
Ateşin közünü, kardı(n) da gitti(n).
*
Mithat Özsan şahit, deyişler değe,
Şiir Akşamları, girdi geceye.
Bir muhteşemliği, yaşayan Beğ’e..
Vuslatın hazzını, yordu(n) da gitti(n).
*
Türkiye Sevdası, kapsama yağdı..
’’ Efsane Öğretmen ’’, kitaba sığdı.
Şebingülü yasta, dalların eğdi..
Gül Hüsnü ! yüzünü; derdi(n) de gitti(n).
*
Ankara, Şebin de, duyacak derken,
Hasan Ali Yücel, sayacak derken,
Pir Abdi gönlüne, koyacak derken..
Tamzara ’da, Kütküt, durdu(n) da gitti(n).
*
Hikmet OKUYAR
ŞEBİNKARAHİSAR
*
sardı yürekleri… Kalıcı hizmetlerle, gençliğe ve yeni ufuklara öncülüklerle, okul, cami,
kütüphane, kültür merkezi, çeşme ve vakıf yatırımlarla Tekışık aydınlığı ile birlikte okunacak
ilköğretim okullarında öğretmen okullarında liselerde akademilerde üniversitelerde ve
derneklerde vakıflarda iş adamları ve yatırımcılar birliklerinde.. Yaşatılacak yeniden..
Belgesellere videolara girecek daha çok paylaşılsın; daha çok okunup, tavsiye edilsin diye..
’’ Efsane Öğretmen Hüseyin Hüsnü Tekışık Eğitim ve Kültür Etkinlikleri Haftası ’’
kapsamında… Giresun’da Şebinkarahisar’da, Kelkit Vadisinde.. Türkiye genelinde…
Öğretmenlik yaşadığı sürece sonsuza dek…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.