- 1546 Okunma
- 18 Yorum
- 4 Beğeni
Bir kitap bir insan, iki kitap iki insan.
Çevrem de ve etrafım da görüyorum ki kitap okuyan kişi sayısı neredeyse bir elin parmağını geçmez.Kitaba neden bu kadar ön yargılıyız sanki önümüzde bir engel var onu aşamazsak kitap okuyamayız gibi bir şey.Birde kitaba vaktim yok diyen insanlarımız var arkadaşlar kitap boş vakti değerlendirmek için değil,dolu vaktinize renk katmak ufkunuzu genişletmek için var,bu bakış açısından dolayı ilerleme gösteremiyoruz gerçi fazla ileri gitmeyeyim bundan 80-90 yıl önce okuma yazma oranı bile yoktu alfabesi her şeyi bir anda değiştirilip yeni düzene giren bir ülkeyiz böyle olunca okuma yazma hiç gelişmedi savaştan çıkan halkın eğitime vereceği imkan yoktu.Benim ülkemde hala yüzde yüz değil okuma oranı bir anda her şeyi değişen bir toplumdan, yoksul bir toplumdan, o zaman bir başarı beklemek mantıklı olmazdı ama bu ilerleyen zamana da yansımadı. İnsanların iş temposu evet çok yoğun bir tempo insanın kendine bile vakit ayıramadığı bir tempo bahane bence bu.Kitap okumayı bir vakit doldurucu olarak görmek çok büyük yanlış ve çoğu insan da bu yüzden okuyamıyor. Nasıl bir lisan bir insan, iki lisan da iki insan ise bir kitap bir insan, iki kitap iki insandır çünkü her bir kitap farklı bir yaşamı farklı bir hayatı farklı bir düşünceyi temsil eder o yüzden önem vermediğimiz bu kitaplara daha fazla önem vermeliyiz boş vakit de değil en değerli vaktimiz de okumalıyız.
YORUMLAR
Kitap okumanın faydası elbette tartışılamaz. Özellikle son dönemde çıkan kitapları da düşündüğüm zaman aklıma hep Sadi Şirazi'nin şu sözü de gelir: "Ne kadar okursan oku; bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, cahilsin demektir" Dediğim gibi maalesef özellikle son dönemde bize pek bir şey katmayacak, hatta olumsuz anlamda etkisi olacak kitaplar da mevcuttur. Dolayısıyla yazar ve kitap seçimi de büyük önem taşımaktadır.
Yazınız oldukça güzel ve anlamlı, tek kusur bazı yazım yanlışları. Bu hataları düzeltirsek, veya bundan sonra daha dikkatli olursak çok daha güzel olur. Teşekkür ederim...
Mehmet Aldemir tarafından 5/22/2016 12:42:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
romana karşıyım. ama Türkiye'de ufkumuzu genişletecek, gerçekler, doğruları olan yazı okumak ancak bizleri aydınlığa yitebilir. Ben kitaplar az olsun okuyan çok olsun düşüncesindeyim. Kitap okuyan bir serüvene katılmış olur, okudukça devamı gelir. Güzel bir paylaşım özlü ve düşündürücü olan bir konu. Tebrikler.
bahadır doğru tarafından 4/20/2016 9:01:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok haklısınız. Boş vakitleriniz de ne yaparsınız, sorusu aslında bu vakitlerde yapılan işlerin de boş işler olduğuna inandırıyor insanı. Dolayısıyla bu vakitlerde yapılan en boş iş de kitap okumak gibi algılanıyor. Doğrusu sizin de belirttiğiniz gibi kitap dolu vakitlerimizin, dopdolu uğraşı olmalı. Umut ederim ki bir gün bu bilince ulaşabiliriz.
Ahmet Gümüş tarafından 3/10/2016 11:55:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çocuklarımıza kitap okumayı sevdirelim.
Sayın Kürşad Çerçen; ele almış olduğunuz bu can alıcı konuya yakından tanık olan bir yazar olarak size teşekkür ederim.
Yazınız aralığında 80-90 yıl öncesine bir gönderme yapmışsınız. Cumhuriyet öncesi okuma-yazma oranı tüm Osmanlı topraklarında %6 civarındaydı. Ve bunun büyük kısmı dönemin egemen feodal ailelere aitti.
Cumhuriyet'in ilk on yılında bir büyük aşama kaydedildi.
Eğer; Köy Enstitüleri NATO uğruna feda edilmeseydi ve yüzyılın ilk yarısında çok partili sistemle iktidara gelenler Cumhuriyet kazanımlarının altını oymasaydı; gericiliğin önünü açmasaydı biz bu gün eğitimde dünya sıralamasının gerilerinde değil, önlerde yer alırdık.
Bunları sizi eleştirmek, incitmek için ve tartışmak için yazmıyor; aksine dertleşmek için yazdım.
yazınız içerik açısından çok anlamlıydı.
sevgiyle kalınız...
Bence toplum olarak rahata, hazırcılığa o kadar alışmışız ki.Bunun en somut öğesi tv . Okuduğum kitapların dizi olarak önüme getirilmesi dönme dolap gibi evir çevir,bir lastik misali konudan oldukça uzak ,sadece dizi sayısını arttırmak gayesiyle yayınlanması.Halbuki o kadar değerli yazarlarımız varki. olmaz efendim kitabı alacaksın,onu okuyarak zaman sarfedeceksin ahh yokmu bu tembellik. Sanki Aziz Nesine hak veresim geliyor))) Elinize yüreğinize sağlık genç arkadaşım.
Ne yazık ki görmezden gelinen ve çok da acıtan bir gerçeği toplumumuzun.
Çoğunluk ne yazık ki bütçesine ek yük getirmek istemiyor diğer yandan akla gelen ne varsa almayı da ihmal etmiyor. Oysaki kitap en faydalı eğitim aracı. Her birinde ayrı ve çok farklı dünyalar bizleri farklı boyutlara taşıyabilmekte.
Gereksiz ne varsa zamanımızı heba ediyoruz bırakın okumayı kapağını dahi açmıyoruz.
Özetlemişsiniz gayet net bir dille. Kutlarım.
Saygılarımla dost kalem...
Kitap okumamanın hiç bir mazereti olamaz.Nüfusumuz 78 milyonlarda,illerdeki ve okullardaki kütüphanelerin durumu içler acısı. Prof Üstün Dökmen 'kitap okumayan toplumların iki yakası bir araya gelmez diyor.' Başka yabancı bir bilim adamı 'kumsalda iki eli yanlarda birisi görürseniz bu da Türk'tür diyor.'Demek ki milletimiz okumayan bir toplum,bu alışkanlık bizlere kazandırılmamıştır.Kitap okuma alışkanlığı ailede kazandırılır.Türk ailesi ortalama televizyon başında 4 saat geçirmektedir.Bu bilgisayar başında daha fazladır.Ama iş kitap okuma olunca vaktim yok deniliyor.Bu alışkanlığı kazandırmak için her aile kitap okuma saatleri düzenleyerek,o saatte aile fertleri sadece kitap okumalıdır.