- 1039 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
TAMTAMLAR ÇALDIĞINDA!
Tamtamlar çaldığında işin şakası olmadığını anlayacaksın ama son pişmanlık fayda etmiyor ne yazık ki dönüş yok. Ne yapsan nafile. Kıvırsan bile faydasız. İşte o son saniyelerde yaşadığın zaman dilimi gözlerinin önüne gelecek ve gerçeklerle cebeleşmiş olacaksın belki de. Bu zamana kadar kimi kandırdıysan aslında kendi acizliğinden kaynaklanan bir zafiyet. Hep yalan söyledin, pay çıkarmak için. Keseri sallarken hep kendinden tarafa yonttun. En ufak kıymığın bile başkalarına gitmesine tahammül edemedin. Hırslandın. Gözün hiçbir şeyi görmedi. Karıncalardan bile ders alamadın. Kazandığını ağustos böceği gibi saz çalarak söğüt gölgesinde yedin, içtin. Sen neymişsin be abi!
Hiçbir şey tahmin ettiğin gibi gitmedi be karındaş! Hayaller hep yanılttı. Çünkü sen gerçeklerle hiç yüzleşmedin ki. Hayaller derken ben hayallerin daniskasını kurarım ama faydasız. Ben de çoğu kez hüsrana uğradım. Alnının derisi çatlayacak bir kere. Çatladıkça kendine geleceksin. Alın teri dökmeden bir kalemde her şeyi elde etmeyi kafaya koymuştun. Ama işin gerçeği öyle değildi. Kazanırken el etek öpmeyecek, yetim hakkı yemeyecektin. Varsın olmasındı sırtında redingotun. Keşke yamalı bir çulunla aç ve sefil kalanların iç dünyalarını okuyabilseydin. Aslında sen öyle bir çocukluktan geliyordun ama şeytana uydun. Hep farklı görünmeye çalıştın. Ama olmadı işte. Eğer anladıysan kaybeden sen oldun. Ama sende anlayacak kafa nerde. Şimdi aynı fırsatlar eline geçse yine aynı naneleri yersin. Hâlbuki farklı parkurda onurlu bir şekilde ipi göğüslemeye çalışsaydın birinci gelirdin belki de. Ama hep burun farklıyla kaybeden sen oldun. Olmuyor be dostum! Hiçbir zaman attığın taş yerini bulmuyor.
Birde kendini sorgulamayı düşün. Düşün binlerce alın teri dökerek çatlak topraklarda kızgın güneşin altında yatıp da mutlu olanları. Sen denizin kenarında buzlu kadehleri dikerken onların susuzluktan dudakları çatlıyordu ama yine de akşam olduğunda evlerine giderlerken mutluydular bir dilim ekmek parası kazandıkları için.
Dostum, san mı ki bu devran böyle gidecek. Bak gitmedi işte. Ömür dediğin ne ki. Göz açıp kapayıncaya kadar geçti bile. Kimler geçmedi ki bu iki kapılı handan. Ne götürdüler giderlerken peşlerinde. Hiçbir şey. Belki de çokları için iyi ki geberdi diye ilenildi. Sen yol yakınken gel bu kör olası sevdadan vazgeç ve insanlığa dön. Yarın tamtamlar çaldığında son pişmanlık asla fayda etmez. Yamyamlar derini yüzerler ve bir güzel ziyafet cekerler.
YORUMLAR
Merhaba Ayhan Bey, sizin birçok yazinızi okudum ama bu bi başka olmuş. Sanki agızdan çikanları kalem yazmaya yetisememis. Öyle düzgün işte.
Sen o iki yüzlü, edingotu düzgünlere demişsinki, çalıp çırptığınız, çalanı görüp de sessiz kaldığınız, boşuboşuna insan kalbi kırdığinız günahlar sizinle odun olarak gidecek cehenneme, düzgün edingotunuz değil, demişsin ve ben de altına imzamı attım gitti!
Tebrikler, selamlar
Benim Ayhan Kardeşim duygulanmış yine, dalmış gitmiş gözleri.
Bu yazıyı yazmış. Anlayana derste vermiş.Her zamanki gibi yine güzel yazmış.
Görürseniz onu, söyleyin ona. Bana da uğrasın. Yorum yapmasına gerek yok.
Sadece bir nokta koysun ben okuduğunu anlarım.
Ben onu çok seviyor ve gözlerinden hasretle öpüyorum...
ayhansarıkaya
Saygılar bedoş abim.
Herkesin sıklıkla düşünmesi gereken şeyler bunlar. Ama düşünmek de bir nasip işi sanırım.
"Can bedenden ayrılırken imanına kavuştur beni" diye başlayan bir uykudan önce duası öğretmişti bana annem. Aklım erince düşündüm: Neden can bedenden ayrılırken olsun ki? O son dakikaya gelmeden olmalı ne olacaksa. Hayatımızı tartıya atmamız da öyle.
Sağlam bir nasihatti.
Kutluyorum sevgili abim Ayhan SARIKAYA.
Aynur Engindeniz tarafından 9/4/2015 1:46:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
ayhansarıkaya
Selam ve saygılar efendim.
ayhansarıkaya
Selam ve saygılar efendim.
ayhansarıkaya
Selam ve saygılar efendim.
ayhansarıkaya
Selam ve saygılar efendim.
ayhansarıkaya
Selam ve saygılar efendim.