Türk aydınının inanınırlık sorunu sadece geçmişte değil, şimdide ve görünen o ki gelecekte de yaşanacak.
Oysa ki aydınlanma ve bilimsel gelişme aydınların hakikati toplumun her katmanına teveccüh görecek şekilde anlatmasıyla mümkündür.
Oysa ki derdi kendini pazarlamada gören Türk aydını sadece kendi toplumunda değil hiçbir çağcıl medeniyetin teveccühünü kazanamamaktadır... Birkaç başarılı aydının ileri görüşlü fikirleri ve uluslar arası başarısı ise köşebaşcı elebaşcıların linç girişimiyle gözden kaçırılmaya çalışılmaktadır.
Sayın Alev Alatlı çağını aşan aydınbakışı ve eserleriyle halkının ve dünyanın teveccühünü kazanmakla kalmadı farkındalıkta yarattı.
Ama gelin görün ki kendi okunmadığı yetmezmiş gibi başkasını okumayan okutmayan aydınlar gurubu artık sadece foseptik değil ölümde kokmaktadır.
Bodrum da sahile vurmuş bir çocuk şehidinin üzerinden habercilik yaptığını zanneten ölüyiyiciler,
yıllardır karaya vuran başka cesetleri neden göremediler? Oysa sayın cumhurbaşkanı daha başbakanken,
"Suriye bizim iç işlerimizdir" dediğinde ne anlama geldiğini sorma cesareti gösteremeyen muhalefet ve sözde haberciler bugün neden ölülerin üzerinden beslenmek istemekteler? Kürtçülük oynayan aydınlarımızın hangi fonlarla kimin kanına kimin pahasına girmeye çalıştığını tarih yazacaktır elbet...
Ara ki insan bulasın, bul ki ahlak sahibi olsun ahlakı hakikat olsun...