Anlamak
Göçmen kuşlar bile, göçmen değiller aslında.Dönmemecesine terketmiyorlar.Dönmek üzere göç ediyorlar.Vatanları dünyanın tamamı.İnsanların göçmesi gibi değil.Acınası değil,utanası değil,kahrolası değil...
Anılarını bırakmak,evini,mezarlıklarını,bulutundan çakıltaşına,ait olduğu,kendisi olduğunu bırakmak.Sevdalar bavula sığmaz,özlemler,umutlar da öyle.Göçmenin taşıdığı bedeninden öte değil aslında.Bavulunda bilinmeyenden duyulan kaygılar,tıkış tıkış hüzün,kenarlarından taşan çaresizlik sırıtır.
Tarihi adileştiren insan müsveddeleri,adına ırk diyerek,din,mezhep diyerek çullanır göçmenin üzerine.Kırk katır mı,kırk satır mı? dedirtir.Göçü zorunlu kılar.Balkan’lardan Anadolu’ya,anayurda...Oysa,Balkan ve Anadolu bir bütündür göçmenin kafasında.Ayıramaz,sorar:Anadolu’mu Balkanlar’ın anayurdudur,yoksa Balkanlar mı Anadolu’nun ? Cevaplayamaz...Bosna,Sancak,Makedonya terkedilen topraklar mıdır,kaybedilen vatan toprağı mı?
Tek kurşun atmadan terkedilmenin acısıdır yürekleri sızlatan.Yüzyılların kiniyle,Çetnik’i,Ustaşa’sı çullanır üzerine.Boşnak,Pomak,Shiptar ayırmadan..."Türk’ten daha Türk" dedikleri halklara asırların hıncıyla kanuykuları yaşatır.Muhacirler,der büyük Atatürk:"Kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır." Göçmenin sızısını anlar,paylaşır,bağrına basar.
Göçmen ailenin,Türkiye’de dünyaya gelmiş,türkçeyi ilkokulda öğrenen ilk çocuğu olarak anlaşılmaz bir dünyaya doğmuştum.Ne dayılarımın yaşadığı Bosna’ya,ne de atayurdum Sancak’a hiç gitmedim,görmedim.Nedenleri,niçinleri etraflıca sorgulama ihtiyacı da duymamıştım.Bosna’daki soykırıma,kirli savaşa kadar...
Avrupalı efendilerin 3 yıl seyrettiği,BM’in sonradan madalya verdiği Hollanda’lı askerlerin izniyle öldürülen Srebrenitsa’lı kadınları,çocukları, çaresiz halkı görünce,dahada kocaman bir kelime olmuştu ,"GÖÇ"...Sömürgeciler, işbirlikçilerine ülkeyi parçalattıktan sonra, yaşattıkları toz duman arasında görünüverdiler.Yağmacı olarak,demokrasi getiren eşkiyalar olarak. Bir kez daha hareketlendi göç kervanları.
Osmanlı’dan arta kalan,ne olursa olsun "bakiye" görülen insanların,yüzyıllarca vatan dedikleri toprakların, aslında vatan olmadığını hissetmelerinden daha hüzünlü ne olabilir.Sömürgecilerin,halkları birbirine düşürerek,ayrıştırıp yabancılaştırarak,düşman ederek "paramparca edebileceğini" belki de en iyi Balkan göçmenleri anlar.Eğitimlisiyle,cahiliyle...Ata’nın "Ne mutlu Türküm diyene" derken hamasi nutuklar atmadığını,ulusal bilincin,toplanmanın,savunmanın,onurunu korumanın yegane zırhını gösterdiğini anlar.
Kaybetmeyen,sahiplenmeyi,gerektiği gibi yerleştiremez usuna.Anlamak için kaybetmek gerekmiyor.Atatürk’e,cumhuriyete,birbirine sahip çıkan bir vatanı hiç bir güç boğamaz.Bir kez denemişlerdi,hiç vazgeçmediler...
YORUMLAR
Osmanlı’dan arta kalan,ne olursa olsun "bakiye" görülen insanların,yüzyıllarca vatan dedikleri toprakların, aslında vatan olmadığını hissetmelerinden daha hüzünlü ne olabilir.Sömürgecilerin,halkları birbirine düşürerek,ayrıştırıp yabancılaştırarak,düşman ederek "paramparca edebileceğini" belki de en iyi Balkan göçmenleri anlar.Eğitimlisiyle,cahiliyle...Ata’nın "Ne mutlu Türküm diyene" derken hamasi nutuklar atmadığını,ulusal bilincin,toplanmanın,savunmanın,onurunu korumanın yegane zırhını gösterdiğini anlar.
Kaybetmeyen,sahiplenmeyi,gerektiği gibi yerleştiremez usuna.Anlamak için kaybetmek gerekmiyor.Atatürk’e,cumhuriyete,birbirine sahip çıkan bir vatanı hiç bir güç boğamaz.Bir kez denemişlerdi,hiç vazgeçmediler...
***
Değerli Kurtçov,
Güzel Yürek,
Kutluyorum kısa ve özümsemişsiniz Balkanların yürek sızısını...
Haçlı zihniyeti elindeki haçla "zafer" çığlıkları atarken bir masum gülüşün solmalarında,
Kanlı postalların izinde BM atalet bohçası ile barışı geciktirirken Avrupa'nın göbeğinde yıl 1999 henüz çok yeni...
Anlama aczi rolünü oynayan ZANGOÇ ve PAPAZ rolü sanki kukla sahnesinde...
Değişen bir şey yok, ufukta görünüyor aç çakal sürüsü...
Lokma da aslanın ağzında, pençesinde şimdi Ortadoğunun kanı damlamakta...
Paylaşımınıza sonsuz teşekkürler gönül dostu...
Kaleminiz daim olsun...
Sevgi ve ışıkla
Güzel yazı ama; hep yansıyor bu sizden yazılarınıza :(
Bazı şeyleri iyi ifade edemiyorsunuz. Ya da henüz kavram kargaşası hali var. Algınız mı kırk başlamış desem dostça, bana kızar mısınız?
Bazı kavramları yan yana kullanırken, pek teslimiyetçi davranmışsınız diyebiliyorum. Emperyalizm ve halklar gibi örneğin..
Her şeyin sahtesi olduğunu, emperyalistinde kırk hikayesi olduğunu hep biliriz değil mi? Birini yemezsek, birini yediriyor işte; hınzırca, şeytanca :/
Soru şu olsun mu? İktisat bağlamı en son ama, bütünsel anlamda da, elbette sonu ille sınıfsal olmalı çözümlemenin. Ana ve temel/asal çelişki farkı gibi düşünüyoruz.
Neden bu "halklar" kavramı, sadece doğu da geçer? Batı sosyolojisinde sorun çözüldüğünden mi? çözüldüğünden mi ya da?
Şener Şen filimlerini anımsıyorum. Maho ağa ve marabalar. Maho ağa uluslar ve etrafında -ayrıştırılmış pervane maraba- etnik/dinsel-mezhepsel/cemaat maraba uluslar gibi.
Şimdilik bu kadar.
Saygılar.
Göktürkmen tarafından 9/23/2008 8:22:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kaybetmeyen,sahiplenmeyi,gerektiği gibi yerleştiremez usuna.Anlamak için kaybetmek gerekmiyor.Atatürk’e,cumhuriyete,birbirine sahip çıkan bir vatanı hiç bir güç boğamaz.Bir kez denemişlerdi,hiç vazgeçmediler...
**************
Uzun zamandır işlenmesi gereken bir konuyu gayet güzel işlemişsin dost...tebrikler. sevgimle hep NeNa