- 801 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAKAMOZ DÜŞÜNCELER
Hep bir başkayız ikimiz. Ayağımızı bastığımız kara parçası, yüzümüzü okşayan meltem, omzumuza yapışan denizin tuzu… Bambaşka hayatlar sürüyoruz daima.
Takvimin aynı gününü gösteren yapraklarını yırtıyoruz farklı mekânlarda. Apayrı anılar ekleyerek hayatlarımıza. Yüzümüzdeki çizgiler hızla çoğalıyor. Çoğalıyor etrafımızda biriktirdiğimiz insanlar. Neşemiz de katlanıyor, hüznümüz de. Yakamozlara yaslıyoruz başımızı başkalarının omuzlarında.
Yolculuklar ekliyoruz yıpranmış haritalarımızın katlantılarına. Valizler eskitiyor, valizler yeniliyoruz niceleriyle daha. Çocuklar oyalıyoruz, sesimiz otoriter değil her zaman. Şefkat, merhamet sunuyoruz çeşme başlarında susuzluklarını geçiren çocuklarımıza avuçlarımızla.
Dudaklarımız yukarıyı gösteren birer ok olmalı yüzümüzün en güler yüzlü noktasında. Dudaklarımız güzel kelimelerle dokunmalı bize muhtaç olanlara.
“Anne, bak nasıl yüzüyorum?” sorusuna farklı değil tepkimiz oysa. Kahkahalarımız nefes alış verişlerimize karışıyor, çok yaşıyoruz daima her hapşırıktan sonra. Biz, “yarhemukelleh” diye dua ederken birbirimize, “iyi yaşa” temennisinin yeterliliğiyle avutuyorsunuz oysa siz kendinizi.
Yıldızlar çıkacak birazdan. Güneş batacak. Ay tepsi gibi başımda parlayacak. Akdeniz sükûnetle konuşmasını sürdürecek. Kıbrıs’ın mavi gri silueti tılsımını taşıracak kalbime. Yakamoz dalgalara sığmayacak. Yakamoz üzerimize bulaşacak birazdan bu sahilde. Çocukların neşesi yorgunluklarına yenik düşecek. Anne babalarının uzattığı havlularla ısınacak küçük yürekleri.
Kumlara insanlar asla adlarını ağızlarına alamayacakları kişilerin baş harflerini yazacak. Çok şükür dalgalar çıkacak ve hiç iz bırakmadan alelacele silip süpürecekler bu memnu alfabeyi.
Birazdan insanoğlu çekilecek sulardan. Birazdan sığınacağız yeniden taş duvarların ardına. Geceden, denizin karanlığı getiren renginden ve belirsizlikten öteye, koşar adımla kaçacağız şimdi.
Az bir vaktimiz daha var oysa. Denizden gelen yelin serinliğine karşı koyamayan zavallı tenim, tepelerin arkasındaki gizli mabedine çekilmeye hazırlanan güneşi izlemeye doyamayan gözlerim ve denizin sözlerine kayıtsız kalamayan kulaklarım biraz daha dirensin o vakit!
Şimdi ben, bu saatlerde, ser hoş bir halde, bir şezlongun üzerinde oturmuş, bunları yazıyorsam eğer; - ki yalnız değilse kalbim- bir sebebi var. Yaşamanın bile!
Bozyazı/ Mersin 29.08.2015