14
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1305
Okunma
"Acılar gece çözülür."
A.Haşim-
Öyle demişti geçenlerde tanıştığım bir yerli;
"Göl dalgalı olduğunda geceleri korkuyorum. Üstelik nedendir bilmem evden dışarı atmak istiyorum kendimi ya da eve hiç girmemek geçiyor aklımdan. "
Şimdi gölü bütün yüzüyle gören balkonumda o sözleri hatırladım.Dalgalarını kıyıya savururken. Ne zaman hareketini artırsa o vakit bir sarsıntının korkusu sarıyor demek ki.Yıllar önce-çok değil, dört yıl önce- yaşadıkları felaketten sonra elde değil endişelenmemek."
Fakat ilginçtir ki durgun olduğunda korkuyorum ben. Sanki düz bir zemin turkuaza boyanmış da gözümü boyuyor. Buranın gecelerini çok seviyorum nedense. Herkes derin uykusunda uyurken uyanıklığım bir ayrıcalıkmış gibi ruhumu okşuyor. Uzun süredir çektiğim nefes darlığı ve aniden başlayan çarpıntılarım eskisi gibi bulmuyor beni. Tekrar doğmuş gibi böyle boşluğu dolduran gölgeye sarılıp sevinesim geliyor.
Bir arkadaşım Mardin gezisinden gelirken melengiç kahvesi getirmiş ,sağ olsun. Her gece bu saatlerde bir fincan içmeden uyuyamıyorum.İnanılmaz bir ilham veriyor, anlatılmaz bir huzurla doluyor içim. Burada yalnızlığın belki de en uç noktasını yaşıyorum. Sessizliğim hiç bu kadar hükmetmemişti üzerimde.
Olsun, kimseye kızmıyorum mesela, darılmıyorum, dağılmıyorum üstelik,kırmıyorum kimseyi de. Çok okuyorum, çok yazıyorum bu aralar. Delirdiğimi düşünen uçuk bir tayfa var. Küçük şakaları olmasa, arada gelip göl kenarındaki çay bahçesine sürmeseler beni renklerimden biri eksilecek sanki.
Sevdiğim türküleri dinliyorum , günde en az üç kere. Almam gereken ilaçların yerine çok iyi geliyor bana. En azından yan etkisi yok. Biraz içlensem arada ağlasam da rahatlıyorum.
Her yerin kendine özgü sevilen ya da nefret edilen şeyleri var muhakkak. Nasıl içime sinmeyen yönleri varsa bir o kadar da sevdiren şeyleri var buranın. Biliyorum her yerde bu böyle diyeceksiniz. Fakat inanılmaz bir şekilde buradaki çocukları çok seviyorum. Bana çok iyi geliyorlar. Kimsesiz olsam sanki onların sevgisi sayesinde yeşerecek içimdeki öksüz. Onların sesiyle huzur dolacağım. Onların sesi doğuracak içimdeki çocuğu ve aralarında olgun, ağır mizacımı unutacağım.
Şair diyor ya hani " sevgi veriş alıştır. Alışveriş değil." Verdikçe, tebessüm ettikçe kazanıyorsun onların kalbini. Buranın en çok çocuk yanını seviyorum. Parlayan gözlerinde hiç sahip olamayacakları sandıkları ilgiyi, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayacak sadeliği seviyorum.
Hayatımın o en zorlu dönemecinde düştü yolum buralara. Diyorum ki hayatta hiçbir şey tesadüf değil. Tanrının olduğu yerde yoktur raslantılar. O’nun olduğu yerde mış’lar yoktur.Ondandı belki ardımda onlarca sıradağı bırakıp buraya konmam. Belki benim hayatım boyunca hatırlayıp güleceğim satır araları burada yazılacaktı, kim bilir?
Eskiye dair ne getirdim yanımda diye karıştırıyorum çantaların gizli ceplerini. Gülümsüyorum getirdiğim fotoğraflara bakıp. Canımı yakan simaları taşımasam da hatırlıyorum ne yazık ki. Vazgeçme hakkım olsa herhangi bir şeyden hafızamın ayrıntıları saklayan gücünden vazgeçerdim. Çünkü huzur kadar da acıyı da derinden yaşıyorsun. Kimi zaman öfkelensem de geçiyor bir zaman sonra. Sonra en saf halini alıyor bütün düşüncelerim.
Öylesine çetrefilli hayaller kurup, çıkmaza sokmaya gerek yok hayatı. Basit yaşadıkça zor bulmacaları da çözmeye gerek kalmıyor. Bir şiirlik bir hayatımız var. Her gün yitip giden güneşin ardından çöken karanlık bile sonraki aydınlığın habercisiyken yakışır mı insana umutsuzluk?
" Ben buraya ümidi getiren kuşum, aydınlığa ulaşan bir yokuşum."
Nasıl ümitsiz olayım şu eşsiz düzene şahit olduktan sonra gözlerim? O tertemiz yüzlerde nasıl hüzün kondururum.
"Kalemin siyahına, odun közüne bulaşsın elim, olsun ben aydınlığı getirecek öğretmenim."
Hızla geçen zaman burda yüzünü çabuk gösteriyor. Bir bakıyorsun sabaha ulaştın, sonra gece koşarayak ninnisiyle başucunda uykuna hazırlıyor . Uzaklarda annemin hasretli gözlerine , belki hala kalbinde olduğum sevgilinin yüzüne, sesine; omuzlarına yüklenen yokluğumda ağlayan babamın.
Sessizliğine binlerce kilometre uzak memleketimin, sohbetine dostlarımın
Hasretim!
Gölün en çok bu saatlerdeki rengini seviyorum. Karaya bulaşmadan, rengini kaybetmeden koruyan bu halini. Durgunluğundan korkuyorum, dalgasını seviyorum. Sıcaklığı ürkütüyor beni, asiliği en çok da.
Haydi Uyu dünya, karanlığa bırak beni.
Yazacak gücü yok ellerimin.
Haydi, uyu!
ERCİŞ-
03:20
11.05.2015
N.K-