- 903 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Eğitim mi Turizm mi?
Ne yazık ki eğitimin pazarlık konusu edilişini de yaşadı bu ülke. Neymiş efendim turizmciler bu yıl az kazanmışlar, biraz daha para kazanmaları gerekiyormuş. Bunun için de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların açılışının ertelenmesi gerekiyormuş. Sanki kazandıkları parayı eğitime yatırıyorlar.
Hay hay efendim; turizmin yanında eğitimin ne önemi var ki mealinden hareketle 14 Eylül’de açılması gereken Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların açılışı 28 Eylül 2015 tarihine erteleniyor.
Turizmciler Kültür ve Turizm Bakanlığından okulların açılışının ertelenmesini talep ediyor, Kültür ve Turizm Bakanı Milli Eğitim Bakanı ile istişare yapıyor; turizmin eğitimden daha önemli olduğu kanısına varılıyor olmalı ki turizmcilerin isteği doğrultusunda karara varılarak kurban bayramı da bahane edilerek okulların açılması iki hafta erteleniyor.
Aynı doğrultuda okulların kapanış tarihi de erteleniyor. Zaten eğitim ve öğretim yılının sonuna doğru okuldan usanmış öğrenciyi havanın daha sıcak olduğu Haziran günlerinde okula getirmekle eğitimin kalitesinin düşeceğini akıl etmemek ne iştir.
Konu ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığının internet sitesindeki basın açıklamasında şöyle diyor: ‘‘Bakanlığımıza bağlı her derece ve türdeki eğitim ve öğretim kurumlarında 2015 – 2016 Eğitim Öğretim yılının başlangıcı, 14 Eylül 2015 tarihi olarak belirlenmişti.
Ancak öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz başta olmak üzere, eğitim camiamızın ve turizm sektör temsilcilerinin eğitim ve öğretim yılı başlangıç tarihinin Kurban Bayramı sonrasına ertelenmesine ilişkin yoğun talepleri gündeme alınarak yeni bir çalışma yapılmıştır.
Yapılan çalışma neticesinde Bakanlığımıza bağlı her derece ve türdeki eğitim öğretim kurumlarında 2015–2016 eğitim öğretim yılının başlangıç tarihi 28 Eylül 2015 olarak değiştirilmiştir…’’
Kaç öğrenci kaç öğretmen kaç veli okulların açılışının ertelenmesi isteğinde bulunmuştur bilinmez ama planlarını 14 Eylüle göre yapan öğrenciler, öğretmenler ve velilerin düşünülmediği ortada.
Yine okulların açılışının her yıl Eylül ortalarında gerçekleşmesinden hareketle planlarını 14 Eylüle göre yapan ve alacağını vereceğini ona göre düzenleyen kırtasiye sektörü, öğrenci servis araçları işletenler, spor malzemeleri satanlar gibi yüz binlerce insanın istihdam edildiği sektörlerde düşünülmemiştir.
Bir tarafın ekonomik getirisine malzeme olurken bir tarafın ekonomik getirisine sekte vurmak Milli Eğitim Bakanlığının işi olmamalı.
Biliyoruz ki bu güne kadar gerek velilerden gerek öğrencilerden gerek öğretmenlerden zaman zaman ilgili bakanlıktan çeşitli taleplerde bulunulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığının muhatabı olan bu üç kesimin istekleri dikkate bile alınmazken turizm sektörünün talebini yerine getirmek anlaşılır bir durum değildir.
İktidara geldikleri günden bugüne milli eğitimi yapboz tahtasına çevirenlerin, bir sektörün isteği doğrultusunda aldıkları bu kararı hayra yoranlar olacaktır elbette. Fakat kendi bağlayıcı kararlarını kendilerinin bozduğu, tutarsızlıklarla dolu bir eğitim işlevinin başarıya ulaşamayacağı unutulmamalıdır.
Terörün mesafe kat ettiği günümüzde Doğu ve Güneydoğu’da öğretmenlerimizi teröre kurban vermemek için terör sonlandırılıncaya, öğretmenlerimizin can güvenliği sağlanıncaya kadar her iki bölgede de eğitim ve öğretimi erteleyebilir misiniz; dilimiz peltekleşinceye kadar ‘‘yaşa, var ol’’ diyerek ellerimiz patlayıncaya kadar alkış tutalım.
Osman Öcal
YORUMLAR
Her sektöre darbe vurulan bir ülkede eğitimin de bu darbelerden uzak kalabilmesi mümkün müdür ki ?
Öğrencilerin sözlerine kulak verildiği isteklerinin mantıklı tutumlarla değerlendirildiği bir gelecek temennisindeyiz...