Güncelleme..
23 Ağustos iki bin on beş Pazar günü pencereleri beyaza boyatıyoruz. İnsan ne düşündüğünü bilmiyor keşke değiştirebilecek. İmkana sahip olsaydık. Yarın oğlum Erdem in yanağında bir kiste benzer bir şey var. Onu aldıracağız. O yüzden biraz içim buruk inşallah kolay geçer. Yıllar önce bendede öyle bir şey vardı. İlkokula giderken köy doktoru almıştı hala yüzümde izi duruyor. Ve tam keseciğini alamamıştı doktor. İnşallah benimki gibi izi kalmaz. Belkide kırk yıldır yüzündeki izi taşıyorum..
Bu gün hava iyice bulutlandı. Serinlik bakımından çok iyi fakat yağmur yağacak olursa pencerelerin boyası akar mı bilmiyorum..
İnşallah Allah sabrediverir de boyanan pencereler kurusun.. Allah bilir. Ne bileyim. İşte! Her gün bir şey çıkıyor. Bizde ne edeceğimizi bilmiyoruz..
Koca ellibir yılın içinde ömrümüzü hay la huyla geçirip gidiyoruz. Dile kolay ellibir yıl sorsan ne yaptın diye! Koca bir hiç bu gün sonbaharın yaklaştığı iyice kendini hissetireceğe benziyor..
Dağlar üstü siyah bulutlarla kaplı kumrular gün boyu yoğurt kabından su içmeye geliyor. Her tarafı pisleyip gidiyor. Tekrar geliyor. Arka balkondaki kumru yavruları büyüyor. Şimdi karşımda biri ne zamandır bana bakıyor. Biberler biberbileri oldu. Şeftalileri dün topladım. Küçücük küçücük. Hiç gelişmedi. Tam organik tahta gibi.. Küçük domateslerimde kızarıyor. Saksılarda. İnsan her sabah onları bakıp avunuyorum ..
Sardumyam çok güzel açtı pespembe, genelde çiçeklerimin çoğu yeşil çiçeklerden. Yaprak çiçeği fesleğenler. Daha başka çiçekler. Neden bu kadar hiç birşey avutmaz oldu. Artık bilmiyorum..
Acaba bende mi bir sorun var. Sabah olalı bir yıl oldu. Neredeyse bir sürü iş yaptım. Yine bu gün ne olacak bu halimiz her gün aynı işler. Yorgun muyum onu bile bilmiyorum. Ama doğrusu hava çok güzel. Bulut altı. Eskiden beri pazar günlerini hiç sevmem. Herşey Arap saçına dönüyor gibi gelir. Ama diğer günlerden pek te farkı yoktur.
Bu seçimler olalı kırk beş gün olmuş. Koalisyon hükümeti kurulmadı. Zaten niyetleride yoktu.
Hükümet kurması için cumhurbaşkanı muhalefete görev vermesi gerekirdi. Ama görev vermedi. Bu cumhuriyet tarihinde bilmiyom ama bir ilk olabilir. Böyle asabi bir cumhurbaşkanı görülmedi. Sizce bu adamın derdi nedir? Acaba Türkiye Cumhuriyeti bir sivil darbenin içindedir. Bir kasımda erken seçim startdını verdiler. Bir yıl içinde çeşitli seçimler gören ülke boşu boşuna giden milli gelir. Kaybına uğruyor.
Cumhurbaşkanı kendi partisine oy vermeyen vatandaşı ayırıyor. Vatandaştan saymıyor. Türkiyenin yarısını görmezlikten geliyor..
Demokrasi işlemiyor. Her taraf kan gölüne döndü. Her gün şehit haberi görmekten içimiz dışımıza çıktı. Alllhınızı severseniz var mı böyle bir şey kendi başkan seçtiremedi diye! Kardeşi kardeşi kırdırıyorlar. Hırsızlıklarını ört bas edebilmek için! Uyan artık Türk milleti bu ülke sizin. Gelecek seçimlerde bu adama oy verene verecek olanlar. İki kere düşünsün.. Oh ya aslında bu konuya hiç girmiyecektim. Ama bütün yollar buraya çıkıyor.. Yapacak birşey yok! Kuş sürüleri geçiyor.. Üstümüzden birlik beraberlik içinde, biraz onlardan örnek alın,
Kandırıldığınız yetmedimi hep boyun eğdiniz. Başınızı bu haksız düzene karşı koymak için hayır demeyi öğreneceksiniz . Görüyorsunuzki, en iyi komşu ülkeler bu gün düşman hale geldi..
Sadece kendi iç işlerimiz değil, komşularında iç işlerine karışan eskiden başbakan, şimdi ise cumhurbaşkanı olan şahıs. Kendini başkanlık sistemi koltuğu bulamadı. Diye! Seçim sonundan beri kaç asker, kaç polis, kaç masum insan öldü. Artık! Adaletsiz düzeni sandığa gömmekten başka çıkar yol kalmadı..
Haydi Türkiye Cumhuriyetinin asil milleti Atatürk ün yolundan yürüyün artık. Bu düzene son verin.. Henüz haklarımız elinizden kaçmadan.. Birlik beraberlik içinde her gün insanların ölmediği bir geleceğe yürümek üzere..
Ölü uykusundan uyanın!!!
25.082015 salı..
Devletin malı deniz yemeyen keriz. Anlayışını güden siyasi sığırymaçları, kendilerini kılıf uydurmaktan öteye gidemiyor. Ne yazık ki, imralıda yatıp kalkan sonrada biz oynamıyoruz . Diyen sokaklarda avaz avaz oy avcılığı yapan sokak sokak ev dolaşıp insanları kandıranlar. Nereye çalıştığınızı biliyor musun? Eğer, bilerek yapıyorsanız. Bu daha kötü demektir. İnsanları sınıflandırmak sen şusun o bu demek bu ülkenin sorununu çözemez. Siz bu sunuz etnik kökenlerle yaşamak hem de iyi yaşamayı öğrenmek zorundasınız. Atatürk vatan sınırları içinde yaşayan ve ölen herkes bu milletin evladıdır. Demişti. Unuttunuz mu? Birbirinize ayrıştırarak bir yere varamazsınız. Kendi varlıklarını sürdürebilmek için her türlü dalaverayı çeviren siyasiler. Bu yanlışa inanıp halkı da bu yanlışın peşinden sürüklüyor. Bazı yorumlara bakıyorum. Doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. O zaman çelişki içine girip çekimser kalıyorum..
Bir sabah uyandığında
Hiç bir şey aynı olmayacak
Uyan bebeğim güneş altın tozlarında henüz
Ülkem darmaduman olmadan uyan
Biliyorum sen ekmeğinin peşindesin
Helal lokma peşindesin
Senin lokmanıda kirletiyorlar niceleri sen bilmeden.
Sığırcıkları gördün mü hiç
Gördün mü seyrinde kızıl dağlar.
Durmadan ağlar analar durmadan ağlar analar. Başına karalar bağlar.
Herkes öksüz mü bu kadar insan neden gülerken içleri kan ağlar..
Lafla peynir gemisini yürümüyor be ağalar. Kış yaklaşıyor dermansız dizilerde yorgun bedenlerde tekrar bir yaşam daha yok. Ömrünüzde uyan halkım uyan sabah öldü. Sabah oldu. Akıyor zaman serin sularda. Gel sende kur çadırını başları tutulmadan ay kağnıya binmeden gökkubbede, kuşlar sürülerinden ayrılmadan. Hadi senin canın sağ olsun! Sen bildiğini okursun yine, ama sakın olaki ben demedim, ben duymadım deme durum böyle..
Uyanın çocuklarınızın, yarınları için!!
Nurten Ak Aygen
23.08.2015
YORUMLAR
Yüreğinizden kopan cümlelerle içinizi dökmüşsünüz...zaman zaman hepimiz yapmak isteriz bunu...oğlunuza acil şifalar dilerim...şimdi artık estetik cerrahisi çok gelişti, hiç kaygılanmayın... lazerle on beş dakikada koca koca kistleri yokediyorlar... saygılar
Kemnur tarafından 8/25/2015 11:44:43 AM zamanında düzenlenmiştir.