- 538 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇIKOLATALI GOFRET
Fatoş, ilkokul ikiye gidiyordu. Her sabah okula gitmeden önce Rauf bakkala uğrar, 250 gr. peynir, 250 gr. zeytin, bir ekmek, bir de kendisi için çikolatalı gofret alırdı.
Saçları her zaman örülüydü. Saçları örülü çocuklar, şanslıdırlar. Demek ki; annesi onu her sabah dizinin dibine oturtuyor, saçlarının örgüsünün arasına sevgisini de koyuyor, öyle gönderiyordu okula. Fatoş’un gözleri, herhalde bu yüzden, ışıl ışıldı.
O sabah, yine Rauf Bakkal’a uğradı. 250 gr. peynir, 250 gr. zeytin, bir de ekmek istedi.
Bakkal Rauf, hatırlattı: " Bir de çikolatalı gofret, değil mi?"
" Hayır " dedi, Fatoş. " Gofret
istemiyorum. " Rauf, çok şaşırmıştı. Fatoş, her
seferinde mutlaka goftetini
alırdı." Neden? " diye sordu. Fatoş, başını hafifçe öne eğerek cevapladı Rauf’u: " Şey...Babam işten çıktı
da...İşe girince yine alacağım gofret. "
Bakkal Rauf, çok üzüldü ama
belli etmek istemedi. Gülümsemeye çalışarak tezgahtan bir çikolatalı gofret
aldı ve Fatoş’ un önlüğünün cebine koydu: " Pekâlâ. Bu seferki de benden olsun. "
Fatoş’un yanakları bir anda kıpkırmızı oldu. Her zaman ışıl
ışıl olan gözleri azıcık nemlendi. Hırsla çıkardı cebinden gofreti, tezgahın
üzerine attı ve koşarak çıkıp gitti.
Sonraki günlerde, Bakkal Rauf,
hatasını telafi etmek için Fatoş’un dükkana gelmesini bekledi. Kafasında " Ben aslında borç olarak..." diye başlayan cümleler bile hazırlamıştı; ama bir daha hiç bakkala gelmedi Fatoş.