Özay Abi...
İçimden gelen sesin peşine takılarak, “Yaşamında tanıdığın insanlarla tesadüfen karşılaşmadın. Onlardan öğrendiklerini paylaşmak ve kıymetlerini bilmek için vefat etmelerini bekleme. Paylaş. Başkaları da öğrensin, faydalansın” dedi.
Bu duygularla boğuşurken, 1996 ile 2000 seneleri arasındaki 4 senelik dönemde Sabah Gazetesi Avrupa Haber Müdürlüğümü yapan Ahmet Özay’ın Kırım’dan facebook hesabında paylaştığı fotoğrafları gördüm. Yeni evlenen Kırımlı bir çiftin fotoğrafını paylaşmış. Bayram’da ana babasının memleketi Sivas’a değil, doğup büyüdüğü topraklar İstanbul Üsküdar’a değil, kimsenin aklına gelmeyecek bir yere Kırım’a gitmiş.
Bugün her ortamda, sevinerek ve gururla, “Özay abiyle tanışmak benim yaşamımın en büyük şansı” diyorum.
Evet!... Sabah Gazetesi’nin Avrupa’ya ilk geldiği 1996’dan 2000’ne kadar olan “muhteşem” dönemde beni çok ezdi. Haber uğruna canıma okudu. 4 binden 40 bin net satışa ulaşılan bu dönemde pestilimi çıkardı.
Ama bugün, 23 seneden buyana, Almanya gibi bir ülkede “yazarak” yaşamımı kazanabiliyorsam, bundan en büyük pay Ahmet Özay’ındır.
Hangi özelliğinden bahsetsem, coşku, heyecan, müthiş bir zeka ve “haber uğruna” çile görüyorum.
Haber Merkezi’nde Paris olaylarını seyrettikten sonra, “Hadi Paris’e gidiyoruz” deyip beni yanına alarak yollara düşme çılgınlığından mı bahsetsem?
1993 Solingen sonrası Almanya’daki ırkçı saldırılar konusundaki duyarlılığı, birikimi ve bize öğrettiklerinden mi bahsetsem?
Son şüpheli Ludwigshafen yangını sonrası, evine kapanması ve çektiği ızdırapları mı sıralasam.
Halen Almanya’nın Köln kentinde yaşayan, aktif gazeteciliği birkaç sene önce bırakan Ahmet Özay’ın, şimdiki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şiir okuduğu için hapse mahkum edildiği haberini televizyon ekranından duyduğu anda söylediği tarihi sözle satırlarımı bitireyim, “Tayyip hapisten başbakan olarak çıkar”
Sayın Özay!...
Giray ve Baturay’ın babası…
Almanya’daki Türk gazeteciliğinin üstadı..
Gururu…
Ustamız!...
Seni seviyoruz!...
Kırım topraklarında geçirdiğin bu son Kurban Bayramı ile, son senelerde ufukları küçülen bizlere önemli bir mesaj verdin.
İyi ki seni tanıdım!..
Gazeteciliği iyi ki senden öğrendim..
Yazan:Seyfi ALP.
YORUMLAR
Sizinki sıkı bir vefa örneği. İnsanlar birlikte yola çıktıkları, kader birliği ettikleri dostlarını çok çabuk unutuyorlar.
Beyfendiye imrenmemek mümkün mü? Elbette bizler de balkonda oturup gelip geçenleri izlemek yerine Kırım sokaklarında dolaşmayı isterdik. Fakat sanırım biraz nasip meselesi bu işler.
Yazınız vesilesiyle gerçek peşinde koşan bütün namuslu gazetecileri tebrik ediyorum. Saygılar.