Nokta Baba Oldu
aslında cesur değildir şairler / ayrıca sevdanın tozu vardır kanadında / dokununca kırılır, uçamazlar
Evet, Emily söyleseydi çokça sevdiğini rahibe, yalnızca rahipte kalacaktı sevda dolu cümleler. Söylemedi, söyleyemedi, destanlaştı. İki bin sene sonra uğultulu bir gecenin payına düşmek bahtına ermek için belki gütmek gerekir aşkın davasını.
sevdiğini itiraf edemez şairler / bir cümleye bir kitapmış / ondandır, sözün girdapları
Emily söyleseydi sevdiğini rahibe, birer yaş aralı, burnu akan ve acıkan çocuklarının hizmetinden kalem kağıt yüzüne hasret gidecekti. Söylemedi, sevmek duygusuna ait yaralı ve yılgın kelimeleri kaldı elinde. Sırtlanıp kuytu bir kulübeye taşıdı onları. Toparlanmasını beklemiş olmalı bir ömür.
Emily, ardında bir destan bıraktı. Gerçi, insan mısranın enine bakıp aldanıyor. Oysa o doku kaç katman, o mısra kaç ömür… Kim bilir , kelimelerin karnı kaç saat sancıdı? Noktalar beklerken doğumhanenin önünde, kaç kül tablası dolup boşaldı? Ağrılar bağdaş kurup otururken göz çukurlarına, şakakları çatlayan gece nasıl kavuştu sabahına? Baharı getiremeyen mevsimler takvimlerden ayrılırken tren düdükleri hangi notada çalıyordu sevdanın türküsünü? Kim bilir?
Şair belki nimetin şükrünü kendi cinsinden yapmayı yeğlemiş de olabilir. Aşkın şükrü belki aşk yaratarak ödenir.
büyüsü vardır sevdanın / konuşur, kendi dilinde / bırak, kalsın gizeminde
söyle, sevdiğini sevdiğine / destanlaşsın / sende kalmasın / belki, haklı değildir şairler
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.