- 640 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şimdiki Zamandan İki Kişilik Bir Öykü
Şimdiki Zamandan İki kişilik Bir Öykü
1.BÖLÜM
Tramvay L. Durağı’na geldiğinde,durakta bekleyenlerden sadece birkaçı tramvaya binebilmek için hamle yaptılar.Tramvay tıklım tıklım dolduydu,içerde yolcular sıcaktan bunalmış,yalvaran gözlerle içeri girmek için küçük boşluklar yaratmaya çalışanlara bakıyorlardı.Elindeki bir alışveriş poşetiyle genç bir kadın içeriye zar zor adım atabildi.Kadının burnu neredeyse kapının camına değecekti.Tramvay yavaş yavaş hareket etmeye başladı,durakta kalan bizler bir sonraki tramvayı bekleyecektik.
Yanımda bir çift kahkahalarla konuşuyordu.Uzun boylu adam sarışın kadını belinden sıkıca kavramıştı,gülerek arada bir kendine doğru çekiyordu.Bu gülme seslerine bile tahammül edemiyordum.Sıcaktan bunalmıştım,alnımdan ırmak gibi ter gözlerime doğru süzülüyordu.Bir an önce gidip duş almak istiyordum.Yeni bir tramvay geliyordu,bu tramvaya bineceğime karar verdim.O sırada elim istemsizce yanımdaki mavi bavuluma gitti.Kahretsin!Bir de bavul vardı.Buraya kadar bavulu sürüklerken yeterince kafam atmıştı.Tramvayın kapısı önümde açıldı.Hemen binmeye çalıştım.İçeri girdim ama daha başka adım atamadım,az önceki genç kadın gibi neredeyse cama yapışmıştım.Kapı kapandı.İçerisi çok sıcak değildi,yüzüme bir yerden bir serinlik geliyordu.Kafamı kaldırıp serinliğin kaynağını bulmaya çalıştım.Peki saat kaçtı?Hemen elimi pantolonumun sağ cebine sokup telefona baktım.Saat tam dört buçuk.Bu saat gerçekten iyi,sanırım ben oraya gidene kadar işten gelmiş olur.Şu an belki de işten erken ayrılmış evde sabırsızlıkla beni bekliyordu.Aman Tanrım!Onu otobüsten indikten sonra hiç aramamıştım.Oysa iner inmez arayacağımı söylemiştim.Bu yüzden o da beni aramamıştı.Benden telefon bekliyordu.Hemen onu aramalıyım.
-Evet,indim ve şu an tramvaydayım.Ah ,evet .Otobüsten indikten sonra aramayı unutmuşum.Ne zamana gelebilirim?45 dakika.Çok da yakın değilmiş.Hiç sormuyorum,sen nerdesin?Tamam,çok iyi.Görüşürüz.
İşte onun evine giriyorum.Yanımda.Yarım saat kadar önce beni parktan aldı.S.durağı’nda indikten sonra parkta beklememi söyledi,gittiğimde oradaydı.Boş bank olmasına rağmen onu ayakta beklerken buldum.Hemen önündeKİ üç sigara izmariti hemen dikkatimi çekmişti.Elimi sıkıp doyasıya sarıldı.Bir an bu sıcaklığı hoşuma gitmişti,ben de sarılırken saçlarının kokusunu iyice içime doldurmuştum.
Evi lavanta kokuyor.Eve girişimdeki ilk izlenimim bu.Oda parfümü lavantalı.Otamatik.Fıs diye bir ses duyunca anladım.Bavulu hemen kapıdan girince dolabın yanına bırakmamı söyledi.Sonra içeri buyur etti.Eliyle salonu gösterdi.Kendisi kayboldu.Salona girince hemen kanepeye oturdum.Ne kadar da yorgunum!Bütün yolculuklar işte böyledir,yolculuğun sonunda bir şeye ulaşacaksınız diye insanı böyle yorarlar.Hazır olun.Bir yolculuk yaptınız değil mi?Bir hedefe doğru.Önce yorulun ki heyecanlanıp hemen abuk subuk şeyler yapmayınız.
Sesi duyuldu.
-Rahatına bak.Senin için özel bir şeyler yapmadım.Dünkü yemekleri ısıtacağım,dedi.Mutfaktan konuşuyordu.Duş almak ister misin yemekten önce,yorgunluğunu alır.
-Önce bir sigara içmek istiyorum.Sakıncası var mı?
-Tabi,iç.Patlıcan severdin değil mi?
-Özel bir şey yapmadığını söylemiştin dedim gülümseyerek.
-Demek seviyorsun.Çok güzel.
Mutfağa gittim ben de.Böyle uzaktan konuşmak içimi daraltmıştı.Sanki biz değil de seslerimiz konuşuyordu.
-Banyo tam karşıda dedi.Bavulunu yatacağın odaya koydum.Çamaşır dolabı var odada.Ne ağır bavulmuş!Ne getirdin bu kadar?
-Buradan Isparta’ya gideceğim,dedim.
Yüzüme bakmadan konuşmaya devam etti,yemekleri ısıtmak için ocağı yakmaya çalışıyordu.
-Neden gidiyorsun,oraya gitmek için mi buraya geldin?Söylediği şeyden kendisi hoşnut olmamıştı sanki.Yüzünde hafif bir acı vardı.
-Banyoya giriyorum,hiç rahat değilim dedim.
Banyodan sonra yemeğimizi balkonda yedik.Karşı karşıyaydık,masa küçüktü o yüzden çok yakın oturuyorduk.Ne kadar güzel bir kadın dedim içimden.Bu kadar güzel olmayı nasıl başarıyor?Varlığı tenimi okşuyordu sanki.Onu özlemişim.Ne güzel bir kadın!
-Saçların çok güzel olmuş.Sarı sana gerçekten yakışmış dedim.
-Ah,demek fark ettin.Peki söylesene saçlarım bundan önce ne renkti dedi.Hemen güldü.Gülümseyerek çayını yudumladı.
Gerçekten saçları önceden ne renkti,bilmiyorum.Fazla renk bilmiyordum ben.Mavi,kırmızı,yeşil,sarı,siyah.Neydi?
-Düşünme boş ver.Bundan sonra sarı nasıl olsa dedi.
Bizi bekleyen bir şey vardı.Öyle ya konuşacaktık.Biraz sonrasını görebiliyorum.Konuşacağız.Ne güzel özgürlük!Her şey şimdiden biliniyor.
-Neden Isparta dedi.
-Halil’i görmeye gideceğim.Hastaymış.Halil,kardeşim.
-Çok iyi çocuktur Halil dedi heyecanla.Nesi var?
-Mikrop kapmış.Her yeri şişmiş.Hastanedeymiş şimdi.Bir arkadaşı refakat ediyor şimdilik.Arkadaşı üç gün sonra Isparta’dan ayrılıyormuş.Ne yapalım,ben gideceğim.
Sigara yaktı. İyi marka.Uzattı aldım.
-Yarın cumartesi.Ne yapalım,dedi.
Bir şey diyemedim.Sessiz kaldım.Kimse bozmadığı için uzun bir süre sürdü sessizlik.
-Sen normalde ne yaparsan onu yapalım dedim.
-Biraz gezeriz.Öyle ya görmek istediğin yerler yok mu?
-Aman canım ilk defa gelmiyorum bu şehre.
Sessizleştik yeniden.
-Tamam güzel bir kafe var.Müzikleri de harika.Çatısında otururuz.Manzara çok güzel.Orada huzur buluyorum.Sessiz,sakin.Öyle sessiz sakin yerler bulmak zordur burda.Huzur buranın insanına göre değil.Koş dur.
-Çok iyi,yapacak bir şey bulduk işte dedim.Her gün akşam saatlerinde yürürüm.Başka türlü kendimi eksik hissediyorum.Alıştım.Çok yoruluyorum.Irmak boyunca yürürüm.Biliyorsun ya ırmağı.Orası.Evet.Sakin,güzel.
Yemekten sonra pek bir şey olmayacak gibiydi.İyice sessizleştik.Sadece bir ara elimin üstüne elini koyup eski bir anımızdan bahsetti.O kadar.Uyuyacağız.Her şey şimdiden biliniyor.
2.BÖLÜM
Uyuyordum.Odamın kapısının önünde hıçkırıklarla ağlıyordu.Saat üç.Neler oluyor?Hemen yataktan fırladım.
-Neler oluyor,hasta mısın?Kabus mü gördün?
Gözleri kıpkırmızıydı.Sanki beni görmüyordu.Hıçkırıktan boğulacak sandım.Nefesi kesiliyor,sonra bir den derin bir nefes alıyordu.Kollarından tutarak yeniden sordum.
-İyi misin lütfen bir şey söyle.Su getireceğim.Şuraya otur biraz.
Nihayet beni duydu.Yatağıma oturttum onu.Mutfağa koşup su getirdim.
-Neyin var canım lütfen söyle dedi.
Sudan bir yudum aldı.Zorla konuşuyordu.
-Odama git.Yatağımın yanında,komidinde...İlaç,onu al,get..
Hemen odasına koştum.Dediği ilacı buldum.Alprazolam.
Bir tane çıkarıp hemen verdim.
-İşte canım,getirdim.
Suyu eline aldı.İçti.Sonra duvarda bir şey varmış gibi gözlerini hiç ayırmadan duvara bakıyordu.Ben de onun baktığı yere baktım.Hiçbir şey yok.
-İyi misin,bir şey ister misin?
-Otur iyiyim,dedi.
Konuştuğuna bir an çocuk kadar sevindim.
-Seni telaşlandırdım,sen iyi misin dedi.
-İyiyim iyiyim.Ne oldu sana?
-Sus,çok konuşuyorsun.Sadece biraz sessiz kal,dedi.
Çaresiz beklemeye başladım.
-İki gün önce yürüyordum.Büyük Cadde’de.İnsanlar da yürüyordu.Kaldırımda bir sürü araba.Küfrediyordum.Sürekli yoluma bir engel çıkıyor.Hemen gidecektim.Ayaklarımı hissetmiyordum.Beni kim taşıyor diye korkmaya başladım.Başımda rüzgar esiyor.Uğultulu.Pantolonum çok mu dardı?Zaten alırken bir beden büyüğünü alacaktım ama…Karnımda taş var.Midem ne işe yarıyor?Yediğimi çıkaracağım.Sonra hızlandım.Hızlandım.Durup insanlara bakıyordum.Kimsede bir gariplik yok.Deprem oluyor diye bağıracaktım neredeyse.Sonra bir taksiye bindim.Kalbim çok hızlı çarpıyor nereye gidebiliriz dedim.Taksici yüzüme baktı.Arabayı sürdü.Gittik.
Sustu.Aptal değildim,anlattıklarına şaşırmış gibi de yapmadım.Hastaydı o kadar.
-Şimdi iyi misin peki dedim.
-Sus,dedi.Konuş dedim mi sana?
Sustum ama o da konuşmuyordu.Beş dakika öyle kaldık.Sonra
-Omuzların ne kadar da geniş,dedi.Övünüyor musun bununla?Aynaya bakıp kendine iki kişi ıssız bir sokakta sana sataşsa tek başıma ikisini de yere sererim diyorsun değil mi?Söyler misin,bir kadınla yattıktan sonra ne hissediyorsun?Hemen uyur musun,yoksa önce kadının uyumasını mı beklersin?
Cevap vermedim.Ne yapmalıydım.Israrla yüzüme bakıyordu.Ben duvar değildim ben.Cevap vermesi beklenir bir insandan.İnsanın bir duvardan farkı budur.
-Kitap yazıyorsun.Çok insan tanıyorsun öyle ya.Yüzüne bak.Yüzüne baktığımda kutsal bir azize bakıyorum sanki.Kendinden emin,içinde bir şeyler taşıyorsun.Çubuk gibi dimdiksin.Görmüş,geçirmiş.Çok kadın tanımış,hepsiyle de yatmışsın.
Cevap vermeyecektim ama bir şey diyeceğimi düşünüp
-Sus.Konuşsan ne diyeceğini biliyorum.Diyeceksin ki çocukça,çocukça,çocukça!Böyle diyeceksin değil mi orospu çocuğu?Seni tanıyorum orospu çocuğu.Cebin daima doludur,serüven doludur cebin.Geldin,gideceksin.Sen kahramansın,diğerleri,bizler dekor.Baksana,beni sevdiğini bile söyleyemiyorsun.
O kadar çok şey söylemişti ama şu ana dek kıpırdamadan öylece duruyordum.Bu son sözünden sonra irkiliverdim.
-Kadınlar beklenir.Kadını bekyeceksin değil mi?Bir gün seni buluşacağımız yerde biraz bekletmiştim.Bir saat belki.Ne kadar kızmıştın.O gün sürekli somurttun.Terbiyesiz bir adamsın.Ne olduğunu,neden geç kaldığımı sorduğunda verdiğim cevaptan memnun olmadın ama hiç üstelemedin.Yalan söylemiştim belki,neden üstelemiyordun?Doğruyu söyleyene kadar üzerime gelmeliydin.Memnun değilsen söylemelisin.O zaman ne hissediyordum biliyor musun?Bu adam beni mutlu edemez diyordum içimden.Ağlamak geliyordu.
Yüzüme baktı.Bileğimden sıkıca kavradı.Yüzü sıcaktan alev alevdi,dudakları kurumuş beyazlamıştı.İçimden bir şey demek geçiyor mu diye kendimi yokladım.En iyisi susmaktı.Duvar olmaktı en iyisi.Sadece dinleyecektim.Peki bir şeyler daha diyecek miydi?Yorgun,bitkindi.Konuşmayacak diye düşündüm.Bu kadar.Söylediklerini düşünecek miyim?Muhakemesini yapacak mıyım?Ne yapmalıyım?Öylece duruyoruz.Ben yatacağım mı demeliyim ona?Onu yatağına mı götüreceğim?Düşüncemi okuyormuşçasına kısık sesle
-Burada yatacağım dedi.Seninle.Orospun olacağım dedi.
-Dur dedim.Lütfen.
-İnsan güçlüdür,ben de güçlüydüm.Bu hoşuna gidiyordu.Kendini güçlü hissediyordun,büyük adam.Ama şimdi güçsüzleştim.Her şeye hazırlıklı olmalıyız.Küçük dağları biz yaratmadık.Hiçiz biz,o kadar.
Sonra yatağa uzandı.Uzun uzun onu seyrettim.Onunla geçireceğim iki günde onu çok mutlu edeceğim,kendime yemin ederim.
SON
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.