- 444 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Yurttaş Olarak Derim Ki
Rasyonel (akılcı) düşünmemek,
rasyonel kararlar vererek
rasyonel bir sonuca varamamak..
Her konuda duygusal davranmak,
duygusal kararlarla olumsuz sonuçlar almak gibi
köklü bir zafiyetimiz var bizim, ulusça.
Çoğu zaman;
“çok duygusal bir insanım” diyerek sanki duygusallığın ulaşılmaz bir erdem,
“iyi insan” olmanın değerli bir koşuluymuş gibi böbürlenmek de,
duygusal yapımızın en açık göstergesi olarak durur ortada.
Ülkemizin bugün içinde bulunduğu
Siyasi, askeri, ekonomik, sosyal, kültürel sıkıntıların temel nedenlerinin en önemlilerinden biri; akılcılığı bir kenara bırakıp, olaylara, oluşlara, kişilere ve fikirlere duygusal yaklaşarak duygusal çözümler aramak.
Sonuçta;
Çözülmesi basit bir akılcı yöntemle sonuçlanacak konuların, duygusallık sarmalında yoğunluk göstermesi, sorunların büyütülerek içinden çıkılmaz bir hal alması ve toplumsal çalkantılara neden olması, iç barışın, güvenliğin, huzur ve kardeşliğin giderek olumsuz boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır.
Aklı kullanmanın, duygusallıktan uzak kararlar almanın ve uygulamanın zamanı geldi de geçiyor bu ülkede.
Ülkeyi yöneten siyasetçiler, bürokratlar, STK ler, Sendikalar, Basın ve halkın pek çoğu bu olumsuzluğun müsebbipleri ve asıl sorumlularıdır.
Siyasi çekişmelerle, ikbal ihtirasları ve kişisel çıkarları ile ülke çıkarlarının ayırtında olmamış / olmayan herkes şu andan itibaren, ülkenin içinde bulunduğu kaotik ortamdan kurtulması için yeniden bir durum değerlendirmesi yapması, içi boş afaki laflar üretmek yerine akılcı çözümler üretmesi, ortak akıl ve vicdani ön görüleri ile sorunları çözmek durumundadırlar…
Değilse zaman ülkemizin aleyhinde işliyor, son pişmanlık fayda etmeyebilir.
“herkes her şeyden sorumludur”
*muzaffer yıldırım