HERVELE
Sarı saçlı ve telden yapılmış gözlüğü olan bebeğim için başımı önüme eğip ağladığımı hatırlarım. Her çocuğun istediği veya istemediği bir şey için sesini kullandığına defalarca şahit olmuşuzdur.
Yıllar geçtikçe isteklerimiz veya istemediklerimiz için ağlamayı daha kuytu köşelerde, daha yalnız gerçekleştirir olduk. Dinlenen her şarkıda yaranıza tuz basan bir çağrışım da olur üstelik. Kızarmış gözleri, ele verir insanı. Oldukça güçlü de olur ruh, böyle zamanlarda. Ruh halinin tam tersini yapar, bastırmaya çalışır içindekini. Ardından bir yıkım gelir ve talan eder geçer her şeyi. Durgunluğa sorulan sorulara cevap da veremez insan.
Küçüklüğün en eski anısı gelir gözler önüne; kendi başınıza yemek yemeye oturduğunuz ilk sofra, ağza büyük gelen kaşık... Ve gözler annede... Nereden nereye...
Evet, hayat bazen üç beden büyük gelir büyüdükçe. Yetişmek için, mor dizleriniz kısa kalır herveleye. Düşe kalka devam edersiniz koşmaya çünkü güvendiğiniz ’tek kuvvet’ şahdamardadır yine.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.