- 887 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMAK BİR SANATTIR!
YAŞAMAK BİR SANATTIR!
Yaşamak incelik ister, düşünmek, ölçüp biçmek ister. Öküzün trene bakması gibi bakmışsın neye yarar. Sen her şeyden önce insansın, hayvan değilsin ki! Şu gök kubbe arasında hiçbir iz bırakmadan, suya sabuna dokunmadan yaşamayı tercih ediyorsan vay haline, sana bana acıdıkları gibi acırım dostum. Hep kendi işkembene çalışıyorsan, senin için yanıp tutuşanlara gecesini gündüzünü heba edenlere sırt çeviriyorsan ne diyebilirim ki! Sadece acı bir tebessümden başka intizarım olamaz.
Yaşamak çok farklı bir kavram dostum. Ağlayanın yüreğine deva olmayı bırak, en ufak bir serinlik veremiyorsan, hep kendine yontuyorsan bir gün seni de yontuklarında hiç sızlanma dostum.
Yaşamak mertlik ister dostum! Hep kaçak güreşirsen bir gün sırtın çayırlara sürttüğünde öylece kalırsın, seni kaldıran da olmaz dostum! Mertçe peşrev çek ki yenildiğinde bile alkış alasın.
Hani sanatı farklı algılıyoruz ya! Ressam, tuvaline fırça darbeleriyle içindeki fırtınaları döker; yazar, yaşadıklarının izdüşümlerine gördüklerini harmanlayıp da tuğla kalınlığında kitaplar yazar; marangoz, ağaçları şekilden şekle sokar; âlim, üniversitenin tozlu raflarında boğulup kaldığında sanat yaptıklarını düşünürler ya! Yani onlara sanatçı deriz ya. Vallahi öyle değil dostum. Sanat, hayatın acımasızlığını birebir yaşarken insan olduğunu unutmamaktır, karşısındakini dinlemesini bilmektir, hoşgörüdür ve de karıncayı bile ezmemektir dostum!
Yaşamak bir empatidir dostum! Empati yaparken bile en düşkün insan yerine kendini koyup hayatı algılamaktır dostum!
Kelle kesen molla Hasan tipliler çok gelip geçtiler bu yalan dünyadan. Ne izleri kaldı, ne de yaptıkları.
Yere düşmüş bir insanı sevebiliyorsan sen sanatçısın dostum.
Bir orospunun bile çok namuslu denilen namussuzdan farkı yok! O, erkekçe orospu, öbürü ise kahpece.
Yaşamak, öyle yükseklerden ahkâm kesmek değildir dostum. Düşküne bıyık altından gülüp geçmeyi marifet sayma. Ya da yaşamayı, çil çil altınların üzerinde hayal kurmakla özdeşleştirme.
Velhasıl dostum, yaşamak öyle zorlu bir sanat ki bunun üniversitesi daha açılmadı ve de açılsa bile faydalı olamaz. Zira yaşamak sanatında pişmen için birinci şart, önce en sevdiklerinden darbe yiyeceksin, sonra kendini yükseklerde sanarken burnun yerlerde tökezlenecek ve de bir gün yalnız kaldığında kendinden başka dostun olmadığını göreceksin ki bu sanatı öğrenebilesin.
Yaşamak çok farklı bir şey dostum! Sen sen ol hayatın içine balıklama atla ki yüzmeyi öğrenebilesin yoksa en ufak bir fırtına da bile tahtalı köyü boylarsın!..
YORUMLAR
Harika anlatmışsınız :) İletişim ve teknoleji çağındayız fakat hala iletişim kurmadığımız bir lisan var insanlar arsında ..kimin ne olduğunu anlayamdan hop yemişsiniz bir darbe bir ziyan..insanın özü yürkete saklı ama şimdki yürekte para hırıs ve gösteriş saklı..insan olmanın özeliklerini kaybetmiş durumdayız.lakin ben çokta karamsar bakmıyorum.kendi çocuklarıma ve pırıl pırıl gelen genç nesillere baktıkça hadi inşallah diyorum..çünki toplum bilinci önce sağılıklı çocuklar ve bireyler yetiştirmekle mümkün bana göre..gençleri hayta hazırlarken onları önce sevgi ile sonra sağılıklı birer ortamda eğitim ile beslemek ve geliştirip gözetmek gerek ..yoksa hakketen öküzün trene baktığı gibi baka kalırız alimallah mafaza..
tebrik ederim bu güzel okunası yazınızdan dolayı..sevgi ile selamlarım..
Merhaba Ayhan Bey, öyle çok 'Dostum' kelimesi geçmiş ki bu yazıda ister istemez insanı düşündürüyor.
Beş dakika önce dostun olan, beş dakika sonra düşmanin olabiliyor. Hem de yüzü hiç kızarmadan.
Daha dün sesli düşünmüştüm 'Bir gün mutlaka öleceğiz, sen de ben de...'
Düşündurdü yazı beni.
Saygilar
Işte o zaman yüzümüzdeki maskeler kurtaramayacak bizi. Adaletin terazisi her şeyi dosdoğru tartacak. Kıvirtma günleri çokkk gerilerde kalmış olacak.