- 511 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜL İLE BÜLBÜL AYRILIRSA
Bir zamanlar gül ile bülbül ,aşıkla maşuk gibilermiş. Gül öyle mesutmuş ki hep gülecek sanırmış bahtını. Yaradan yazmışsa bahtına yazıyı, kazanmaksa amaç Hakk’ı rızayı ,ne gelirse razıymış zaten…
Gül bülbüle aşina, bülbül şakır her daim Gül’üne …Gün olmuş ,ay olmuş bahar olmuş ,hazan olmuş,gül eskisi gibi gülmez olmuş, ruhunda ciğer-suz (yürek yakan) yaralar peyda olmuş. Gülistanı tar u mar( darmağınık ) olmuş ,goncaları açmadan bir bir solmuş.
Derdi dillenmiş ,ahvalini (halini) bilmeyen, duymayan kalmamış gülistanda. Bir zamanlar bülbüle verecekken serini (baş) mahmur olmuş, gamla dolmuş gönül bahçesi, eski halinden eser kalmamış safrana dönmüş gül benzi…
Bülbül ise pişmanmış yaptıklarından , heyhat solmuş bir kere gülü, çıkmaz olmuş sesi ,durmadan şakıyan dilleri lal olmuş. Hayran hayran onu dinleyen eller bile ,onun derdiyle ağyar olmuş.
Ama ne fayda gülünden ayrı düşmüş bir kere. Zinhar , tövbeler etmiş bir daha işlediği o günaha ,mecali kalmamış nihan (gizli )yarayı taşımaya.Bir nigahına(bakış) ermeyi ,bir sühanını( söz) duymayı dünyalarla bir etmiş. O gül leblerini (dudak) bir daha öperse , gülşene (gül bahçesi) girer bellemiş.
Gül de bülbül de ayrı ayrı hissedar olmuş bu hazana…Gül artık na-ümit (ümitsiz) ,goncalar dahi açmaz olmuş ,zülfüne karalar düşmüş.Yaprak yaprak dökülmüş ,harlara (diken) bulanmış al al …
Bülbül ise söylemez olmuş artık nakş-ı füsunlarını (sihirli besteler) ,neylesin ki ; gülü duymazsa gönül şekvalarını ,neylesin; işitmezse gam-ı aşkını ,neylesin; bülbül gülsüz şakımayı…
19.08.2015
A.C.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.