Aşkın İkiz Kuleleri Yok
Aşk sözcüğü, bugüne kadar üzerinde en çok yazılıp çizilen ,şarkılara ,şiirelere konu olan binlerce; hatta ve hatta yeryüzünde kaç milyar insan varsa o kadar sayıda anlama tekabül eden ender bir sözcük. Duyan ve okuyan her insanda farklı yankılar uyandırsa da ortak çağrışımlar da yapar çoğu kez. Batıda Romeo ve Juliet Doğuda Leyla ve Mecnun , Yusuf ile Züleyha, Kerem ile Aslı , Arzu ile Kamber, Ferhat ile Şirin ilanihaye.
İlk Yunan’da manevi boyutu olmayan, daha çok nefsani anlam ve mitolojik değer taşıyan Tanrı ,Yarı tanrı ve Tanrıçaların aşk efsanelerini bu konuya dahil etmezsek ki bana sorarsanız etmemeliyiz. Doğu aşk hususunda bir sıfır önde. Biz beşeri anlamda yaşanan, kahramanı insan olan ve mensuplarını aşkın potasında eriten yanıp tutuşturan aşktan bahsedeceğiz. Bunu derken bazen Doğuda da aşk manevi boyutundan uzaklaşmadan cismanileşmiştir. Somutlaşmıştır demek daha doğru olur. Ki buna en güzel örnek Bizdeki Mihrimah Sultan Cami ile Hindistan’daki Taç Mahal Türbesidir. Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan’ ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Arcümend Banu ‘nun, (Mümtaz Banu Begüm) doğum sırasında ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır. İstanbul’un Üsküdar semtinde bulunan Mihrimah Sultan Camisinin de Mimar Sinan’ın büyük bir aşkla sevdiği Mihrimah Sultanı Hürrem Sultan’ın Rüstem Paşa’ya vermesi üzerine, Mihrimah Sultana duyduğu aşkın sembolü olarak inşa ettiği rivayet edilir.
Aşk, Doğuda oldukça muhkemdir ve derindir. Fuzuli gibi büyük bir şaire Leyla vü Mecnun mesnevisini kaleme aldırmıştır. Bilindiği üzere mesnevi Doğunun romanıdır. “Aşk imiş her ne var âlemde İlim bir kîl u kal imiş ancak.”diyen Fuzuli aşkı beyitlerinde bir kuyumcu inceliğinde işleyen emsalsiz bir şairdir. Yani aşk sözcüğü cüssesinden çok ağırlığı olan gizemli bir sözcüktür. Aslına bakarsanız onu lügatler istiap etmez. Ancak Hakkın yarattığı gönle sığar aşk. Orayı da ya talan eder ya imar. Fuzuli Peygamber Efendimiz için yazdığı meşhur Su Kasidesinde,
Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölürsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su
(Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem,
öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla
sevgiliye su sunun.) derken Efendimize (SAV) olan sevgisini ne kadar etkileyici biçimde ifade eder. Daldan dala atlamış gibi olsam da aşk mevzuunda dünle bugünü karşılaştırabilmek için buna mecburum. Hani merhum Atilla İlhan diyor ya “Ben sana mecburum bilemezsin./Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.” Mecburum sözcüğü her nedense bana bu dizeleri çağrıştırır.
Aşk sözcüğünden yola çıkarak aşkın geçmişine şöyle bir değindik .Bir de günümüzdeki aşk anlayışına bakalım: Ne Mecnun’un ne Ferhat’ın yatı katı, dört çarpı dört jipi veya Hummer’i yoktu. Artık aşk kelimesinin ırasını bozan nesneler : Laptoplar, İphone 6’lar renkli LCD’ler var… Günümüzde her şeyi kontrolü altında tutan kapitalizm aşkı da boyunduruğu altına aldı görünürde. Tabi yaşadığımız çağda aşk sözcüğü de vefa sözcüğü gibi bir talihsizliğin kurbanı edildi. “Vefa, günümüzde sadece İstanbul’da bir semtin adı olarak kaldı,”diyor ya şair. Aşkı da vefaya benzetti günümüz insanı ve kapitalist sistemler. Ama gerçek aşk sözcüğüne kapitalizm hiçbir şey yapamadı yapamaz. Çünkü aşkın ikiz kuleleri yok aşk yalın, tek hece üç harf. Allah tan başka hiçbir güç su katamaz aşk sözcüğünün manasına. Ve Mevla isterse Mecnunlar Leyla’dan Mevlaya yol bulur. Tıpkı merhum Abdurrahim Karakoç’un dörtlüğünde ifade ettiği gibi:
“Her ne kusur varsa, geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
Mecnunlar Mevlâ’yı bulursa canda,
El olur Leyla’lar elâ gözlü yâr.”
Ankara, 19.08.2015 İbrahim KİLİK
YORUMLAR
bu çok güzel yazınızı okudum, elinize sağlık.
Mihrimah Sultan cami iki tane, biri de Edirnekapıda. ben ikisinede gittim. çarpıldım. Üsküdardakinde huzur buluyorsunuz. Edirnekapıdaysa doyamayacağınız bir aydınlık.
evet karşılıksız öyle bir aşktan bahsederler. en büyük delil bence Mihribahın anlamı. güneş ve ay demek. bu iki caminin birinde güneş batarken, diğerinde ay çıkıyor. mayıs ve nisan aylarında.
doğu batıdan bir sıfır önde demişsiniz. bence on sıfırda diyebilirsiniz.
Batı gizemi öldürdü, irfanı öldürdü aşkıda öldürdü. bizde ne kadar yaklaşırsak batıya birçok şeyimiz eksiliyor..
Aşk, sevgi kaynağını Allahın Vedud isminden alır. Onun için Mecnun olur insanlar.. Leyla, Leyla derken diller Mevla Mevlaya döner...
Selamlar saygılar.
zakir
Merhaba İbrahim Bey, yazının girisi ve finaliyle anlatılmak istenen Aşk, oldukça güzel anlaşılmış.
Günümun yazısı, diyorum ve tat dimağımda kalsın diye başka yazı okumayacağım.
Hayırlı günler.