- 802 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Denizlere yenilmiş kağıt tekneleriz biz!
Söylenen hiçbir söz yutulmuyor.
Acısını içinde saklayan, harflerle kümelenmiş cümleler kaldı kursaklarda. Gün batımında birlikte yudumlanmayan çay bardakları, soğumuş;titreyen parmak uçlarında hiçbir zaman dillendirilmeyen iyi dilekler.
Kala kala "ah"lar kalmış onca "keşke"den geriye.
Büyüdükçe onulmaz yaralar sarıyor bedenleri. Acının, kaybetmenin verdiği tahribatı hiçbir ilaç göstermiyor yan etkisinde. Oyun parklarında tozlu ayaklarla bıraktığımız çocukları da öldürdüler oyundan başka düşüncesi olmayan çocukluğumuzu da.
Ne çok şey yitirdik. Oysa sadece bir çiftçi gibi gelmiştik, ekecektik, sonra elde edeceğimiz mahsulü almak için gidecektik. Yağmur gibi yağacak, çarpacaktık toprağın özünü parçalayarak. Tozu çamura çevirip, güneşe yenilecektik.
Çok büyüttük gözümüzde galiba.
Ufacık dünyayı dev yaptık. Sonra küçüldükçe onulması zor yaralar bıraktık şiddetli depremlerin sarstığı bedenlerimize.
...
Hepimiz ağır yaralı!
küpeşteleri paslanmış
denizlere yenilmiş kağıt tekneleriz;
limanlara demir attık.
Biliyorum ki seneler geçse de hiçbir acı unutulmuyor. Ne çocuk yaşta vaad edilip alınmayan oyuncak ne de üstüne kapatılan kapı sesleri, ayak sesleri ki merdivenleri inleten.
Hepsi, hepsi aklımda.
Hiçbir ladesi kaçırmadım bu yüzden; kazandım hep.Unutulan telefon numaralarını ben hatırlattım; tebrik alan o güçlü hafızam oldu yine. Sonra an be an içime işleyen o en unutulması güç anıları,hep birilerine ben anlattım.
Helal olsun’lar, iyi hatırlıyorsun’lar uçuştu karıştı birbirine, alkışlar aldım;
Şak şak (!)
Hepsi tuzak, hepsi kalp ritimlerimi bozan gizli düşman, hepsi parmağını tetikte tutan bir cellat.
Ben hiçbir mecburiyeti bir hayatı yerle bir edecek kadar haklı bulmadım.
Hiçbir mazeret bana haksız olduğumu düşündürmedi.
Hiçbir "olması gerekti"cümlesi "olanı"affettirecek kadar sevimli olmadı gözümde.
Yanlış olan aslında "dokunulmazlık hakkı" verdiğiniz sol yanınızdaki ülkenize düzeni alt üst edecek hükümdara "evet" demek. Gücünüzü kıran, canınıza okuyan hiçbir düzen size yaşatacağı acılardan bahsetmiyor öncesinde.
...
Fırtına kopardığı denizinde,
eskimeye yüz tutmuş bir tekneydim işte.
Limanları griye bulanmış, kimsesiz çocukların
içine gömüldüğü sessiz bir barınak.
Acısı kirli dünyanın, şarkıları öylesine doğurgan gecelere.
Saç uçlarımda kırgınlığım, kızsam yitecek masumiyetim.
Kırsam bir ömür vicdan ağrısı yaşayacağım.
En iyisi susmak; bütün gidenlere, yitenlere rağmen
Susmak.
Çünkü ölümlü her sevgili
Değmez çığlıklar atmaya, can yakmaya.
...
Oysa okyanustu senin ülken,
ben kamarası anılarla dolu bir vapur küpeştesinde
parmak izine sarılarak özlem çektim,demir attım;
Bilmem hangi kıtanın, kimsesiz ülkesinde.
Sen yine gel,
çünkü "unutmak" yoğun bakım ünitelerinde kaybettiğim
kalkanım.
Ve ölüm bir "hatırlamak"kadar yakın.
Olsun, gel!
Ümidi öldürecek kadar güçlü bir cani olduğuna,
inandırmalı herkesi.
Nuray KAÇAN-2015
"Sol yanı işgale uğrayan bütün yüreklere..."
YORUMLAR
Evet...
Acılar, seneler geçse unutulmuyor.
Ancak,
belli bir zaman sonra,
yüreğinizde hissettiğiniz bir ağırlık değil de,
dudaklarınızda gezinen mahzun bir tebessüm olarak yarenlik ediyor hayatınıza.
O nedenle,
bu güne çokça takılıp kalmamalı insan.
Yarına, yarının getireceği güzelliklere dönmeli yüzünü.