- 1870 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK BİR HAYAT HİKAYESİ PAYLAŞMAK İSTEDİM
Mendilci Kız,
Her sabah gördüğüm, bazen mendil aldığım mendilci kız, seninde dünya kadınlar günün kutlu olsun. Bu gün sabah çok kar var, hava çok soğuk. Ben gene yanından geçmek üzereyken, mendilci kızın içini çektiğini farkettim. Döndüm baktım, yalın ayak, ayakları buz tutmuş, elleri kızarmış. İçin için ağlıyor, ne var? ne oldu dedim, ’ hiç abla, mendil vereyim mi? ’ dedi. Yok ihtiyacım yok, neden ağladın? dedim. Omzunu kaldırdı, hiç dedi. Kaldır başını bakayım dedim ve elimle çenesinden kavrayıp kaldırdım ki ne göreyim, ahu gibi gözler, ne güzellik yarabbim.
Adın ne senin dedim?
Gülçehre
dedi kısık ve korku dolu bir sesle. Ne oldu sana dedim, dün gece birileri zorla götürmek istedi beni, kaçtım. Kafamı taşa çarptılar, başım çok ağrıyor abla... aman allahım gülçehre, ben ne
yapmalıyım. İçim eridi, aylarca rejim yapsam bu kadar yağlarım erimezdi. Bende ağlıyorum ve gülüm seni kim koklamak istedi.
Kimsen yok mu senin?
Var.
Nerede, hadi beni evine götür dedim.
Olmaz anam kızar, neden ağladın, acındırdın mı der.
Baban yok mu?
Yok. Neden ne oldu?
Bilmem.
Annen çalışıyor mu?
Yok, hasta yatıyor.
Kardeşin var mı gülçehre?
Var, benden başka dört tane. Ben gülçehre’yi takip ederek evine gittim.
Gülçehre kim bu kadın sen mi çağırdın?
Yok ana ben çağırmadım.
Mustafa nerede bu gün görmedim diyor ve devam ediyor. Sanki ben orada yokmuşum gibi davranıyor. Gül beyaz diyor bak bir yere gitmesin diyor. Ana burada uyumuş diyor.
Gülçehre, üstünü ört kızım üşümüştür.
Peki ana,
diyor gül çehre.
O yokken bütün gün, bu evde neler oluyor diye düşündüm. O anda ben konuşmaya başlıyorum;
Geçmiş olsun neyiniz var?
ayaklarım, tutmuyor da.
Adınız ne?
Gülten.
Kocan nerede?
Yok, yok olasıca, gitti bizi bırakıp.
Neden, sen hastasın diye mi?
Yok o gidince ben böyle oldum.
Ne kadar güzel bir kadınsın, neden terk etti seni?
Nereden bileyim ben,
Bir içini çekiyor ki, sanki ev sallanıyor. Benim içim eriyor adeta.
Peki nerede olduğunu bilmiyormusun?
Yok...biriyle kaçtı.
Ya nikah?
Yok bacım ne arasın.
Neden bu kadar çocuk?
Beni çok sevdiğini söylüyordu, bunlar oldu.
diyor ve utangaç tavırlarla yüzünü öne eğiyor.
Peki bak bu kızında çok güzel ya başına bir şey gelirse diyorum... olanlara bak.
Ne oldu ki? sen polismisin?
Hayır hayır diyorum.
Kız ne oldu diyor kadın şaşkın bakan gözlerle,
Hiç ana, dün gece karanlıkta gelirken, ağaca tosladım ya başımı, onu diyor bu abla.
Peki diğer çocuklar diyorum, nerede sormaz olaydım keşke. Kadın bir ofladı, sinirli bir ses tonuyla;
Mustafa mendilde, mehmet ayakkabı boyuyor, gülsüm komşunun kızını sallıyor.
Nasıl diyorum,
Sende bir şey bilmiyorsun, salıncak sallıyor, uyutuyor işte.
Peki bunların aldığıyla nasıl geçiniyorsunuz?
Zaten yetmiyor, kira veremiyoruz, ekmek, peynir alıyor....
Otursana diyor, nihayet polis olmadığıma inanarak.
Gülçehre çay yap kızım, temiz bardak koy.
Koydum ana.
Fakat gülçehre’nin güzel gözü kan çanağına dönmüş şekilde. Ağrısı var besbelli, nasıl sabırlı, solgun gelip bir yere yatacağına hiç bunlar olmamış, hiçbirşey başına gelmemiş gibi işe koyuldu Gülçehre.
Ben çay falan içmeyeyim, bir başka zaman diyorum, olmaz diyorlar. Fakat, benim aklım Gülçehre’nin gözündeki kanlanma ve başağrısın da. Bir an önce doktora ulaşmalı, bir yandan da bunu yapanlara beddualar yağdırıyorum içimden. Ben bir doktorla gelirim ya da sizi alırım diyorum, gülçehreyi bir doktor görmeli...
Oradan binbir düşünceyle ayrılıyorum.
Yol boyunca ağladım, seni kim koklamak istedi gülüm. Elleri kırılsın ahu gözlüm. Umarım sen ve senin gibiler kurtulur ve bu durumlar bir daha olmaz. Gülçehre ve ailesine doktor filan ne gerekiyorsa yapıldı.
Bütün ana ve dünya kadınlarına sesleniyorum;
Gülçehre’ler solmasın ve bu tür olayları yaşamasınlar. Kimse bu güllerden kötü emelleri için istifade edemesin. Okuyup kendilerine yeterli bireyler olsunlar. Kadınlarımız bu gün iki ekmek alıyormuş gibi yapın, birinin parasını bu yavrular için bir kutuya atın. Ne olur, Ahmet, Mehmet, Gül, Gülsüm ve Gülçehre gibi niceleri kurtulsun. Bunlar bizim umudumuz, bunlar bizim yavrularımız. Yüzüstü bırakan ana olsun, baba olsun, onları da merhamete davet ediyorum.
Haydi analar bir ekmek parası kutuya.....
Gurbet Meleği
YORUMLAR
SAYFAYI İLK AÇTIĞIMDA OKUDUM İÇİM PARÇALANDI,BUNLAR ÜLKEMİN GERÇEKLERİ LAKİN BUNU BÖYLE DEYİP GEÇMEMEK LAZIM.
BEN NE YAPIYORUM
BEN NE YAPABİLİRİM.
KENDİMİZİ SORGULAMAK LAZIM.
MESELA SİGARAYI BIRAK PARASINI BİR FAKİRE VER DİYE BİR SEVDİĞİMİZİ İKNA EDEBİLİRİZ.
HER AY MAAŞIMIZDAN MUTLAKA BİR PARÇA MESELA 50 YTL BİR MUHTACA VERTEBİLİRİZ.
BU UNUTULMUŞ SEFAHAE TERKEDİLMİŞ KİMSELER KENDİLİĞİNDEN YOK OLURLAR.
GÜZEL KALEMİNİZE NİYETİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
ÇOK TEŞEKKÜRLER..
Sn.Gürbet Meleği.
Yazınızı"Haydi analar bir ekmek parası kutuya" diye bitirmişsiniz...Çoğu yazılarda ,şiirlerde ,konuşmalarda
hep bu ayrımcılığı duyar ve özülürüm.Niçin bayanlar
hep feminizm kokan ,hemde aşırı derecede,bu ayrımcılığa yönelir acaba.?
Anlatığınız hikaye sırf kadınları ilgilendiren bir konu değil.
Bu bir insanlık ayıbı...öylese hadi insanlar veya en azından
..hadi iyi insanlar...demeniz gerekmezmiydi.?
Bu eleştri tarafı...
.....
Öte tarafa gelince....İnsanlarımız-önceleri %10,ama son zamanlarda %99)inanmaya başladım ki nerdeyse doğar doğmaz...suistimal duygularını öğreniyorlar...
Diyeceksiniz ki hepsi mi..? değil tabi..
ama kurunun yanında yaş da yanıyor maalesef.....sizin hikayenizle bir ilgisi yok bunun.
Başımdan çok olay geçti..çok gözlemlerim oldu.
.....
Ve son olarak şunu belirtmekte yarar var....bu tür yüzkarası ayıplar,kişisel yardılarla olacak birşey değil..
elbette yapmak gerekir ama sistemi yargılayıp,düzeltmek gerektiğine eminimki sizde hemfikirsinizdir.
......
O günlerin en yakın bir zamanda gelmesi dileğiyle...
Duyarlı yüreğinize teşekkür ederim.
seni kim koklamak istedi gülüm.
---------------------------------------
İşte ben de bu söze çok ağladım, içime işledi sanki,kendimi onun yerine koydum bir an, elimde değil, illa ki onun yaşadığı acıları hissetmek istiyorum ben de (her ne kadar hissetmem mümkün olmasa da...)
Belki diyorum, ben de hissedersem o acıyı biraz olsun, onun acısı hafifler birazcık olsun... Deliriyor muyum ne... Bu hikayeler beni delirtecek en sonunda...
Duyarlı yüreğinize sağlık...
tebrıkler gurbet meleği gerçek hayat hıkayesı olduguna emınım...hayal olsada farketmezdi.
her gun etrafımızda var böyle maalesef
gülçehreler,gülsümler aynurlar.
güzel bir yazı olabılırdı hıkaye tadında olmuş ufak tefek imla ve atlamalar hariç edebı olarak iyi [sen polismisin..]
seni kim koklamak istedi derken orayı zaten anlamadım yani agacda sallanırken basını vurmuyormu baska bır seymi olmuş anlamadım.....ve en sonundaki ekmek kutusu işi o her sehirde geçerli degil.....
kadınlarımızın okumasını hepımız ıstıyoruz ama ılk önce aş karnı tok olacak kı aklı çalışsın
paylaşımınız için teşekkurler.....
aynur soysal kumcu tarafından 7/13/2008 12:31:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yol boyunca ağladım, seni kim koklamak istedi gülüm. Elleri kırılsın ahu gözlüm. Umarım sen ve senin gibiler kurtulur ve bu durumlar bir daha olmaz. Gülçehre ve ailesine doktor filan ne gerekiyorsa yapıldı.
Bütün ana ve dünya kadınlarına sesleniyorum;
Gülçehre’ler solmasın ve bu tür olayları yaşamasınlar. Kimse bu güllerden kötü emelleri için istifade edemesin. Okuyup kendilerine yeterli bireyler olsunlar. Kadınlarımız bu gün iki ekmek alıyormuş gibi yapın, birinin parasını bu yavrular için bir kutuya atın. Ne olur, Ahmet, Mehmet, Gül, Gülsüm ve Gülçehre gibi niceleri kurtulsun. Bunlar bizim umudumuz, bunlar bizim yavrularımız. Yüzüstü bırakan ana olsun, baba olsun, onları da merhamete davet ediyorum.
Haydi analar bir ekmek parası kutuya.....
-------------------------------------------------------------------------
Ahlaki yönden toplumu sorgularken yine kadının ekonomik bağımsızlığının,ezilmişliğinin verdiği apansız yaşam mücadelesinin gözler önüne serildiği müthiş bir yazımdı.Beğeniyle ve içim burkularak okudum.
Kesinlikle katılıyorum bizler de sahip çıkmazsak kim sahip çıkacak bu yavrulara.
Akıcı çok güzel bir yazıydı.Düşündüren ve çözümünüde kendi içinde veren.
Emeğinize ve gönlünüze sağlık.
Kaleminiz daim olsun.
Sevgi ve saygımla.