WALDO SEN NEDEN KARAKOÇAN�DA DEĞİLSİN?
�WALDO SEN NEDEN BURADA DEĞİLSİN� diye çığırır İsmet ÖZEL aynı adlı kitabında.Ve bir film böyle başlar taşrada. Waldo sen neden Karakoçan�da değilsin? diye. Herkes (yazımına dikkat edin herkez değil) kendi Waldosunu yanında getirsin lütfen. Waldolarımızın yanımızda olması güç birliği demektir. El birliği, yürek birliği demektir. Gönül sayfasına atılan bir imza demektir.
Waldo sen neden Karakoçan�da değilsin? diye sormamız gerek tüm Karakoçanlılara hitaben.Yalnız kaldığımızda, çaresiz kaldığımızda, tek başına kaldığımızda.
Thoreau; Amerikalı yazar, düşünür ve çevreci. ABD�nin Meksika�ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında � Amerika�nın sataşmadığı, it dalaşına girmediği ülke var mıdır ki yeryüzünde � konan nüfus başına vergiyi �Ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın.� gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapiste yattı. Kendisinden 14 yaş büyük olan ve bir çok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Amerikalı yazar, şair ve filozof Ralph Waldo EMERSON telaşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşmanın cereyan ettiği anlatılır.
�Henry, neden buradasın?�
�Waldo, sen neden burada değilsin?�
Onca sıkıntı içinde ayakta durmaya çalışan bir ilçenin yalnız kaldığını, yalnızlılaştırıldığını düşünüyor ve yüreğimizin arka bahçelerinde kıraç bir oluşumun rahatsızlığını görüyor ve hissediyorum. Çok yalnız kaldık dostlar bu ilçede. Çok yalnız ve bir başına.Çıkarımızın olduğu noktada can simidi olarak gördüğümüz Karakoçan, esasen umurumuzda hiç değil.Karakoçan bir esvaptır modası geçmiş.Yakışmaz üzerimize. Giy ve at.
Yoksa yalnız mıyız? Robinson ve Cuması gibi dünyanın orta yerinde bir başına mıyız? Don Kişot’un, atı Rosinante ve gerçekliğe bağlı uşağı Sancho Panza..Sevdiği ve uğruna yel değirmenlerine saldırdığı Dulsinya, aslinda fakir bir köylü kızıdır ama Don Kişot onu asil bir hanımefendi olarak görür. Dulsinya ise Don Kişot’un uğruna savaştığı davasına taktığı addır.
Bizim Dulsinyamız nedir Karakoçan olarak? Neler var vizyonumuzda yarınlara ait? Neler düşünüyoruz hepimiz için? Leylamız nedir? Mecnunu olabildik mi Karakoçan�ın hizmet olarak? Mevlana�nın dahi iki gün konaklayarak şereflendirdiği bu ilçede o iki günün yüce hatırasına dayanarak; eteklerdeki taşlar dökülmez mi birden? Kafalarda kırık çok, yürekler de kin çok. Ama mesele Karakoçan olmalı. Kavgamız Karakoçan için olmalı, sevdamız Karakoçan olmalı.
Sevincimiz bir tek bize mi mahsustur, başarımız bir tek bize mi aittir? Waldolarımız nerede bizim? Yarenlerimiz, kızanlarımız, canlarımız. Dulsinyalarımız�a ne oldu?
Aynı çeşmede su içebiliyor muyuz bu ilçede herkesle? Aynı tabağa kaşık çalabiliyor muyuz beraber? Aynı şeye gülebiliyor, aynı şeye ağlayabiliyor muyuz bu ilçede? Eşit mi sizce herkes burada? Hak ettiği -sırf insan olduğu için, yaratıldığı için- saygıyı görüyor mu? Bizim gibi düşünenler nerde sahi? Cılız bir ses mi yoksa? Yoksa sesleri cılızlaştırılmış mı? Sırtımızı dayadığımız dağ gibi dostlarımız olmalı. Onlar ki en şiddetli buhranlarda dahi bize yüz çevirmemeli. Orada olduklarını bilmeniz yeterli.
Waldo sen neden Karakoçan�da değilsin?
Bizi içeri tıkmışlar seni dışarıda bırakmışlar.Senin özgürlüğün bizim mahkumluğumuz olmamalı.Ya da bizim özgürlüğümüz senin mahkumluğun olmamalıdır. Senin mutluluğun bizim mutsuzluğumuz olmamalıdır. Senin aydınlığın bizim karanlığımız olmamalıdır. Aynı takımın adamlarıyız. Aynı kolun kesilen damarlarıyız.Kan kardeşliğimiz var Waldo. Aynı türküyü söylüyoruz, aynı yolu koşuyoruz. Aynı küfrü ediyoruz.
Waldo gel artık.
Suyu kirletenler ile aynı noktada durma. Senin yerin yanımız.Yerimiz senin yanın. Irmağın üst tarafında su içen kurt ile kuzucuk hikayeciğini bilirsin. Aşağıda durup ve suyunu içen kuzuya diklenir ve en haşin ulumasından sonra söylenir kurt. �Suyumu kirletiyorsun bre ahmak kuzucuk. Buna hakkın yok, yiyeceğim seni.� Kuzucuk şaşkın ve ürkek. �Ama nasıl olur, sen yukarıda ben aşağıda? Nasıl kirletebilirim ki içtiğin suyu.�Ama kurt kanunudur bu. Onun kitabında kendini savunma yok.Ve tek bir kural var.�Her pozisyonda haklıdır kurt.� Kuzuların kurtlara nahâk yere yem olduğu bir ülkede, senin yerin neresidir Waldo?
Waldo, yerin yanımızdır.
Çizgini belirle.
Rengini belli et.
Gel işte.
YORUMLAR
İsmet Özel'in kitabının ismine gönderme yaptığı için dikkatimi çekmişti ilk başta yazınız fakat okuduktan sonra;hakikaten güzel düşüncelrin yer aldığını gördüm.Basit bir yazı bekliyordum fakat öyle değildi hakikaten bir şeyleri sorgulayan gerçekçi bir yazıydı.Yüüreğinize sağlık.