Sokak Kızı
Bir sokak kızı, kopkoyu gözleri, gür kirpikleri ve gür kumral saçları ile bir sokak kızı.. Gözleri uykusuzluktan çökmüş, kirpikleri yorgun gecelerde çapaklarla kirlenmiş, saçları ise yıllarca yıkanmamış bir araba kadar tozlu. Fakat omuzların niye düşük birtanem? Bedenin kirlendi diye ruhun da kirlenmiş değil ya.. Ne olmuş hiç uçurtma uçurmamışsan, ne olmuş hiç şeker yememişsen, ruhunu kirli insanlara satmadın ya!
Akşam dokuzda, ezan okunduktan sonra salıncaklarda sallanmadın mı, korkusuzca çimlerde yuvarlanmadın mı küçük kardeşlerinin ellerinden tutarak; diğer çocuklar üstü kirlenir korkusuyla toprağa adım bile atamazken..
Hiç rengarenk kitapların olmadı belki ama en rengarenk masalları sen dinlemedin mi büyüklerinden? Ah bizler.. Ah şu metropol kadınlarının çocukları… Biz binlerce kez özenmedik mi elinizden tutup sokak sokak gezen annelerinize.. Bizler ağlamadık mı her gece sessiz sessiz; mutfakta annemiz, bilgisayar başında dinlendirici gözlüklerini takıp parmaklarını yorarken. Bizler üzülmedik mi niçin büyürken annemiz yanımızda değil diye..
Niye hüzünlü bakıyor o güzel gözlerin, çatma kaşlarını. Biz, metropol kadınlarının çocukları değil miyiz her şartlarda mutsuz olanlar? Ah be sokak kızı, ne de güzel saçlarının rengi.
Sadece on yedisin fakat o kadar güzel ki adımların.. Kaldır o güzel çeneni, çehreni göster tüm dünyaya, sokakta büyütenlere bak dimdik omuzlarla. Biliyorsun, bir gün hepimizden daha mutlu olacaksın.
Kaldır omuzlarını sokak kızı. Peşinden koşan polisleri, sen küçükken sana vuran abini, vücuduna aldığın tüm kimyasalları unut.
Sen değil miydin her zaman gülümseyi başaran?
Belki de tek ihtiyacın güzel günlere giden yollarda yürürken, daha taze bir gülümseme; ve bir parça umut.