- 631 Okunma
- 9 Yorum
- 3 Beğeni
Gençlikte yıllar kısa,yaşlılıkta geceler uzundur!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Çocuktum.
Altı tahtadan iki katlı evimizde,sabahları ninem sopayla vurup,beni uyandırırdı.Hem de,"kalk öğle oldu" diyerek.
Bir kalkardım ki saat 7,bilemediniz 8.
Yahu nine insan bu saatte uyandırılır mı,bırak azıcık daha uyuyayım der dururdum.
O da,
-Abe kızanım,biz kalkalı gün devrildi,tütüne gittik,inekleri sağdık,sığırtmaca kattık,sen hala yatarsın,kalk,unutma ki Müslüman’ın üzerine güneş doğmaz!
Dinler lakin pek de bir şey anlamazdım.
Sonra devam ederdi.
-Gençlikte yıllar kısa,yaşlılıkta geceler uzundur!
Bu da ilginç bir paradokstu ama henüz onu da anlamlandıracak yaşta değildim.
Gülüp,geçerdim.
Yıllar çabucak geçti.
60’lı yaşların ortasında uykuya dalmanın zorluğunu yaşamaya başladım.Yorgun yıllara bir de Ege’nin boğucu sıcağı eklenince uyumak ne kadar da zorlaşmaktaydı.
Yatakta dönüp duracağıma,geçen gece kalkıp,beni etkileyen türkü dünyasında bir yolculuğa çıkıp,duygularımı kağıda döktüm.
İşte ortaya çıkanlar:
Önce aklıma bir enstrümantal klasik olan Mardin divanı geldi.Oldukça uzun ve senfoni orkestrası gibi bir parçadır.Yazarken tınıları aklımdaydı...
Sonra sözlerindeki masumiyetini çok sevdiğim bir Emirdağ türküsünün satırları.
-Harmana serdim sarı samanı/Ayrılık mı olurmuş bayram zamanı!
Derken Emirdağ’dan Edirne’ye "uçup",Yolüstü köyüne vardım.
Eski adı İğnesi olan köyün meşhur ettiği türküdeki "özlem" kokan satırları düşündüm.
Sıla,anne,baba ve kardeş özlemini..
-Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar/Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler!
Edirne’ye gidip de Lalapaşa’ya uğramadan olmazdı.
1960’larda küçücük bir ilçeydi.Sanırım yine de aynı...
Lalapaşa’yı geçince Taşlımüsellim,Domurcalı,Taşlıseymen,Süloğlu( Şimdi ilçe oldu.) ve Keramettin köyleri yol boyunca diziliyordu.
Bunlar bizim öğretmen adayı olarak staj köylerimizdi.
1967 yılında 45 günlük staj için bu köylere 5’erli,6’şarlı,7’şerli gruplar halinde dağılıvermiştik!
16-17 yaşlarında öğretmen adayı gençlerdik.Böyle olunca da köy düğünlerinin "kıymetli misafirleri" olarak da davetler almaktaydık.
Trakya’nın örgülü saçlı,güzel kızlarının bize attığı maniler dün gibi aklımda:
-Ben daireyi çalamam çalamam mı?
Yâr öğretmen olmuş!
Ben terzi olamam olamam mı?
Eeee bu kadar yolculukta Yozgat’ta da bir mola vermek gerek sanırım.
Bir türkü klasiği olan Yozgat sürmelisinin şu satırlarındaki "derinliğe" bakar mısınız!
-Yozgat’ı sel almış,Sorgun’u duman/Ben seni seviyom,vallahi inan!
........................
Biraz duygu yüklü oldu sanırım.
Olsun,duygular da hayata dairdir.
Çok sevdiğim şu Arap atasözündeki gibi:
-Söz,dilden çıkarsa kulağı aşamaz ama kalpten çıkarsa kalbe varır!
YORUMLAR
Oooo!...
Böyle uykusuz gecelere can kurban.
yakında bir yerlerde olsanız da,
bizleri de çağırsanız bu fasıllara.
Sonuçta,
yaşdaş ve de uykusuzdaş sayılırız.
Çok güzel, çok samimi bir çalışma.
sabri ayçiçek
Güzellikler dileğimle.
En çok, "Yüksek Yüksek Tepelere ev kurmasınlar..." ben ihüzünlendirdi. Zira bilirim söylenişindeki yanıklığı...
Ve Trakya kızlarının siz genç öğretmen adaylarına manileri etkiledi.
Arap Atasözü ise bitimde, "Altın Vuruş" oldu.
Şimdi Berlin'de Trakya özlemi çeken bir Anadolulu var..
Yüreğinize ve kaleminize sağlık....
sabri ayçiçek
Güzel günler dileğimle.
Nostaljik bir gezinti yaptık satır aralarında, güzeldi vesselam, Yine bir türkü dizesi ile noktayı koyalım söze: Yaylarda ovalarda boz bulanık havalarda Türküz türkü Çağırırız(Çığırırız) Bir de aklıma sayın Ahmet Turan ALKAN'ın bir sözü geldi: ( Tüm kız babalarına bir çift sözüm var: Kızınızı istemeye gelen ailenin oğluna bir türkü çağırmasını söyleyin. Eğer bir türküyü adam gibi baştan aşağı çığıramıyorsa kızınızı vermeyin!)
sabri ayçiçek
Haftaya sayenizde hoş bir yazı okuyarak başladım, teşekkür ederim.
kaleminiz daim olsun efendim
saygılarımla
sabri ayçiçek
Türküler gereken ilgiyi ne yazık ki görmüyor artık ya tutkunu olmak gerek ya da biraz yaş almış..
Yazınız çok güzeldi efendim,
Tebrik ve saygılarımla..
sabri ayçiçek
Tebrik ederim. Evet hepimiz de çocukluğumuzda annamizden duymuşumdur. Hadi kalkın artık öğlen oldu. Sözünü hikayelerimiz birbirine ne yakın! Bizleri türküler diyarına alıp görürsünüz. Yüreğinize kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı ve selamlar..
sabri ayçiçek
sabri ayçiçek
Her insanın anayurdu çocukluğudur...
Ne varsa ninelerimizde dedelerimizde var hocam meğer ne kadarda haklılarmış şimdi onları daha iyi anlıyoruz eh yaş kemale erdi yüreğinize sağlık saygılarımla
murat özden tarafından 8/17/2015 4:24:20 AM zamanında düzenlenmiştir.
sabri ayçiçek
Sabri Bey, yazınız ta kalbimizden vurdu.
Ne güzel demiş nineniz.
'Gençlikte yıllar kısa yaşlilıkta geceler uzundur'
Ben de ninenim, dedemin, anne ve babamın sözlerini hiç unutmam.
Zaman zaman yazilarınızı okuyup uzun gecelerimi kısaltmak isterim :-)
Saygilar
sabri ayçiçek
Yaparsak,büyüklerimizi de anmış oluruz ki,bu da onları yad etmenin en güzel yollarından bir olsa gerektir.
Sağlıklı günler dileğimle.Hem de türkülerle dolu olsun diyeyim.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Tekrar tebrik ederim Sabri Bey
Bravo Sabri bey, bizi de terkinize alıp türkülerin ardında hoş bir gezinti yaptırdınız.
Kaleminize de yüreğinize de sağlık efendim.
sabri ayçiçek
Ben de yazıp,bunları paylaşmak istedim.Size de "dokunmuş" olması güzel olmuş...
Sağlık dileğimle.