- 814 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Plajda ve Yatakta
Başlığı görünce koşarak geldiniz değil mi? Sabredin ve ne demek istediğimi duymaya çalışın.
Çok satan kitap olması için ne yapabilir diye dün yazımda ufak ipuçları verdim.
Kitap olayının üstüne düştüğümü gördünüz son yazılarımda...
Birkaç tespit ile konuyu bağlayacağım yere sabırla gelmenizi rica edeceğim. Çünkü sosyoloji ve psikoloji ekseninde gelişim gösteren bir olgudan oluşan fikriyatım var...
Çocukluk döneminden itibaren öğretilmiş çaresiz bir algı söz konusudur. Bu algının temelinde kitap okumanın zamanı ve yöntemi öğretiliyor. Örneğin; kitap okumak, boş zamanları değerlendirme olarak öğretildi.
İlkokul kızlarının kokulu anket defterlerine ve hatıra kutularına giren bir sorudan kaynaklıdır.
Boş zamanlarından ne yapmaktan hoşlanırsın?
Cevap : Kitap okumak, müzik dinlemek, film izlemek vs.
Allah Allah...
Kitap okumayan ve film izlemeyenin boş zamanlarında ne yaparsın sorusuna verdiği cevaba bak... Cevaba bak çay demle... Çünkü bize böyle öğretildi. Kitap okumak, boş zamanlarda yapılırmış mış mış...
Yok ya!..
Lakin kızmamak gerekir bu algıya. Amerikan dizileri ve filmlerinde romantik komedi türü vardır. Kiloduyla yatağa giren kadın, yatakta kitap okur. En fazla 2 sayfa okuduktan sonra yatağa su bardağı ile bir adam gelir. ( Adam suyu mutfakta içmeyi beceremediği için yatağa getirir.)
Sonra kadın okurken adam ne tesadüftür ki, yatağın yanındaki abajuru söndürmek ister. Fakat kadın kitap okumak ister, tartışırlar. Tartışırken sarılırlar. Sonra sevişirler.
Bu algı bize şunu öğretti. Pardon dayattı!.
Kitap yatakta okunur, üstün çıplak olur. Entelektüel seviyemizi belirleyen emperyalist düşünce ekseni budur.
Sonra kitap okumak yataktan çıktı. Sosyal medya hesaplarından dolayı plaja geçti.
Ama plajda fotoğrafı paylaşmazsan, kitap okumuş sayılmıyorsun. Okuduğun kitabın kalitesini seni "like"layan insanların beğenisi karar veriyor. Mesela kitabın bir kenarından gözüken ayağında oje varsa, o kitap süper kardeşim. Sen entelektüelsin. Hele yanında içecek "markalı bir ürün" varsa yaşadın.
İçeceğin markası seni biraz daha kaliteli hale getirtiyor.
Bu türün bir örneğidir. Şimdi diğerine bakalım.
****
Dün yazımda bahsettim demiştim.
Kitap kapağı satıyor diye. Lakin kaliteli içeriklerin hakkını vererek söylüyorum. Ama geçenlerde çok satan bir çocuğun kitabını aldım. Ne yazmış diye merak ettim.
İlk 2 kitabı çok sattığına göre, insanlar da okuduğuna göre vardır bir sebebi dedim. Lakin ilk 2 kitap şiir kitabıymış. Allah Allah dedim bu insanlar şiir okuyor muydu?
Bence hayır ama hayırlısı.
Çıkan yeni yani 3.kitabını aldım. Onun da içi boş çıktı.
Üç-beş dini kelime ekseninde sunum yapmış. Ramazan vs. Tamam bu olgu da çok güzel.
Ama eminim ki, kendi burjuvasını yaratan muhafazakar kesim bu kitapları sadece kapaklarındaki "VAV" ve "ELİF" in hatırına aldı. Çünkü gerçekten içi boş.
Ama saygı duyuyorum.
Saygı duyarken de bir içten temenni diliyorum.
Keşke "ELİF" gibi dik olmanın, "ELİF"in mezardaki insanı, "VAV"ın doğan insanı temsil ettiğine bari değinseydi...
Olsun yolu açık olsun.
Emeğinin karşılığını alması DUA’sı bizden. Yorum kalemimden...
SENCER GÜLTUNA
@sencergultuna
YORUMLAR
Merhaba, ben sizi ilk defa okudum.Önce sevgili hürselin yorumunu gördüm ve evet, başlık çekti.Reklamcıların vazgeçilmezi olan "seks sattırır" kuralını kullanmış diye düşündüm ilk cümlede ancak yazı diliniz de akıcı ve sıkmadan okutuyor. İçerik çok net ve samimi. Arkadaşımın kitabının adı "yatakta onbeş saniye" idi ve içerik hiç de başlıktaki gibi değildi. Hasılı ben beğendim ve sizi takip edeceğim.Hoşuma gitti.
Teşèkkür ederim.