- 525 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kargalar
KARGALAR
Bir Zonguldak türküsünde geçer adı karganın. Mani biçimlidir. Yazalım bir dörtlüğünü bağlantısıyla birlikte:
“Alaplı’nın üstünden
Karga geçiyor karga
Kız ben seni almaycem
Dalga geçiyom dalga
A benim söm söm yârim
Bi yolcuk öpsem yârim
Öpmeyle bir şey olmaz
Bi yolcuk sevsem yârim”
Bak hele..."A benim söm söm yârim!" Niye "Söm söm!" diyor ki yârine? Birazcık seme mi ne? Ne bilem belki de öyle...
Durun bir dakika. İçinde karga geçen bir türkü daha var. Ahmet Yamacı’nın Hıdır Ersoy’dan derlediği bir Erzincan türküsü. Onu da kaydedeyim mi? Peki. Aha da geliyor iki dörtlüğü:
“Gidin deyin o kargaya
Konmasın bizim tarlaya
Konarsa bizim tarlaya
Şikaat ederim ağaya
Ekin ekilen tarlalar
Konmayın uçun kargalar
Gönlüne yandım kuşlara
Derdim andım turnaya”
İkinci dörtlük, Cahit Öztelli’nin Erzurum’a mal ettiği “Kargalar” türküsünden alınma. Olsun be canım. İki komşu il. Türkü anonim. Olur böyle şeyler.
Bizim bahçeye de gelir kargalar. Aklı karalı... “Gak...Gak!” diye bir ötüşleri var. Eşim Peruz pek sever. Uğur sayar. “Gurban oluyum. Gargalar bana pek uğurlu gelir. Bi misafirimiz gelecek herhal...” der. Kargaların bahçedeki ötüşünü hayra yorar.
Belörenli Mustafa Bilecan’ın tam tersine derdi var kargadan yana. Elinden gelse bir kaşık suda boğar. Lakin ne çare... Kargalara söz geçiremez benim can arkadaşım.
Mustafa’ya tanışıklığımız taa altmışlı yıllara dayanır. Boğazlıyan Ortaokulu’ndaki öğrencilik yıllarına. O gündür bu gündür görüşür, konuşuruz. Bizim Oğulcuk’tan evlidir. Kel Hakkı (Hakkı Ceyhan)’nın kızı Nuran’la hayatını birleştirmiştir. Oğulcuk guvasi (güveği)dir. Eniştemiz olur kendileri. Mustafa halim selim,munis bir insan. Pes perdeden konuşur. Yumuşak huylu. Karıncayı incitmez. Uyumlu bir candır. Kayseri’de mukim. Emekli. Boş durmayı pek sevmez.
Bir bahçe kiraladı Mustafa Kıranardı’dan. Domates,biber,patlıcan ekti. Yeşillik marul,maydanoz...Gidip geliyor. Günü bahçede geçiyor. Bahçe yeşerdi. Fideler büyüdü çiçek açtı. Mustafa’nın yüzü gülüyor.
Bu hal böyle sürecek mi? Sürmedi. Mustafa’nın gülen yüzüne hüzün çöktü. Sebebi kargalar. Mustafa eniştenin bahçesine kargalar dadandı. Kargalar bir karabasan gibi çöktü Mustafa’nın bahçesine. Fidelerin çiçeğini topluyorlar. Marulun, maydanozun dallarını lime lime ediyorlar.
Korkuluk dikti Mustafa. Kargalara vız geldi tırıs gitti korkuluk. Maytap aldı. Kuru sıkı patlattı. Bana mısın demedi kargalar. Bir gün karavanın içine uzandı bezmiş hallerde. Çare düşünüyor. Karavanın tepesinden “Tak...Tak...Tak!..” sesleri... Mustafa irkildi. Bu ses de neyin nesi?
Çıktı karavandan. Baktı sesin geldiği yere. Birkaç karga gelmiş karavanı gagalıyor. Dalga geçer gibi. Mustafa lahavle çekti. Bir taş attı kargalara. Kargalar uçtu gitti mi? Ne gezer...Az ötede korkuluğun üstüne kondular.
Mustafa baktı ki kargalarla baş edemeyecek. İpini üstüne attı. Kargalarla uğraşmayı bıraktı. Kargalar da anlamış olacak ki bahçeye zarar vermediler. İki ötüp mötseler de ürüne dokunmadılar. Mustafa’yla kargalar arasında sessiz bir dokunulmazlık anlaşması yapılmış oldu böylece.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.