Evin en kullanışlı bölümünü tanıdınız mı?
İnsanların balkon konusunda kötü huyu.
Maalesef dar yaparlar balkondaki boyu.
En az üçe- dört olmalıdır balkonun boyu.
Niçin dar? Her zaman sorarlar bu soruyu.
Her akşam hortumla yıkanır, temizlenir.
Sanma ki balkonun tozu toprağı gizlenir.
Akşam balkonda çay içmek için sözlenir.
Balkon,dışarı açılan pencere çevre izlenir.
Evin hanımı senin geniş olmana sevinir.
Balkonu geniş evler güzel ev olarak bilinir.
Misafirler de burada ağırlanır,pasta yenir.
Balkon,dışarı açılan pencere çevre izlenir.
Geniş olursan halısını,kilimini sende yıkar.
Sevinsene en çok senin üzerinden su akar.
Soluk almak isteyenler senin üzerine çıkar.
Balkon,insanlar senden tüm çevreye bakar.
Sıcak gecelerde serin olur, çağırır bizleri.
Gücenmez kaldırır söylenen kötü sözleri.
Gecenin karanlığına ışık vurur bu gözleri.
Balkon,terlemeyin diye çağırıyor sizleri.
İnsanlar tabi ki serin olan yerleri seçer.
Serinlemek için sebilden buz gibi su içer.
Yaz günlerimizin çoğu serin yerde geçer,
Balkonunda, akşam yemeğini yer ve içer.
Balkonda akşamları çay içmek başkadır.
Gökyüzü ve yıldızların çağırdığı aşkadır.
Dilek tut bir yıldız kaydı sanma ki şakadır.
Balkon, bütün çevreye açılan bir kapıdır.
Bazen yıldızlar kayarak selam verir size,
Aklına yıldızlarla aşkla ilgili gelir bir dize.
Geceleyin yıldızlar şahit oluyor her gize.
Balkon, burada girer gizli kalan her söze.
Gece uykunun en güzel tadı sende alınır.
Yayla gibi,sepserin havanın içinde kalınır.
Rüyada gökyüzüne yıldızlara selam salınır.
Balkon,dolunay ışığı ile güzel aydınlanır.
Sizce evlerin,evinizin bir yıl boyunca; özellikle de yaz mevsiminde en kullanışlı bölümü neresidir?Yaz mevsimi geldiğinde; gününüzün hele de gece vaktini, en çok evin hangi bölümünde geçirirsiniz?
Daha yaz mevsimi girmeden, ilkbahar mevsimi girdiğinde hele de havalar ısınmaya Güneş biraz kendini göstermeye başladığında ayaklarımızı senin üzerine basar; günümüzün çoğu senin üzerinde geçer.
Yaz mevsiminin bu sıcak günlerinde ise sensiz asla olmaz.İnan abartmıyorum ,neredeyse günümüzün yirmi dört saati senin üzerinde geçer.Bir evde olmazsa olmaz olan bir bölümsün.Ama bir çok binada ve müstakil evde sana çok az değer veriliyor,seni çok dar ve kısa yapıyorlar.
Yaz mevsiminin sıcak ve kurak geçtiği bizim yaşadığımız bölgeler gibi bölgelerde sensiz asla olmaz.Ah bir de senin değerini tam anlamadan sana değer verseler,seni biraz büyük ve kullanışlı yapsalar inan hiç pişman olmazlar.
Evi yaptırmadan önce,ev yapma hayallerini kurmaya başladığım 2008 yılında seni ne kadar büyük ve hangi yöne doğru yapmam gerektiği konusunda iyice düşündüm ve ailemizle konuşarak seni şöyle şöyle yapmamız gerektiği konusunda fikir birliğine vardık.Evin bu en kullanışlı ve en güzel bölümü,güneye bakan yönde boyutları ise en az 3 metreye 3 metre olmalıdır,diye karar verdik.
O yıllar her gün iş yerine giderken yol kenarındaki tek katlı ve çok katlı evlerde,binalarda gözümün ilk aradığı bölüm sen oluyordun.Eğer düşündüğüm gibi güneye bakan ve biraz büyükçe yani küçük bir oda büyüklüğünde isen şöyle sana güzelce bakıp yaz ve bahar günlerini senin üzerinde geçirme hayallerini kurmaya başlıyordum.
Ramazan ayının sıcak yaz mevsimine geldiği yıllarda kapalı sıcak odada kalarak, iftarı sıcak odada açacak halimiz yok ya… Hava sıcak olsa da esinti olmasa da, şöyle esintinin olduğu bir bölümde ezanı dinleyip iftarı senin üzerinde açmak ne kadar güzel olur.İnsanın tüm açlığı,susuzluğu,yorgunluğu bir anda uçar gider.Tüm bunlar için insanların sofra serip de oturacağı bir büyüklükte olmalı, temiz ve esen havadan iliklerine kadar çekmeli iyi ki sen varsın demelidir.
Evin hanımı, yıkanan çamaşırları kurutmak için senin üzerinde bulunan tellere serer.Güneşin vurması ve esen rüzgarlar ile tertemiz olan çamaşırlar daha çabuk kurur.Yüzünü astırmadan tüm güzellikler için bağrını bizlere açarsın.
Pikniğe gidemediğimiz zamanlarda ise mangalı senin üzerinde yakar;tavuğu,kuşbaşıyı,kıymayı,biberi,patlıcanı,soğanı,domatesi…senin üzerinde pişirir.Afiyetle serdiğimiz yer sofrasında ya da masaya koyarak senin güzel bağrında yeriz.
Bir ara şöyle düşündüm…Sen olmasaydın, sıcak olan yaz gecelerimiz nasıl geçerdi?İnsanın kapalı halde odada kalacak hali yok ya…
Yine senin üzerindeyiz…Afiyetle akşam yemeğini senin üzerinde yedik…Tavşan kanı çayımızı kaynaması için ocağa koyduk.Gökyüzü,çevre senin üzerinden ne güzel de görünüyor.İlk akşamdan çoban yıldızı çıkmaya ve yavaş yavaş dağların arkasına doğru saklanmaya gitti.Hemen ardından ayın dolunay hali bizlere gülümsemeye başladı. Yarasalar senin yanından zikzaklar çizerek kaçmaya başladı.Yıldızların parlaklığı ve sayısı azalsa da dolunayın parlaklığı geceye ayrı bir güzellik katmaya başladı.Sırayla parıldayan sokak lambaları,sokakta oynayan çocukların sesi geceye bir başka güzellik katmaya başladı.
Hele de şu köşeye koyduğumuz televizyon sana daha başka güzellik katıyor.Serin olan bu yerde uzaktan kumanda ile istediğimiz kanala ve programa bakıyoruz.Hafif hafif esmeye başlayan esinti ve ardından gelen tavşan kanı çaylar ile yaz gecelerine evin en güzeli bölümü olan balkon daha hoş güzellik katıyor.
İyi ki; oturacak, çevreyi seyredecek,misafirleri ağırlayacak büyüklükte ve genişliktesin evin en güzel ve kullanışlı bölümü.Gecenin ilerleyen bölümlerinde uyumak için içeriye geçmeye ne gerek var.Böyle geniş,güzel,esen balkon olduktan sonra içeride mi uyunur?
Daha güzel ve renkli rüyalar senin üzerinde görülür…İyi uykular,tatlı rüyalar…
11.08.2015
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.