KİM ?
İlk ışığı aldığında gözlerim anama duacıydım ; oysa geleceğin zaman aşımlarında feri sönüyordu gözlerimin , küfür anatomisinden hayatın acımtırak tatlarına geçişlerim dilimi aşındırmıştı . Sanırsam doğuştan geliyor gece rengi bakışlarım…is kokulu sokak tavanlarından üzerime kan buğusu yağacağını ne bilebilir di ki anam…Gölgelerden köprüler yıkıyordum , en çok da eflatun olanını…tutunuşlarım ; üzerime sıçrayan tecrübe pıhtılarından değildi , hiç tırnaklarımı yememişim çocukluğumda . Oyüzden iz bırakıyorum hayatın sırtına…
İçimi içime giydiriyorum aşklar gelirken…Karınca sesinde haykırıyordum adını,sonraları saksılarda kuruttuğum sevgiler…Ortaçağdan kopup geliyorum zırhsız , bir arena içinde çırılçıplak…Küf tadında kalan romatizmal dostluklarım vardı,kalp ağrılarımı şiddetlendiren , ama mutluluk salgısını hiç esirgemeyen dostluklarım…Ölümcül bir hastalığa yakalanmış tedavisi bulunamayan virüsü taşır gibiyim.Neresinden bakarsa baksınlar her taraf aynıydı artık…
Parmak uçlarım ; dokunduğumda tuşlara , tüm içimdekileri ustalıkla söküp alıyorlarken,kendimden ürküyordum.Değme cerrahlar halt etmiş . Her yeni bir dokunuşta bir öncekinin silinebilir olmasından bu ustalık sanırsam . Göz kapaklarımı kapatmaya üşendiğim zamanlarım oldu . Klişeleşmiş monotonluk geçişlerinde…Kör bakışlarım ara sıra devam etse de artık gözlerime söz geçiremiyorum…
Hiç tövbelerim olmadı tek tövbemden öteye…Ünlem işaretlerine inat hayat bilgimi hep sıcak tutarım..Öyle ki ; geceden hazırlık yapar,noktalardan uzak caddeleri kullanırım . Sürekli aynı kaldırım taşlarını çiğnemek artık eskidiğine işaret ayaklarımın.Geçmişe bağlılık gibi…yeni bir yol,sokak arayışına ihtimal verecek bir durumum yok çok şükür…Gün hep kendi omuzlarımdan batıyor;gölgesini farkedebiliyorum batmadan önce…Biraz sarı biraz sıcak bir süzülmeyle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.