- 1076 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOLSUZLUK MU İSTERSİN FETO; AL SANA ROCKEFELLER, AL MONSANTO!
Malumunuz 17-25 aralık medya ayaklı ve sermayesi dış kaynaklı gülenizm darbesi, yaradanın inayetiyle hedefine ulaşamadı. Ülkeyi kaosa sürükleme noktasında, 28 şubat tarihinde ameliyat için gittiği Amerika’da 1980 yılından bu yana FBA ve CIA’nın stajyerliği vazifesini üstlenen Gülenizm Şeyhi, hala hayatı ve misyonuna ABD’nin Pensilvanya eyaletinde idâme ediyor.
FBA’nın gülenizm hareketini adm adım izlediği ve günlük düzenli raporlar tutulduğu gözlerden kaçmaması gereken açık çek niteliğindeki bir gerçektir. Nitekim hemen akabinde seçim öncesi iki ay evvelinde yaydığı fitne sebebiyle gerdiği ortamı, kısa bir müddet sonra yumuşatma emaresi göstereceğinin işaret fişeğini ateşleyen Gülen, FBA tarafından nur evleri, okullar ve eğitim kurumlarına eş zmanalı geçekleştirilen operasyonlar Gülenizm Şeyhini frenlemeye fazlasıyla yetti. Böylece çelikten zincirle bağlı olduğu siyonist pranganın ağında baskısını, boynuna geçirilen ipinin ikaz niyetine ‘’ayağını denk al yoksa’’ argümanlı yaklaşımdan daha iyi anlıyoruz.
Evet, yolsuzluk asla tasvip edilecek bir davranış değildir ve hiçbir zaman da olmamalı! Adaletin yegane güvencesi altında mutlu ve gelecekten umutlu bir toplumun teşekkülü insanlığın tek arzusudur.
Yolsuzluk, toplumların korkulu rüyası olarak temeli 1900-20 yılları arasında Rockefeller ailesinin Monsanto ile dirsek temasında inşa edilmiş ithal bir kavramdır. Yani ‘’ ‘’Made in America’’ etiketini taşımaktadır. Temeli kısaca bizim cumhuriyet yıllarının kurulma evresine dayanır. Monsanto ile Rockefeller’in isteklerini direktif kabul eden FDA’nin ( ABD Tarım Bakanlığı) anlayışının mahsulüdür. ABD, FDA Monsanto şirketinin pazarlama derpartmanı gibi hareket etmiş ve bu uğurda bilimi kastî gaye çerçevesinde bozulan insan sağlığına karşı ‘’Demokrasinin Başkenti’’ Amerika’nın kurumlarını yol geçen hanı gibi kullanmıştır. Bir nevi monsanto’nun şirketinin pazarlama departmanı vazifesi görmüştü.
Misal üzerinden gitmek gerekirse; buna küresel ölçekli hareketin ilk olarak faaliyetlerinin semeresini, 1990’ların başında çok uzun zamandır Rockefeller ailesinin bozduğu ve yolsuzlukla başı dertte olduğu Arjantin’de bu siyonist elin fitnesini görmek pekâlâ mümkündür. Nitekim o sıralar bu gülenizm şeyhinin ABD’de yaşadığı hiçbir sûrette unutulmamalı!
Bu yolsuzluğun ( yeşil devrim) acı semeresini tarım ürünlerine Rockefeller sermayeli ve Monsanto imzalı ‘’turuncu madde’’nin enjekte edilmesiyle ve genlerine katörize edilmesi sonucu milyonlarca masum Vietnamlıların hayaat göz yumduklarını neden hatırlamıyor o gülenizm şeyhi? Demokrasi inancınız şeytanın fitnesine ‘’çare’’ demeyi mi zorunlu kılıyor yoksa?
Yolsuzluğun altında gizli örtülü çıkarımların bağış ve hediye adı altında üniversite, vakıf ve araştırma şirketlerinin desteklenmesine ne demeli peki? Saptırılan bilimsel araştırmaların menfi sonuçlarını masum insanlar biçare canlarıyla mı ödemeli? İnsanlığın sağlığını metaaya tercih eden karanlık ellerin faydadan soyutladığı bilimi, insafın neresine koymalı?
Literatür ABD’yi ‘’Özgürlükler Ülkesi’’ ve ‘’Demokrasinin Beşiği’’ diye tanımlar. Oysa şöyle dünyaya bir göz atsanız nerede kan kokusu var zulüm var orada Amerika vardır. İnsafa yer bırakmayan obur anlayışın hortladığı fil göbekli ve ayı iştahlı insanların işgal tarlası olarak görüyorum ben ABD’yi. Konuyu biraz da tarihi misaller üzerinden madde halindeişleyerek gidelim isityorum dostlar. Şöyle ki;
Peki 1988’de nihayet baba Bush başkan olduğunda, yardımcısı Quayle’le birlikte Monsanto ve büyük GDO şirketlerine bazı özgürlük ve teşvikler tanırken; gülenizm şeyhinni neden sesi çıkmadı? Yoksa sen de mi horoz ötmeden tavuk uyanmazmış sözüne kapılıp niçin sükutta karar kıldın?
Yine baba Bush idaresinde FDA ve devlete bağlı EPA ve NIH gibi kuruluşların, GDO şirketlerinin risklerini değerlendirmeye yeterli olduğunu, başka herhangi bir kuruluşun bu işe girmesinin gereksiz olduğuna karar verirken nerdeydi o hizmet aşkının mayalandığı yolsuzluğa dizdiğin güzellemeler?
Yine 1990’larda GDO ibaresinin ürün etiketlerinde yer almaması gerektiğini ısrarla belirten Monsanto’nun hatırın baş tacı eden komite üyeleri 711.00 dolar tutarında gelir elde ederken yani yolsuzluk içinde sular seller gibi yüzerken sahi nerdeydin feto?
Fox tv GDO’nun zararlarını ortaya çıkararak ödül kazanmış olan Jane Akre ve kocası 425.000 dolara susturulmuş: yolsuzlukları örtbas edilirken sahi sen neredeydin feto?
Kanada’nın 1999 yılının ocak ayında RGBH (GDO) katkılı süt ürününü sağlık koşulları sebebiyle onaylamadığı zaman Monsanto’nun 2 milyon dolar rüşvet teklifinin basına sızması ve senin dert yandığın o yolsuzluğun kitabı nokta nokta yazılırken o şeyhliğini üstlendiğin diyarda sahi neredeydin feto?
1991 yılında ABD’de Vermont Üniversitesi bu hastalıkları (meme ve toynak hastalıkları, deforme, doğumlar ve mastit) RBGH ile ilgili olduğuna dair kanıtlar bulduklarını açıklamaları üzerine Monsanto’nun yarım milyon dolardan fazla bir destek sözü verdiğini ve üniversitenin de açıklamalarının ‘’hatalı’’ olduğunu bildirirken, yolsuzluğun alasını dünyanın gözüne sokarken sahi neredeydin feto?
1992’de baba Bush yönetimi, birbirini takip eden tüm yönetimler tarafından desteklendi ve GDO’lu gıdalar ABD hükümeti tarafından ‘’doğal gıda katkı maddesi’’ olarak değerlendirilip yine yolsuzluk yapılmak suretiyle özel teste tabi tutulmadan sömürgeleştirilmiş fakir Müslüman ülkelerine yolsuzluk adı altında pazarlanırken sahi nerdeydin feto?
Güç dengeleri politikalarının bir uygulayıcısı olan Hanry Kissenger , dünya hakimiyeti konusunda şşu fikrini açıklamıştı:
Petrolü kontrol edersen ( ABD tarafından 2003’te Irak’ın işgal edilmesi gibi) ulusları kontrol edersin. Yiyeceği kontrol edersen (1900’lerde başlayan GDO çalışmalarını ima ediyor) insanları kontrol edersin.
Georch Bush’un 26 Mayıs 1992’de ‘’yeşil devrim’’ hakkında şöyle bahsetmişti:
Bugün açıkladığımız reformla hem üreticiler, hem tüketiciler hem de ara işlemciler için tüm tarım sürecini hızlandırıp basitleşecektir. Denetim ve düzenlemeler de bu (GDO’lu) ürünleri diğerleriyle (doğal) eşit muamele göreceğini garanti ederiz.
Kaynak: Kurt Einhenwold ve diğerleri. Biyoteknoloji gıdaları: labaratuardan felakete’’ New York Times 25 Ocak 2001.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.