Keferdiz soğanı…
Yemeklerin çoğuna katılır,adı var.
Yemeklerden acısı kalkar, tadı var.
Ağızda koku yapar böyle inadı var.
Haydi şifa kaynağı tadına bakalım.
Soyarken,doğrarken gözünü yakar,
Doğrayan gözünü kapatarak bakar.
Tabi ki emek karşısında gözyaşı akar.
Haydi gel sabırlı ol gözyaşını silelim.
Yeşil halin ve kuru halin başka tatlı,
Kırmızı kabuğun seni korur çok katlı.
Her sofra seni bulabilir uygun fiyatlı.
Haydi gel çuvalla alıp tadına bakalım,
Dün sabah ve öğleden sonra yine aynı sesle uyandım.
-Soğan!
-Soğan!
-Keferdiz soğanı!
Küçüklüğümde,ilkokula ,ortaokula gittiğim yıllarda da bu mevsimde soğancı gelir aynı şekilde;
-Soğan!
-Soğan!
-Keferdiz soğanı!
Diyerek kamyonda kırmızı çuvallara çuvallanmış olan soğanları satmaya çalışırlardı.O zamanlar ise bu kelimenin, Keferdiz soğanı kelimesinin anlamını bir türlü bilmezdim.Babamın,annemin,komşuların soğan alacakken keferdiz soğanı mı diye sorması halen akılma gelir.Tabi ki o zamanlar keferdiz soğanı mı diye sormalarına bir türlü mana veremezdim.Soğan mı soğan işte…Keferdizi,Kilisi,Adanası,Hatay’ı ne farkeder,sonuçta soğan değil mi? Meraklanıp;babama ve anneme niçin keferdiz soğanı alıyorsunuz diye sordum,onlar da:
-Oğlum,Keferdiz soğanı çok iyi soğandır.Bu soğan bozulmadan bir yıl boyunca kalır,bir yıl sonra çuvaldan çıkardığında daha ilk aldığın günkü gibi kalır sözleri hala kulaklarımda çınlamaktadır…İşte Kamyonun üzerinde bu sıcak mevsimde, sıcak ayda, kavurucu gün ve saatlerde;
-Soğan!
-Soğan!
-Keferdiz soğanı!
Diye bağırması ile kendimi hem çocukluğuma götürür,hem de 2005 yılına…Haydi çocukluğu anladık da 2005 yılı nereden çıktı?
2004 yılında Şanlıurfa-Suruç-Ölçektepe köyünden Gaziantep-Nurdağı-güneykışla Mahallesine tayinim çıkmıştı.Yaz tatilinde 8 Temmuz 2004 tarihinde Güneykışla İlköğretim okulunda, ikinci görev yerinde büyük bir şevk ve heyecanla göreve başladım.Bir gün sonra Şanlıurfa Suruç’a geçtim.Suruç’ta; Adana, Hatay ve batı plakalı kamyonları gözüm arar oldu.Hemen gözüm Adana plakalı bir kamyona ilişti. Hemen Suruç’tan Adana’ya gidecek olan bu kamyoncu ile konuştum. Suruç Ölçketepe İlköğretim okulu lojmanından köylüler ile eşyaları yükleyip gece vaktinde Sakçagözü (keferdiz) Şatırhöyük-Güneykışla olan bu yöreye ulaştık.
Gece vakti okulun lojmanının önüne ulaştık. Gece geç vakit bir de yorgun olduğumuz için şoför ön koltukta ben de kamyonun üzerinde uyudum. Sabahın erken saatlerinde uyanarak şoför bey ile eşyaları lojmana indirdik.Kapıyı kilitleyip memleketim Hatay-Hassa’ya doğru yola koyuldum.Köy otoban kenarında bir köydü.Memlekete doğru giderken tarlaların kurumaya dönmüş soğanlarla dolu olduğunu gördüm.Aklım yine çocukluğumdaki o;
-Soğan!
-Soğan!
-Keferdiz soğanı!
Sözlerine gitti.Gerçekten de o bozulmayan, kıpkırmızı güzel soğanlar bu yöreden mi geliyordu.Okulların açılmasını ve soğan ekim zamanını dört gözle beklemeye başlamıştım.Köye geldiğimizde;
Bu yörenin,çevrenin neyi meşhur diye sordum,köylüler de;
-Soğanı,Keferdiz soğanı meşhurdur duymadınız mı? Dediler.Keferdiz soğanı ismini çok duyduğumuzu,memleketimize de yaz mevsimi,Ağustos ayında kamyonlarla soğan,Keferdiz soğanı satmaya geldiklerini belirttim.
İlkbahar mevsiminde köyün çevresindeki tarlalar, yemyeşil olan bu soğanlarla bürünür.Yaz tatili girdiğinde ise bu unutulmaz,bozulmayan,kabuğu kırmızı soğanlar olgunlaşır.İnsanların sofralarında eksik etmemesi, yemeklerine katması için tarlalardan sökülür,kendisi gibi kırmızı olan soğan çuvallarına doldurulup Türkiye’nin diğer yerlerine de sipariş için gönderilir.
Bizim yaşadığımız yer olan Hatay Hassa ilçesi ise Sakçagözü’ne (Keferdiz)80 km uzaklıkta olduğu için tarla sahipleri ya da soğan satıcıları kamyonlarla bu sıcak günlerde ilçemize bu soğanlardan satmaya gelirler.Ağustos ayında her sabah ve günün diğer saatlerinde; mahallede,çarşıda bu güzel unutulmaz sözleri ,
-Soğan!
-Soğan!
-Keferdiz soğanı!
Yine işitirim.
Bu sözleri duyduğumda kendimi hem çocukluk yıllarına hem de 2004-2008 yılları arasında görev yaptığımNurdağı-Sakçagözü-Şatırhöyük-Güneykışla’ya götürür,o güzel günleri tekrar yaşarım.Ne mutlu ki sofraların yemeklerin baş tacı olan kırmızı soğanların; nasıl,hangi şartlarda ve nasıl zorluklarla yetiştiğine şahit oldum.Küçüklüğümden beri sofralarımdan eksik etmediğim soğanı daha çok sevmeye ve üç çuval alacakken dört beş çuval almaya başladım.
Şimdiden sofralarımızın ve yemeklerin baş tacı olan bu soğanları satanlara kolay gelsin;alıp da yiyecek olanlara ise afiyet ve şifa olsun derim.
07.08.2015
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.