- 1098 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
SEVDA ÖLMEZ
Doğum günün kutlu olsun sevgilim..
Bu gün evliliğimizin tam on dördüncü yılı..
Seni yalnızca bedenen yitirdiğimiz günün ise birinci yılı..
Tam mevsimi değil ama sana bir kucak dolusu bayıldığın papatyalarla geldim bu gün..
Ama ikimiz için ne geçen zamanın ne gelecek günlerin anlamı değişti..
Biz gözlerimizin birbiriyle çarpıştığı o ilk anın dizlerimizi titreten ölesiye heyecanıyla dopdoluyuz yine..
Bu nasıl bir kader ve tesadüftür ki hem doğum günün hem evlilik günümüz ve hem yalnızca bedenen aramızdan ayrılışının tarihi aynı..
Üç Ağustos..
*
On dört yıl önce..
Koca ulu bir çınarın gölgesindeki kır kahvesinde birbirimize yazıldığımızı anlamıştık..
Ben o ana kadar ne aşkın ilk harfini tanımış ne gözüm bir erkeğin gözüne nazar kılmış ne elim bir eli tutmuştu..
Hatta o ilk gençlik yıllarımın çağımda bile bu anlamda bir hayal bile kurmamıştım..
Şaşılası bir şeydi ki şimdi ben kalkmış onca ağır başlı deneyimsiz ve mahcup karakterime rağmen oturduğumuz kırmızı ekose örtülü ince bacaklı tahta masada bu soruları soruyordum art arda delice çılgınca bir mutlulukla sana..
Çünkü biliyordum ki sen benim Kara Sevdam olacaktın..
Ve oldun da..
*
Sen de dinlemiş dinlemiş ve hepsini bir bir cevaplamıştın en içten ve ölüp bittiğim o gizemli tebessümünle..
*
Sen bana kendini anlat. Huyundan suyundan karakterinden kişilik özelliklerinden söz et.
Hayata bakışın yaşam felsefen. Sevdiklerin sevmediklerin önceliklerin olmazsa olmazların ne bileyim aklına ne gelirse işte.
Yeter ki seninle ilgili olsun.
Sana göre en berbat yanın ve en sevdiğin huyun.
Çocukluğundan illa ki çocukluğundan…
Nasıl bir çocuktun mesela…Yaramaz haşarı yerinde duramayan geçimsiz hırçın dik başlı..Ya da munis sokulgan sevecen hassas ince ruhlu güler yüzlü saygılı..
Okul yıllarında nasıl bir öğrenciydin..Çalışkan orta halli veya tembel..
Edebiyat okumayı istediğini söylemiştin peki nasıl oldu da devletin yatılı okuluna gittin..
Doğduğun köyde en çok neler ilgini çekerdi..
Ya ailen..
Kaç kardeşsiniz..Sen hangi sırada yer alıyorsun..
Annenin mi yoksa babanın mı en kıymetlisiydin..
İlk şiirini kaç yaşında yazdın..Adını hatırlıyormusun..
Peki ya ilk aşkını..Yaşın kaçtı..Adı neydi..
Uçarı birimiydin her çiçeğe konan..Yoksa seçici ağır başlı sevginin aşkın önemini kavramışmıydın şimdinin ana okulu çocukları kadar olmasa da...
Kaç kez aşık oldun..Çok acı çektin mi..Kırıp yaraladığın arkanda gözü yaşlı sevgiler bıraktığın oldu mu..
Hangi mevsimi daha çok seversin..
Hangi rengi hangi çiçeği hangi hayvanı..
Yemek- tatlı..
Doğayı mi denizi mi daha çok seversin..
Spor ..Sporla aran nasıl..
Hobilerin..
Hayal bu ya...Dünyaya yeniden gelseydin yine beni tercih edermiydin..
En sevdiğin sözler..
Şair yazar ve her meslekten değerli bulduğun isimler..
Tanıştığımızda ayağımda ne renk bir ayakkabı vardı..
Hayat arkadaşında ne gibi özellikler ararsın..
Böyle güzel bakmayı nasıl öğrendin..
Sence de AŞK dünyadaki her şeyden daha mı önemlidir..
YORUMLAR
Bu yazı üzerinde gözyaşı bulunduran,sadakatin ve sevdanın ruhunu barındıran,sen-ben değil de BİZ olabilmeyi yaşatan bir yazı.Seven sevdiğini sevmeye devam ettikçe,sevilen nerede olursa olsun hisseder ve hissettiğini kalben hissettirir...
DEVRİM DENİZERİ
Sevgiler..
Ne çok soru var sorulması gereken.
Ya da,
ne çok soru var sorulmaya fırsat bulunamayan.
Belki de cevap almaya zaman kalmayan.
Ölmeyen, asla ölmeyecek sevdalara selam olsun.
DEVRİM DENİZERİ
Evet! Bir Devrim Selamı da benden olsun..
Dogum gününüzü kutlar ve acinizi yürekten paylasirim. Saygilar yaziyi kaleme alan yürege!!!