HAYAT DEDİĞİN DE BİR BİLİNMEZLİK SENARYOSU DEĞİL Mİ ZATEN
Sevgili dostlar ;
Edebi bir değeri olmadığı için çok uzun zamandır yazdıklarımı yayınlamasamda ara ara kısa kısa bazen bir olay karşısında etkilenerek, bazen yaşanmışlıklardan yola çıkarak ve şiir çalışmalarımdan da arta kalan zaman diliminde hatıra şeklinde yazmalarıma hep devam ettim..Bundan sonra da edeceğim tabi..Geçenlerde bir göz attım iyiden iyiye birikmiş..Bunlar içinden güncelliğini hiç yitirmeyecek ,herkesin kendinden bir şeyler bulacağına inandığım bir konuyu sizlerle paylaşayım istedim..
Belli bir yaş ve yaşanmışlıktan sonra .hayatımızın bazı anları hatta belki de tamamı ; katılır yada katılmazsınız bilmiyorum ama bir bilinmezlik senaryosunda tüm insanların üç aşşağı beş yukarı aynı umut ve kaprislerin, hatta acı ve sevinçleri adına hayat denen sahnede mutluluk oyunun rölünü oynamakla geçmiyor mu.?ve biz buna her canlıya tanınan bir solukluk vade ve zaman içinde hayat yada ömür demiyor muyuz?
Her an her yerde hani bazen insanı umutsuz bir yalnızlık hissi sarar,kuşatır da, içten bir kahkahanın tam ortasında aklınıza hiç haz etmeyeceğiniz hatta güncel bile olmayan bir olay, içinize de buna bağlı inceden inceye bir sızı düşer ya , yada sizin için önemli bir olayı anlatırken dinlemeyen ve bomboş bakışlarla dinliyormuş gibi görünen can yada canan bildiklerinizin hal ve ahvali sizi kimin neyi ne kadar sevip sevmediğini sorgulamaya sevk eder de, kurmaca bir dünyada yaşadığınızı duyumsarsınız ya bütün benliğinizle..ve hatta bazen pişman bile olduğunuz olmaz mı onu layık olmadığı bir sevgiyle sevdiğinize..
İşte bunun için diyorum ki; bir zamanlar uğruna ölümü bile göze aldıklarımız bir bir eksilir..azalır..ve yirmi yuvarlak sigara gibi tükenir yavaş yavaş..ve işte tüm bu olanların karşısında şimdi artık sessiz ve ıssız bir boşluktasınızdır artık .bazen çok çok iyimser bazen se çok alınganlaşırsınız..en neşeli en sorunsuz hayatlara bile at sineği gibi yapışan “şüphecilik..güvensizlik.. saygısızlık...” gibi diğer değerler sistemini olumlu uyumlu olma adına kimi zaman görmezden gelir kimi zaman hiçbir şey yokmuş gibi davranır ,yada davranmaya çalışır ya da günlük hay huyun bir parçası olmaya çalışırız ya gayri ihtiyari..işte öyle bir polyannacılık ikilemindeyken bile hayat denen mücadelenin buruk hazzını yaşama çabasına girersiniz..zira adını ömür koyduğunuz meşgale başka türlü çekilmez bunu yaşanan hatalar zinciriyle edindiğiniz tecrübe lokmaları haline getirme zenaatı da kazanırsınız artık.. şairin dediği gibi “ geç anlarsınız taşın sert olduğunu “ da yaşanmışlıkla yaşanacak zaman dilimi ahtopotun kolları oluverir bir gecenin sabahında bir cendere misali çaresizlik kıskacında soluk aldırmaz yaşanacaklar adına..
ve el olurmuş tüm seven ve sevdiklerin basit mefaat ve çıkarlar uğruna..o zaman anlarmış ki insan ” ateş yakar su boğarmış..her şeyin dert , her şeyin boş olduğunu insan o durumlara düşünce o yaşa gelince anlarmış..”
KAŞİF KANİ ERTÜRK
Emekli Eğitimci-İdareci Şair Yazar
Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkan Yardımcısı
YORUMLAR
Tebrikler Kaşif hocam hayatın debdebesinden alınmış bölümlerdi bazen şen şakrak bazen hüzün ve hüsran dolu zaten aksi olsaydı her iki haldede (sevinçve hüzün) hayatın tadı olmazdı en güzeli harmanlanmış halidir kutladım kaleminizi yüreginizi selam ve dualarla sayğılar hocama