- 641 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYDIN VE AYDINLANMA
Aydınlanma,aydın olma sorumluluğu ışığında ülkemizin durumu ne?dersek biraz da acıya çalmış maviliğin gölgesini görürüz.
Toplumsal kavramların oluşturduğu açmazların çıkış yolu aydınlardır.
Roma döneminde Sinope’de (Bugünkü Sinop) yaşayan filozof Diyojen elindeki fenerle gündüz sokaklarda sadece ve sadece insan arıyordu.
M.Ö. 368 de Platon eleştiriyel gözle bulunduğu ortamın çelişkilerini vurguluyordu.Ona göre Sicilya’da karnını tıka basa doldurmak ve geceleri yalnız yatmak değildi hayat.Platon,bir zamanlar siyasete girmeyi düşündü.M.Ö.403 Atina’da zorbalar rejimi dostu Sokrates’i ölüme mahkum edince siyasetin bir çıkış yolu olmadığını,aydınlanmanın temel ilke olduğunu düşündü ve dolayısıyla siyasete girmekten vazgeçti.
İlk aydınlanma insanından eleştiriyel bakışın toplumsal aydınlanma ve beraberindeki mutluluğun paylaşım kavgası olmak adına olsa gerek Anadolu’da aydınların geleneği olduğu muhakkaktır.Her dönemde yanlışa karşı çıkma geleneği bu toprakların zaman diziliminde sıkça görülmüştür.
Entellektüel anlayış,aydın olma sorumluluk bilincini doğal olarak verir.
Toplumlarda ilerleyişi ve bunun sürekliliğini sağlayan aydınlardır.
Galileo aydınlanmasının doğruluğu Heypetia’nın matematiksel aydınlığının tüm zamanlara hükmü sürmektedir.
Modern Türkiye’nin aydınları var mı?
Ya da aydın olma vasfı nedir?
Kuşkusuz en çok tartışılan konular arasında olan bu kavram,değişik yorumlarla şekillenmişse de asıl olan sistemin yanlış uygulamaları karşısında her zaman dik durabilme erdemliliğini sürdürmektir.Kalemşör ile aydın olma rasında çok fark vardır.Sabahattin Ali,kalemlerini satan kişinin bedenini satan kadından daha onursuz olduğunu belirtmiştir.1980 darbesine karşı gelen onurlu insanların hazırladığı Aydınlar Dilekçesi’ne çekimser olan entellektüel insanlar vardı.Bunlara aydın demek doğru değildir.Çünkü aydın,sözünün arkasında ve takipçisidir.Mevcut gazetelerde süslü yazılar yazarak kelime oyunlarıyla toplumu uyutmak kadar bu topluma daha büyük kötülük olmasa gerek.Kapitalizmin çıkmaz yol olduğunu ve sömürüyü dünya halklarına dayatmanın aptalca olduğu,aydın geleneğinin günümüzdeki ilk sorunudur.
Aydın sadece kendisi için yaşamaz.
Topluma mesafeli olmaz.
Bilimin ışığında toplum aydınlatmacısıdır.
Günümüzde ekonomik koşullar ve baskılar doğrultusunda aydınların köşelerinde oturmaları,seyirci kalmaları tasvip edilemez.Ülkemizin var olan sorunlarını çözme yolunda,rehberlik yapacak, bilge fenerleri aydınlardır.Kavram bunalımı,liberal batı aydınları bir yana,Doğu ile Batı arasında sıkışmış entellektüellerin ve sanatçıların, bu toprakların derin izlerini tarihten modernizme nasıl dalgalandıracaklar?..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.