- 608 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SÖYLEDİKLERİMİZDEN ÇOK SÖYLEMEDİKLERİMİZ
İletişim, bizler için o kadar çok önemlidir ki, öyle ki birbirimizi anlamaya yarayabilecek tüm semboller iletişim başlığı altına gizlenmiştir. Az çok etrafımızda insanlar vardır. En çok sevdiklerimiz, samimi arkadaşlarımız, yabancılar... Ve biz konuşuruz. Bir şekilde kendimizi ifade etme yoluna gideriz. Memnuniyet/memnuniyetsizlik... Netice ne olursa olsun, bu böyledir.
Bahsimiz aslında iletişimin teferruatı değil, sözler ve sözlere yüklediğimiz anlamlardır. Belki de söyleyemediklerimize yüklediğimiz anlamlar...
Evet. Söylediklerimiz ve söylemediklerimiz. Hangisi daha kıymetlidir sizce ?
Söylediklerimiz, hele ki bir de süslü püslü ise nasılda dudaklarımızı her iki yana gerdirir.
Söylenmeyenler. Peki ya onlar. "Boş ver gitsin. Ne önemi var." düşüncesinin içerisine saplanmış kalmıştır.
Çevremizde o kadar çok insan/insanlar var ki... Okulda, işte, tatilde, seyahatte... Belkide en yakınımızdakiler; dostlarımız, arkadaşlarımız, ve en önemlisi ailemiz... İfade eder dururuz. Eylemler canımızı sıksa da, söylemler boğazımıza ilmik atsa da, çoğu insan çoğu zaman söylemediklerinin içine düşüp kalmıştır. Tercih edilen bu yol çoğunlukla iletişimin taze kalması adına yapılır. Ya da sevdiği insanı kaybetme korkusu ... O korku esir almıştır onu.
Önemli midir sizce?
Yani hangisi?
Söylediklerimiz mi, söylemediklerimiz mi ?
Söylediklerimiz değer verdiklerimizin ya da mecburi ortamlarda ilişkilerin canlı kalması adına önemlidir. (Mütemadiyen karşılıklı olmalıdır bu; eylem/duygular dersek koca bir aldatmaca olur.)
Bir de söylemediklerimiz var ki onlarda önemlidir. Çoğunlukla kalp kırgınlıkları, küslükler bunun altında çığ gibi büyümüştür ama bizler her seferinde bastırtmışızdır. Belkide dillense o söylenmeyenler tüm anlaşmazlıklar çözülür müydü meçhul. Peki söylenmeyenler söylense dünya çatlar mıydı? Belkide olumsuz durumlar düzeltilecek ve hatalar görülecek ( bu genelde hidayet sahibi bireylerin yaklaşımıdır.) ve dört dörtlük olmayacak ilişki içerisinde yinede daha düzgün olacaktır.
İşte burada empati önemli kılıyor kendini. Sevilen bir söz: " Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başka birine asla yapma."
Söyleyelim. Çünkü söylediğimiz güzel şeyler doğrultusunda sevdiklerimiz ile daha çok büyürüz.
Ve söylemediklerimiz...
Bu biraz farklı bir durum. Söylemeyen değilde, söyletmeye fırsat dahi vermeyen kişi/kişilerin biraz daha itinalı yol almaları gerekiyor.Söylem ve ifade tarzı konusuna biraz daha dikkat etmeleri gerekiyor.
Şöyle diyebilir miyiz;
Söylediklerimizden çok söylemediklerimiz,
Söylemediklerimizden ziyade söylediklerimizde önem arz eder.
30.07.2015
22.05
ÖZLEM ŞAHİN
YORUMLAR
Söylediklerimiz söyleyemediklerimizin yanın da bir susam kadardır. Ya da tam tersi, söyleyemediklerimiz söylediklerimizin yanında derya gibidir. İyi de niye söyleyemeyiz? Korktuğumuzdan elbet. Bu korkunun pek çok sebebi olabilir. Kaybetmek, ortamdan dışlanmak, yanlış anlaşılmak gibi. Kırma korkusu da var elbet.
Genelde hayat söylememe diskuru üstünden yaşanır sanki. Korkaklık en egemen duygudur zira.
Oysa bu diskur yıpratıcı hatta yıkıcı bir çelişkiyi de içinde taşır. Ve bu çelişki gün be gün büyür, çözümsüz bir hal alır. Kırgınlıklar aşılamaz duruma gelir, dostluğu, ilişkiyi kurban eder, bitirir.
Geriye elde kalan ise, keşke söyleseydim ile dile gelen bir pişmanlıktır.
Zor konu vesselam
Saygılarımla