AŞK SAYIKLATIR
Sahilimde sensizliğe dair bir hüzün dolaşıyordu; bir köşesinden tutup denize atasım geldi o gri hüzünlerin. Sonra apansız ne yapacaklarıma dikkat kesilirken, hüzünlerin, biz yalnızlara besin olduğunu anımsadım.
Mavi-yeşil denizin enstrümantal dalgalarına kulak kabartım; sanki seni okuyordu ve besteleyip bir melodi tadından sunuyordu bana.
Sahi ellerin neden soğuk buzdu? Oysa ellerim alev topu kadar sıcak ve avuçlarım ter kaybından solgundu.
Her şey ama her şey sana sesleniyordu;
Sazlıklardaki kurbağalar
Irmaklardaki balıklar
Denizdeki yakamozlar
Ormanlar bile! kuşlar gibi şakıyordu.
Sahi sen neden suskunsun; hiç ses sedan yok!
***
Gecelerimde sana ait bir şarkı dolaşıyordu, gecenin geç bir saatinde seni kollarıma aldığımın hayalini kurarken…
Ah şu köpekler! Sonsuz kederlerini karanlığa gömüp belli belirsizce ulurken yarasalar, bir sıradanlıktan çok korku salgılıyordu! Karanlık demek korku mu demek? Oysa bazı korkular vardır insana tedbir aldırıp insanı güvende hissettirir.
Ölüler sessizdir
Deman(zaman) limansızdır
Aşk lisansızdır
Sahi sen kimsin?
Hayal mi yoksa sanal mı? Gerçi ikisi de aynı kavram!
***
Uzakta bir ateş böceğin ışıltılı aydınlığı görürken ay tepemde gülümsüyordu. Hayır, ateş böceği değildi! İki ateşli dudaklar arsında küllenmeye doğru yanan bir sigaraydı! Karanlıkta kederli bir kadın sandım oysa aya gülümsemelerini veren sevdiğimdi. Güldü! Ve Gülünce iki yanağından güneş açmıştı; ancak böylelikle sabah olduğunu anlamıştım.
Enteresandı; ben gerçek ile sanal zıtlığında yaşıyordum, galiba buhranlık geçiriyordum!
***
Turuncu-Mor bir rıhtımda yollarımız kesişmişti, ben ona sarı bir hüzün, o bana mavi bir umut vermişti; denizleri ve sahilleri sevmem ondandır.
Ben Sessiz bir limandım
O İklimsiz bir aşktı…
***
Kovanı aşk dolu birer mermi olmuştuk!
Ve aniden tetiği çektik; bir birimize vurulmuştuk, her yanımız aşk-kan akıyordu. Ben ağır yaralı o hafif yaralarla rıhtıma bir aşkbulansla getirilmiştik. Sonra doktorlar ikimize “bu bir felaket… Aşkın panzehiri yok! Umutsuz vaka” demişti.
Bir çoban kavalından çıkan ezgilerle gökteki yıldızları topluyordum. Sonra Saman yolunu izleyerek dünyanın bir ucundan diğer ucuna astral bir yolculuk yapmıştım. Sevdiğimse mavi denizlere yelkenliyle açılmıştı. İkimiz de bir kasırganın bir gün kopacağını hiç mi, hiç düşünememiştik.
Ve bir sonbahar akşamıydı, hasat mevsimi öncesiydi ayçiçekleri son kez güneşe baktılar. Yer ve gökyüzünde bir fırtına koparken deniz yüzünde ise bir kasırga kopmuştu. Aniden her şey beyazlandı; tüm canlılar gibi tüm nesneler de bembeyaza kesilmişti.
Dem Tari @dr@
YORUMLAR
Sessizdi kumsal...Denizse hırçın... Hıncını alırcasına içine çekiyordu yorgun ayaklarımı.
üstüm başım sırılsıklam elim yüzüm özlem içindeydi...Başımı kaldırıp Ay'a baktım...Ay ki gülümsüyordu...
Belli ki bir yerlerde aşkın üzerine güneş gibi doğuyordu...
Biliyordum her başlangıç bir sona ulaşır.. Biliyordum boşuna hırçın değildi bu deniz. Sonbahar geliyordu sessiz sedasız. Uykuya dalacaktı doğa...peki ya hüzünler? Uykusuz gecelerde yine sararacak mıydı odalar...
Tüm coğrafyaların tek adı vardı. Tüm coğrafyaların rengi mavi adı sevdaydı...
Hikayenin etkisiyle yazıldı bu dizeler...
Kalemin gücüne yüreğin ışığına selamlar sevgiler Deman....
Harika bir yazı ama bundan daha çok burdaki yorumlardan gördüğüm birşeyi yazmak istiyorum.
Siteye ilk geldiğim günden Deman Ronahi nin yaptığı bir değerlendirme çok ilgimi çekmişti. Sonra da yakından takip ettim, ediyorum.
Bir şairde ya da yazarda aradığım temel özellik, ya da olmasını düşündüğüm temel özellik, bir insan olarak da, popülizme kaymadan yazan, ilgi çekme derdi olmadan yazan, sadece hisseden-düşünen ve yazan ve en önemlisi mütevazice yazan ve mütevaziliği hiçbir şekilde elden bırakmayan...
Deman Ronahi, sen yazmaya devam et. Ben her iki şairi de takip ediyorum, güzel bir dostluğun paylaşımı dışında tarz, üslûp çok benzeşen bir şey görmedim. Elbet konular ortaktır. Ortak coğrafyanın insanları o coğrafyanın parçalarını yazarlar, diyorum.
Selam, Sevgi ve Saygılarımla güzel insan.
DemAN
Bu övgüleri haketmişsem ne mutlu bana, insani özeliklerimi iyi analiz eden güzel insan ve değerli hocam, çok teşekkür ederim
Selam ve saygılar benden yüreği güzel olan hocama:)
Duru ve bir o kadar da derin bir anlatı
Kelimelerin ruha bürünmesi
ve suya doğru yürüyen cümlelerin
denizin merkezine yolculuğu
Hayal gücünün kendine olan güveni
ve aşk
ve asıl masumiyetin
insanın kendine ok atması
Bu yazının bana hissettirdikleri bunlardı sevgili kardeşim
Yüreğin her zaman
güzel ülkelere başkent adayı olsun
Sevgiler...
DemAN
Çok teşekkür ederim hocam, kardeşim...
onur verdiniz, ve daha iyiyi yazmak için bana güç verdiniz.
çok sağol hocam
Metin Akdeniz etkisi çok yoğun, özgünlük için kendi kelimelerinizin, özgün melodisini yakalamalısınız.
Saygılarımla,
DemAN
M.Akdeniz etkisi var fakat onun yazdıkları kadar da yazamam. Ayrıca yorumlarda ve düz yazılarda çok başarılısunuz ve cevap veremezsem de ilgiyle okumaktayım. :)
Çok sağoluun efendim, onur verdiniz
saygıyla selamlıyorum
En çok aşkbulans kelimesini sevdim :)yaratıcı gerçekten... Pek düz yazılarla aram yoktur ama bazı yazılar içine alıyor beni...
Naçizane bir eleştirim olacak.Yazar hissetmeden yazamaz elbette ama biraz kopukluklar var yazıda.Paragraf paragraf incelersek hepsi ayrı ayrı güzel.Sadece bağlantılar eksik gibi hissettim...
Yine de bana hissettirdi kendini...
Sağlıcakla şair...
DemAN
eee sana söylemiştim.... ben de o kopukları bir türlü bağlayamadım. yardım edersen bağlarız. Çünkü ben de eksik bir şeylerin olduğunu hatta 1,tekil ile 3. tekil arasında sıkıştım. bir de yazı türü oluşturamadım
değerli yorumun ve eleştriniz için çok teşekkür ederim
Sağol güzel yürekli dostum:)
Gözlerimizin önünde cisimlenen masal gibiydi
Bazı masallar bulaşıcı olsa keşke
ve çaresi hiç bulunmasa..
Tebrik Ederim Deman
DemAN
Teşekkür ederim güzel yürekli dost şairim...
Aşk, bulaşıcı değil fakat insani mutlıu da eder hederde...