- 595 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İZNİK /
Yaşlı tarihin kalbine uzanmış
Ellerin
Çarptığı ışığın yansıması
Ve lahitlerin
İnadına yaşadığı
Antik mi adına bilinmez
Ama ışık yurdu
Işığın yurdu...
Ve sakin akan hayat
Bir o kadar dolu
Tarihin kendisi
Bugüne inat suskun
Ne generaller
Ne krallar
Tarihin kuşağıyla sarıldılar
Ve ne güneşler armağan edildi
Komutan İskender’i uğurlar hala
Gelinliğiyle İznik
Hala nefesi berrak,
Kararmayacak kadar derin
Ve ayakta hala tarihin gladyatörü
Eline taktığı beş kapılı kalkanını
Gölüne siper eder İznik
Dünya kültürünün eşsiz şehirlerinden İznik arkeolojik, sanatsal ve kültürel olarak tam bir dünya mirası.Tarihsel olarak baktığımızda bugün değerine layık olması gereken
şehir hiç de haketmediği diyar olarak karşımızda.Kısaca tarihine baktığımızda Yunanlı kolonicilerin Kalkedon ve Byzanton’u kurdukları sıralarda Trakya’yı terkeden Bitinyalılar İstanbul Boğaz üzerinden göç ederek Anadolu’nun kuzaybatısındaki bu güzel verimli topraklara yerleştiler ve kendi adlarını verdiler.İ.Ö 4.yy sonlarına doğru Büyük İskender’in 323 de ölümünü izleyen karışık dönemde İskender’in generallerinden kendisini Asya’nın kralı ilan eden Antigonos kente ilk adını veriyor:Antigonia.301 yılında İskender’in başka generali Lysimakos, Antigonos’u yenerek bu şehre egemen oldu.Şehiri büyüterek kendi karısının ismini verd:Nicea...Bir çok depremlere sahne olduğu biliniyor.Bugünkü İznik Gölü’nün bulunduğu yerin muhtemelen Basalinapolis şehri olduğu düşünülüyor.325 yılında Büyük Constantinos Roma İmparatorluğu’nın tüm piskoposlarını Nicea daki imparatorluk sarayında 1.Ekümenik Konsül’e (Evrensel Toplantı) çağırdı.Açılıl ve kapanış konuşmasını bizzat kendisi yaptı.7.Ekümenik Konsül 787yılında ikona kırıcılık kargaşasının durgun bir döneminde İmparatoriçe Eğrine tarafından İznik’de toplandı.Ve tarihin değişik evrelerinde birçok olaya şahitlik yapan şehir birçok kez de el değiştiriyor.Anadolu’nun bir çok kenti gibi İznik de 1402 de Timur tarafından yıkıldı.
Timur’un bu toprakalrı terketmesinden sonra şehir kendi gerçekçiliğine döndüğünde değişik üretim tarzlarıyla uğraşarak ekonomik yapının güçlenmesine neden oldular.
Bu arada İznik’e simge olmuş el sanatları ön plana çıkmakta..Değişik kök boyaları ve bunların kumaşı boyamada kullanılmış,Bursa kumaşı doğmuştur.İznik de seramik üretimi de 18.yy a kadar devam etti.Bir Fransız gezginine göre 1736 yılına kadar devam etmiş fakat kalitenin düşmesi nedeniyle üretim kaybolma noktasına gelmiştir.
İznik surlar: İ.Ö 300 civarında Lysimakos tarafından inşa edilen surlardan günümüze hiç bir iz ulaşmamıştır.Roma Tiyatrosu:İ.S 11 ve 12 yy da genç Pülunos tarafından yapılmıştır.Roma Tiyatrosu:İ.S 11 ve 12 yy da genç Pülunos tarafından yapılmıştır.
Ayasofya Klisesi:İlk göze çarpan tarihsel bulgulardır.
İzniği gezerken kendinizi tarihin detaylarından kurtaramıyorsunuz.Kentin birçok yerindeki tarihin gizli elinin sizi yokladığını düşünüyorsunuz.Tahribata uğramış tarihsel bulguların göze çarpması üzücü bir olay olsa gerek..
YORUMLAR
Medeniyet, sivilizasyon ya da uygarlık, artık hangisini alırsanız alın üçü de şehre ait olanın üstünlüğüdür. Şehirler tıpkı canlı organizmalar gibi evrilirler ve yükselip, düşerler. İznik eğer eski İznik değilse bu anlamı aynı üç kavramda aramak lazım yaşadıklarını.
Saygılarımla