- 561 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilgi Dağarcığı
Bilgi Dağarcığı
İlgi: “Ruh bilimi; Belirli bir olay veya etkinliğe yakınlık duyma, ondan hoşlanma ve ona öncelik tanıma”
Bilgi: “İsim; insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat”
İlim: “İsim; bilim”
Bilim: “Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci”
“İlgi dağarcığı”, “Bilgi dağarcığı” oluşturuyor! Yani “İlgi” duyulan her ne var ise onun başına “B” eklemek gibi! “İlgi” ye “B” eklemek!
“İlim” başına eklenen “B” ile “Bilim” oluyor! Yani “B” ile başlıyor!
İlgi ve ilim; “B” siz olamıyor! Yani insan, ilgi duyduğu alanı “B” ile anlamlandırıyor! Bu alana dair ilmi, “B”, “Bilim” olarak anlamlandırıyor!
Bilgi ve bilimin gelişmemesi; ilginin ve ilmin “B” siz kalması gibidir!
Pek ala bu “B” nedir, neden anlam “B” ile kazanılır! “B” konusunun farklı başka açıklamaları vardır! Ben “B” ye “Ben” diyorum. Bir nokta gibi, bu nokta tüm evreni temsil eden bir nokta! “İlim bir noktadır!”, “Zerre bütünün aynasıdır!”
Her şeye anlam vereni şöyle düşündüm; “Ben”, “B” , “Nokta ve zerre”! “Tek” olan!
İşte evrende her ne gözleniyor ise o, “B” ye bakar yani “Ben” ile bilinir! Benliği başa koymadan, bilinç oluşmaz! “Ben” dendiğinde, genelde “Negatif” algılanır çünkü “Ben”, 3. Boyutta iki nokta gibidir, boyut kazanmak, bir noktadan diğer bir noktaya doğru olur! Bu ayrıntıyı aşınca çözülüyor! Şöyle, “Bir ben var benden içeri” İşte o “Bir ben”, 3. Boyuta ikili bir görünüm ile yansıyor! Artı-eksi; pozitif-negatif; biri olmaz ise diğeri de 3. Boyutta algılanamaz! 3. Boyut, Dünya yansıması ikili bir sistemde mümkün! Aslı tek “B” ya da “Ben”, “B” nin ikili yansıması!
Geometride, boyutlardan söz edilirken ilk boyut, 1. Boyut, ben boyutu; en az iki nokta ile bilinir! Bu iki nokta birleştiğinde “Tek” bir “Ben” e ulaşılır! “Ben”, “B” olduğunda, aslını bulacak! Bu nedenle; “İkiyi bir etmek!” tabiri kullanılır! Popüler alanda, “Ben”, sadece negatif yönü kast edilerek kötülenir; oysa insan, evreni ve kendini, “Ben” in ikili işlemesiyle bilir! Hem “Ben” in bu “Pozitif ve negatif” yanları, olmasa “Ben” de kalmaz! Zaten hiçlikte, boyutsuzlukta, “Ben” olarak bir bütünden ayrılık yok! Boyutlarda görünüm elde etmek için bu ayrışma gerekir! Arifler de bu ikili durumu bildiklerinden tüm “Ben” sahasını olduğu gibi bir bütün olarak kabul eder ve asıla bakar! Yani “Ben” ve “B” aynı olur! “Ben” tamamen reddedilir ise “B” de bilinmez! Denge konusu, pozitif ve negatif dengesidir! Aslında evrende abes hiç bir şey yok! Tüm işleyiş, anlamlıdır! Negatifin de görevi var pozitifin de… Birini çıkarıp atmak, dengeyi bozar; zaten bunu yapmak imkansız! Atılan yerin boşluğu anında dolar! Sadece sözde, “Benliğin negatifinin atılması” konusundan bahsedilir! Bundan bahsedenler de atamaz… Madem atılamıyor o halde “B” başa konup işletilecek!
Kaosun nedeni, “Ben” alanındaki pozitif-negatif dengesinin bozulmasıdır! Negatifleri temizlemeye çalışmak, pozitiflerin de gizlenmesine sebep oluyor! Gece olmasaydı gündüze isim bile takılmazdı! Bu nedenle “Salt pozitif” söylem, başarısız olmaya mahkumdur! Zaten “Negatif” söylemlerin övülecek bir yanı ya da başarısı iddia edilmiyor ama pozitif yön işleyemiyor, negatifler güya yok edilmeye çalışılınca! Hem izafiyet var, neyin negatif neyin pozitif algılandığı da önemli. Bunların tercih ile belirlenmesi var tercih ise insanların adedince izafiyet gösterir! İnsan tercih ettiklerini “Pozitif”, etmediklerini “Negatif” olarak belirler! Bu bir başkası açısından tıpa tıp aynı olmaz! Madem “Allah, abes iş yapmaz!”, o halde “Ben” alanında potansiyel olarak var olan her şey, aslında hayırdır! Tercih burada devreye girer! Yani “İlgi”, işte tam da burada denge ilginin bilgiye çevrilmesinde olmalı! İlgi, “İnanç”; bilgi ise “Bilinç”! İnanç “B” ile bilince çevrilecek! Bilinç ise “Ben” kapsamındadır! “Ben” dengeli oluşmaz ise bilinç de yeterince oluşmaz! İşte yeterince oluşmayan bilinçler, dengesiz oluşumlara kurban olur! Burası çok mühim; bir kişi, kendi bilincini eksik bırakır ise o boşluğu evren dolduracaktır! Bu da genelde negatif yönde olur! Nedeni şu; hani insan, negatifleri atarak güya “İyi” insan olacak idi! Ama pozitifleri de negatif gösterecek idi! İşte bu nedenle oluşan boşluk, “Negatif” yönde olacak ve bu boşluğu başkalarının ürettiği negatif dolduracak! Yani herkes kendi dengesini kendisi kurduğunda başkasının atığına ihtiyaç kalmayacak! Bu bireydeki denge öyle ki aynen evrende de bu işliyor! Tercihler ise kişiye dair sonuçlar doğuruyor! “Cennet ve Cehennem” tercih yansımaları şeklinde oluyor! İnsan 3. Boyutta denge ile atlatıyor, bu boyuta has “Sefil” durumu! Başka çaresi, de yok! Ya denge ya da kaos! Denge için “Boşluk” bırakmamak gerekiyor! Boşluk bırakmamak da ancak ilgi duyulan alanı “B” ile anlamlandırmak ile olabilir! B-ilgi ile olabilir! İlgi alanı bizzat kişinin kendisince doldurulmaz, boşluk bırakılır ise de o alan doldurulur! Ayrıntısını bilirsiniz! Herkes kendinden mesul!
Son tahlilde; “İlgi dağarcığı” kapsamında olan, “Negatif” ve “Pozitif” değerler, izafi olduğundan “Bilgi dağarcığı” oluşurken tercihe göreceli oluşuyor! Tercih de “B” kapsamında yani “Ben” ile yapılıyor! Kişinin algısı ve tercihlerinin yönelmesi sonucunda ilgi, bilgiye, bilince dönüyor! Öyle ki “Pozitif ve negatif” olarak belirlenenlerin tamamı evrensel açıdan hayır! Kişiye özel tercihler ile bu belirleniyor! O halde, neyi nasıl belirler isen onu göreceksin! “Pozitif” olarak belirlenenler, “Pozitif” olarak dönecek; “Negatif” olarak belirlenenler de “Negatif” olarak dönecek! Herkes tercihini görecek! Tercihleri yanlış belirleyen de sonucunu “Negatif” olarak görecek! Yukarıda bahsettim, “Negatif “ temizliği yaparken “Pozitif” in yansıması engellendiğinde son durum yine “Negatif” olacak! Çünkü gece, gündüzü gösterir!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.