yALNIZ İNSANCIKLAR
Harfler mi daha çok yorar insanı
Sesler mi?
Ben ikisinin hakkından da gelemiyorum uzun zamandır. Beynimde balık istifi düşüncelerle kalakalıyorum. Ne çok yoruluyor insan ve ne çabuk yoruyorlar insanı değil mi?
Ben küçükken sihirli annem diye bir dizi vardı. Kötü birşey yada yolunda gitmeyen şeyler olunca zamanı durdurur herşeyi düzeltir yahut ’zaman geriye aksın’ diyerek saati ters yönde hareket ettirir herşeyi yoluna koyarlardı:)
Ah benimde olsa keşke...
Diye düşünmüyor değilim zaman zaman aklıma geldikçe. Çünkü gerçekten bazen zamanı durdurabilmeyi çok isterdim. Bazı insanları susturabilmeyi hatta bazılarını yok edebilmeyi:)
Öyle zamanlar varki ellerimin kudretli olmasını, öyle ki, içimde acıyan sancıyan ne varsa söküp atabilmeyi isterdim...
Ama şükrederim ki ellerim kudretli olmasa da yüreğim kudretli ki ben buna inanırım ve güvenirim ve bunun sayesinde bunca zaman herşeyin üstesinden gelip gülümserim..
Belki de bu yüzden mükafatlandırmıştır yaradan beni aşk la diye düşünürüm ki ne aşk:)
Ruhuma,kalbime,gülüşüme,gözlerime ve ta içimde kocaman bir dünya doğuran aşk!
Teşekkür ederim:)
Ama umutsuz , kendi varlığını bile fazlalık hatta yük olarak hissettiği zamanlar da olmuyor değil insanın.
Hani herşey mi bana karşı?
Neden kimse beni anlamıyor?
Neden tüm sıkıntılar üst üste geliyor? vs. gibi insanı boğan, yoran soru işaretlerinin verdiği keder herkes tarafından bilinir. Yalnızlığın verdiği bir burukluk da olmuyor değil yani zaman zaman...
Yalnızlar ordusuyla yaşıyoruz farkında olmadan. Onlar hep varlar kalabalıklar, insanların arasına karışıp kaybolmak isterken kendi içlerinde zorba, acımasız ve yoklar. Oysa kendilerine yaptıklarını kimseye yapamaz,yapmaz hatta yaptırmazlar...
’İnsanın kendine verdiği zararı kimse kimseye veremez’ derler ya
Kendi yaşadıklarımızı herkesin yaşadıklarından farklı kıldığımız ve herkesin derdi kederi hüznü aşağı yukarı benzerdir muhtemelen ama insan yüreği ve ruhunu birbirinden farklıdır ki bu yüzden yaşanmışlıklar her insanda farklı reaksiyonlar verir diye düşünürüm ben.
Bu yüzden insanların dilinde her acının replikleri farklıdır. Acı aynı acı olsa da...
Ah benim yalnız insancıklarım ne çoklar!
Y.k
YORUMLAR
Hiçbir edebi kaygı olmadan kaleme alınmış içten bir yazı. Durum bundan ibaretken yazının niteliğini şekil bakımından incelemek zaten saçma olur. Gülücük ikonları hoş durmuş yazıda :)
Yalnız insanlar gerçekten çok mu yoksa kendini yalnız hissedenler mi çok! Cevabı zaten vermişsiniz, kalabalıklar içindeki yalnızlar diyerek. Ancak aşkla dolu birinin kendini yalnız hissetmesi tuhaf!
Olmak, varlık olmaya yeter midir, varlığı hissedilmemişse! Hissedibildiklerimizi ancak varlıklaştırdıklarımız aşikar, dolayısıyla kalabalıklar yalnızlığımızı gidermez. Kaç kişi hissedebiliyosak yüreğimizde o kadar kalabalığız demek ki!!!
Tebrik ederim arkadaşım, uzun bir süreden sonra seni okumak güzeldi.