- 978 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Hastane Anılarım
Ah can ! biliyorsun benim hastane anılarım hiç bitmez.Anı üzerine anı eklemeye de devam ediyorum.Geçen sana anlattığım hastane anıma kahkahalarla gülmüştün.Bu gün anlatacağım anım baya hüzünlü.
Biliyorsun ben bayramda hastalandım. Bayramdan sonra vakit kaybetmeden hastaneye gittik. Vücudumda iltihap çok yüksek çıktı.Yaklaşık on gündür ilaç kullanıyorum.Bu gün kontrole gittim.Neyse iltihap da baya azalma var.İlaç kullanmaya devam edecekmişim.
Öğlen on ikiye doğru kan ve idrar verme işim bitince; karnımı doyurmaya sıra gelmişti Açlık ve sıcak aynı anda olunca, maalesef bende adım atacak güç kalmadı. Ben ne yesem diye düşünürken önümde belediye arabası durdu.Baktım magnezya AVM ve başka bir çok yere gidiyor.Magnezyada ev yemekleri yapan bir yer var.Yemekler gerçektende lezzetli hele de salataları…
Hemen otobüse bindim.Magnezyadaki yemekleri hayal etmeye başladım.Nereden aklıma geldi bilmiyorum.Şoföre : “Bu araba magnezya ‘ya gidiyor değil mi ? “ diye sordum. İyi ki de sormuşum,
Cevap hayal kırıklığı oldu benim için. “ gidiyor ama karşısından geçiyor,senin o yoldan karşıya yani magnezya’ ya geçmen çok zor hatta imkansız…” deyince otobüsten indim.
Elli metre ileride taksi durağı vardı.Taksiye binip magnezya ‘ ya gitmek istesem de vaz geçtim.Aslında korktum,tanımadığım bir duraktı. Özgecan olayından etkilenmemek gerçekten de mümkün değildi.
Öğlenin sıcağı,tepemde cayır cayır yakan güneş ve bir santimetre kare gölge yok.Sol tarafta elli metre kadar ileride bir kafe gördüm.Hızla kafeye yürüdüm.Öğrencilerin geldiği kafede ben dikkati çeksem de umursamadım.Kendime iki bardak limonata,bir şişe su ve ayvalık tostu söyledim.İlk bardak limonatadan sonra kendime gelip canlanmaya başladım.Limonatalar ve su karnımı şişirdiğinden tostumu yiyemedim.Sonra bir çay içtim.Daha sonra da kahve , oh iyice kendime gelmiştim.Vakit geçmek bilmiyordu.Çantamdaki kitabımı çıkardım.O sıcakta okumak mümkün değildi.Gelsin elin Japonları Manisa ‘ nın sıcağında okusunlar bakalım kitapları, görelim onları..
Etrafı seyretmekten artık iyice yorulmuştum.Tahlil sonuçları az sonra verilmeye başlanacaktı.O kafeden yavaş yavaş yürüyerek ayrıldım.Hastane binasının merdivenleri baya kalabalıktı.Herkes sonuçlar için binanın içine giriyordu.Tam o sırada biraz saf görünüşlü bir adam koca bir valizi merdivenlerden yukarıya çıkarmaya çalışıyordu.İlla karışacağım ya !..”Kardeşim yan tarafta böyle şeyler için çıkış yapmışlar.Oradan daha rahat çıkarırsın “ Dedim. Adam suratıma baktı saf saf güldü.
Valizi kucağına aldı, merdivenleri öyle çıktı. Ben meraktan çatlayacağım. İnsan hastaneye niye valizle gelir ? Yatan hastası olsa bir torba içinde ihtiyaçlarını getirir.Koskoca valize gelmez yani..Merakımı maalesef yenemedim.Sonuç alımında sırası benim önüme denk gelince:
-“Siz neden hastaneye valizle geldiniz “ diye sordum. Gülümsedi
-Bizim hanım, akşam yiyeceklerin hepsini valize koydu.Domates, peynir,yoğurt,haşlanmış patates,termosla çay,buzlu su,kilim,örtü,kızartma falan, acıktığımızda yiyoruz bir yere oturup.Biz çok uzaktan, yedi kişi geldik.Hazır yemeğe para mı yeter ?
Gülümsedim o anda..
“Hanımın gerçekten de çok akıllıymış “ dedim
“Akıllıdır benim hanımım “ dedi..Valizini çeke çeke kalabalığın içine karıştı.Arkasından bakakaldım.
Benim tahlil sonuçlarım çıkmamıştı. “Saat onaltıya doğru çıkar “ dedi görevli.
Yine bana hüsran,yine bana hasret var, yine bana esmer günler düştü.. şarkısını söylemekten başka çarem yoktu.Bekleyecektim. Öyle öfkelenip sonuçları almaktan vazgeçmeyecektim.Uzunca bir müddet etrafı seyrettim.Sonra doktorumun olduğu kata çıktım.Orada beklemeye başladım.
Alçak boylu,beyaz yüzlü bir bayan yanıma oturdu.
“Sabahtır bu heyet raporu için uğraşıyorum. Yurt dışından ilaç gelecek de “ Dedi
“Geçmiş olsun “ dedim
“Geçer mi ki ? dedi.
Cevabına anlam veremedim. Merakla hiçbir soru sormadan yüzüne baktım.
“ Oğlum için, oğlum lenfoma hastası,son umudumuz yurt dışından gelecek ilaç, iki yıldır uğraş veriyoruz..”
Üzerimden kaynar sular döküldü.O annenin acısını yüreğimde hissettim.Dilerim evladı iyileşir.
Ve.. bu ilaçlar niye bizim ülkemizde üretilmiyor diye düşünmeden edemedim.
İşte o anda oğlumun kokusu geldi burnuma.Telefonunu aradım açmadı.Açmaz zaten.
Evde olduğunu biliyordum.Ev telefonundan aradım.Defalarca aradıktan sonra açmak zorunda kaldı
“Anne seninle konuşamam lol oynuyorum,beni öldürürler,puan kaybederim” dedi ve telefonu kapadı.
Gülümsedim…
Oysa ben O’ na
“Seni seviyorum oğlum” diyecektim…
Ah can bu gün yalnız bunları anlattım sana, daha sonra çantayı nasıl unuttuğumu anlayacağım….
Şimdilik hoşça kal….
YORUMLAR
Ah can, bu sene ikimizde hastane koridorlarıni arsinlamısız.
Geçmis olsun. Dertler güzel olmasa da anlatım güzeldi tebrik ederim.
Sevgiler
sareyaprak
Dert her neden ise çok zor.Hele de hastalıktansa daha da zor.Ateş hep düştüğü yeri yakıyor.
Eee hastalık insanı yuvayı bozar, ölüm yıkarmış.
Yine de halimize şükür edelim..
Selamlar...