- 993 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Kavrulmalar I
Kahır I
Her seferinde daha derine iniyor yaralarım, o kadar beceriksizce seviyorum ki; kendi hanemden eksiliyor hep giden.
Öğrenemedim daha gölgelerle oynamayı, unutuyorum sahne alınca rol kesmeyi. Üzerime biçilmiş kaftan içimdeki bu“ben”.
İki mi oldu gelişin ve gidişin, unutmuşum. İnsan içinde taşıyınca sevdiğini, unutuyor. Af et, aptallığımı ve sana düşkünlüğümü.
Biliyorum; sana göre değil kimse ve kimseciğin yok senin benim gibi... Susuzluk sana göre değil, terkedilmek de... Bu yüzden dönüyor başın, bu yüzden demir alıyor limana varmadan gemilerin.
Sevmek zor zanaat ve sen ne yazık ki; gönül işçisi değilsin. Kırmak umurunda değil, çünkü; sen kırdığın kadar en çok da kırılmışsın.
Bu saatten sonra sevmenin taaa... Şişenin dibi kadar yakın anıları yakanın taaa.... Duvara savurduğun bütün küfürler yitenlere. Kaybolduğun mazinde çıkmak çok zor geliyor belki...
Bu hikayenin en zavallı-masumu bendim oysa, unuttun yine karınca kararınca.
Ah etmek zor geliyor artık, kendi karanlığıma sövüyorum ve ağarmış acıma. Yolculadığım yolcular gelip geçiyor tek tek zihnimi yoklayarak-yorarak.
Onca yılın yorgunluğu omuzlarımda, onca ihanet ve ben hala o aynı saf. Dersini ezberleyememiş çocuk kadar mahçup ve utangaç.
Neyin hesabını sorabilirim ki bu defa, ikinci defa inanmışlığımın hesabını nasıl verebilirim kendime.
Söyle; bende misin sahi sen şimdi...
sude nur haylazca
20014 27 Temmuz
22:44