- 753 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkımın Hikayesi
Ağlarken bulmuştum seni, zifiri karanlığı kabullenmeye hazırken, çaresizliğin içinde derman ararken. Gözyaşımdaydın, gülerken göz bebeklerimde, hani an olur ya çekip gitmek istersin uzak diyarlara, ben gidiyordum sen ise orada beni bekliyordun. Korkuyorum bu rüzgâra kapılmaktan, mutluluğu uzaklara düşlerken bu kadar yakınıma gelip yüreğime sokula bilir miydin ki, sonra uykular haram oldu, saniyeler saatlere dönüştü, sana gelmek için aştığım yollar uzadıkça uzadı…
Güneş başka doğuyordu artık. Hayat tozpembedir derler ya işte öyle bir şeydi. Gülüşlerim değişti, aynadaki duruşum, en sevilmez şeyler bile sevilesi geldi. Kendimi bir başka seviyordum çünkü senin sevdiğin her şeyi seviyordum. Bir tanımı var mıydı? Bütün bunların bilmiyorum, ama adına aşk diyorlar, adına sevgi… Yanındayken bile özlenir mi sevgili. Ben seni özlüyordum işte. Ya bir daha görmezsem diye ağladığım zamanlar oldu. O zamanlar sana koştuğum anlar, cümlelerimi seninle başlayıp, seninle noktalanıyordu. Sen de ne güzel seviyordun, tarifi imkânsız, kelimeler yetersiz kalır. O kadar mutluyum ki dünyanın en şımarık çocuğu oldum. Hayat ne güzel seninleyken fark ettim. Zaman az kalıyordu bana, seninle doyasıya yaşamak isterken her şeyi.
Sensiz geçirdiğim her an manasızdı, büyük bir kayıptı, ben sana doyamadım sevgili. Sonraları fark ettim ki sana ne kadar doyamazsam, ne kadar az gelirse bütün vakitler, bütün mekânlar ve bütün anılar anlamsız. Zamansız yağan yağmurlara yakalandık, ıslandık sevgili, bizi kurutacak güneşimiz kalmadı. Her şeyin yerini iki kelime aldı ‘Seni seviyorum’ oysa yetmiyordu, yetemezde.