- 281 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Güzel Anlar
GÜZEL ANLAR
Evdeyim apartmanın beşinci katında, balkondayım. Evimiz yetmiş iki dairelik bir site. Ufak ufak demleniyorum. Atmışım köy tavuğunu fırına tabi ki domates, soğan, sarımsak ve biberle birlikte. Bekliyorum tavuğun pişmesini.
Bahçede sünnet düğünü var.
Sanki düğün benim düğünüm. Sanatçı yüz şarkı söylediyse eğer, en az doksanı olmuştur tercihim. Adam seksenlerin öncesi hit olan "jandarma" türküsünü bile söylüyor. Tabi ki ister istemez kabarttım kulaklarımı düğüne.
Gerçekten düğün benimmiş gibi sanatçı döktürüyor şarkılarını. "Dramalı Hasan’ın türküsünü bile söylüyor sanatçı. Ve geçiyor Kerimoğlu zeybeğine.
İnşallah doğuya gitmez derken başlamaz mı Erzurum’un : hani yaylam türküsüne".
Artık kulağım sanatçıda. Bir süre sonra geçti halay ve oyun havalarına. Ben balkonda o bahçede. Dayanamadım durdum balkonda halaya. Adam Hacı’dan çalıyor. Hem de Keskin ağırlaması. Nasıl durmazsın halaya. Sonradan geçti miskete. Kendine güvenen, herhalde düğün sahiplerince benimsenen biri çıktı sahneye. Başladı misket oynamaya. İzliyorum ilgiyle. Misket oynamak omuz ve kol sihirbazlığıdır. Böyle Göt kıvırmakla misket oynanmaz. Dedim ki "şurdan ineyim sahneye misket nasıl oynanır göstereyim herkese". Bu arada başlamaz mı sanatçı "hey on beşli on beşli" türküsünü söylemeye. Tokat türküsü. Yüzlerce defa oynamışım bu türküyle. Oynadım yine balkonda kendi kendime.Yaptığım her bir figürde beraber oynadığım onlarca arkadaşım geliyordu aklıma.
Hey on beşli on beşli. Tokat yolları taşlı. On beşliler gidiyor kızların gözü yaşlı. Aslan yarim kız senin adın hediye, ben dolandım sen de dolan gel beriye, fistan aldım endazesi on yediye:. Olay bu.
Davut Tunçbilek/ Elmadağ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.