- 625 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KİM KİMDİR...
Şu sanal alem gerçekten bir alem. İç yüzlerini bildiğiniz insanların buralarda kendilerini sergileme şeklini gördükçe-okudukça tüyleriniz diken diken oluyor! Ağzınız kapanmamak üzere açık kalıyor! Kendilerinden bahsettirmek için öyle şeylerin reklamını yapıyorlar ki inanmak olanaksız!
Yakından tanımayanlar ya da arif olmayanlar bunlara kanıyor inanıyor ve beğeni üstüne beğeni yolluyor. Kutluyor. İnsan olduklarını zannediyor. Ya da işlerine öyle geliyor.
Bu durumda ben size gerçek bir insandan gizli bir kahramandan söz etmeyi bir borç bildim kendime.
“Şebinkarahisar Ceviz Festivali Şenlikleri” ne aldığım davetten iki gün önce bu ülkede duyarlı ve cefakar bir birey olmanın bedeli olarak daha çok stresten kaynaklanan ani bir rahatsızlıkla kapıya gelen ambülansla Numune Hastanesi’nin Acil Servis’ine götürüldüğümde fiziksel acının yanı sıra devlete ve gelen görevlilere yük olduğumu düşünmenin mahcubiyetini de yaşadığımı fark ettim düzene olan tüm isyanlarıma karşın.
Beni festivale davet eden kişi Şebinkarahisar köylerinden biri olan Anna’ da (bu isme bayıldım) doğmuş yetişmiş. Farklı kültürleri aynı zamanlarda yaşamış ve özümsemiş. Ve bunları akıl süzgecinden geçirmekle kalmamış o sımsıcak yaralı yüreğinde harmanlayıp yakında çıkaracağı kitabında toplamış en özgün en has biçimiyle üstelik. Toprağına ve yöresine tutkun gerçek bir köy aydını olmanın bilinciyle bu değerleri yaşadığı kentlere de taşıyan bu insan Anna’lı Fatma Sultan YILDIRIM’dan başkası değildi.
Aynı zamanda Şebder Kültür ve Dayanışma Derneği’nin yönetim kurulundaki yedi kadından ve yerini hak edenlerden biri de o.
Fatma Hanım’ın: “O bana eşinin en değerli armağanı” dediği çok eski dostu sırdaşı Leyla Hanım’ın yedi yıl önce yitirdiği sevgili eşinin memleketi olan Şebinkarahisar’ın Hasanşıh köyüne kocasının yakınlarını ziyaret etmek amacıyla yollara düşmesi imrenilesi bir vefa örneği olarak beni çok duygulandırmıştı.
O Fatma YILDIRIM ki; oturduğu evden başlayıp başbakanlık hatta cumhur başkanlığı binasına kadar taşımıştır toplumun yürek yakan sorunlarını. Uğradığı akıl almaz mağduriyetleri. Bozuk düzenin arşa yükselen bayrağını!
Eylemsiz pankartsız geçen ne bir günü. Ne de cesurca haykırmadığı hiçbir konu kalmamıştır hayatı boyu. Sendika başkanlığından tutun da kendi başına yürüttüğü sosyal-toplumsal sorumluluklarda başı çekmeye kadar. Aldığı onca tehditlere rağmen üstelik.
İnsanlığın ilgi alanına giren her konu. Olan biten her şey onun takibi altındadır bedeli ne olursa olsun.
En ön saflarda savaşır. Yılmadan. Reklamsız. Bu nedenle pek kimse tanımaz onu. O gerçek bir kahramandır çünkü.
YORUMLAR
Geçmiş olsun güzel hanımefendi. Stres bu ara hepimizin can yoldaşı oldu. Özellikle her gün gelen ölüm haberleriyle, şehit haberleriyle.
Sevgilerimle.
DEVRİM DENİZERİ
Esenlik ve huzur dileklerimle yolluyorum selamlarımı...
Geçmiş olsun ve sağlıklı uzun yaşam dileğimle dileğimle,selamla.
Önce, kocaman bir geçmiş olsun diyelim.
Umarım ve dilerim, en kısa sürede eski sağlığınıza ve neşenize kavuşursunuz.
Şebinkarahisar'ı bilir ve severim.
Kızım iki yıl öğretmenlik yaptı orada, çokça gidip gelmişliğim vardır.
Fotoğraftaki bayan, adı geçen arkadaşınız olmalı.
Biz de tebrik edelim bu güzel faaliyeti için kendisini.
Ancak,
sohbet ettiği kişiyi çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim.
Kandil'de verdiği demeçleri unutmadık zira.
Sadece ideolojisi için, insan katillerle kol kola girmemeli.
DEVRİM DENİZERİ
O fotoğraftaki kişi benim! Ama sakın dostluğumuz bozulmasın bu nedenle! Rahmetli Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın cenazesinden dönüyorduk. Kendisinden boynundaki kırmızı atkıyı bana vermesini istedim o da yanında yedeği olmadığını söyledi.
Müthişsiniz... Sanal alemdeki ilişkilerin yavanlığından girdiniz sosyal karakteri yüksek bir hanımefendiyi tanıtan etkili cümlelerle devam ettiniz. Ve, cevahirler gizli kahramanlar arasından çıkar diyerek bağlamışsınız. (mealen) Çok başarılı ve kendini büyük bir keyifle okutan yazınızdan dolayı samimi tebriklerimle...SAYGIYLA
DEVRİM DENİZERİ
Umarım öyleyimdir...
Kucak dolusu sevgiler..
Kahramanlarıyla bir toplum var olabiliyor. Bedel ödemeden kazanılan hiç bir şeyin kıymeti yok ,değil mi ? Ya da olana değer verilmiyor. Tarihi kahramanlıklarla dolu bir millet...
Azap kadar direniş ve kaderin içinde yaşadığımız, yaşattığımız duyguların insani, insancıl olması dileğimle.
Keşke hepimiz Fatma YILDIRIM kadar cesur olabilseydik !
Sevgiler Ablama ...
DEVRİM DENİZERİ
Ömrün uzun ve mutluluklarla bezeli olsun inşallah...
Sevgimle..