- 1090 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DUA (İBADET) NEDİR?
OKUMA PARÇASI / DUA EDİYORUM
İbadet, bizi ve bütün mevcudatı yoktan var eden, her an varlıkta durduran, görünür ve görünmez kazalardan, belalardan koruyan ve her an çeşitli nimetler, iyilikler vererek yetiştiren Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirmektir.
Kısaca ibadet, Allah’a saygı ve minnettarlık göstermek ve onun bize verdiği nimetlere karşı teşekkür borcunu yerine getirmektir.
Yüce Allah (Ez-Zariyat, 56 ayet) "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım". Buyurmuştur. Dua bir ibadet biçimidir. İnsanlar sıkıntılı anlarında olduğu gibi bolluk ve bereketli dönemlerde de duaya sığınmışlardır. Dua kul olmanın borcudur, helal rızık ve temiz kalbin duasıdır.
Duayı diğer ibadetlerden ayıran en büyük özellik onun biçimsel olmayıp daha çok bireysel bir ibadet şekli oluşudur. Toplumsal olarak bir araya gelindiğinde birlikte okunan dualar da vardır. Yağmur duası gibi.
İbadet, bizi yaratıp vücudumuzu mükemmel organlarla donatan ve sayılamayacak kadar nimetler vererek bizi mülkünde barındıran Yüce Rabbimizin iyiliklerine karşı teşekkür borcunu yerine getirmektir.
İşte, insanların Allah-u teâlâya karşı kalp, dil ve beden ile yapmaları ve inanmaları lazım olan şükür borcu, kulluk vazifeleri, Allah-u teâlâ tarafından bildirilmiş ve Onun sevgili Peygamberi tarafından ortaya konmuştur.
Allah-u teâlânın gösterdiği ve emir ettiği kulluk vazifelerine "İslâmiyet" denir. Allahü teâlâya şükür, Onun Peygamberinin getirdiği yola uymakla olur. Bu yolun adı “Sıratı Müstakim’dir.” Diyoruz.
Demek ki, aklı olan kimselerin, Allah-u teâlâ’ya şükür etmek, ibadet yapmak için Muhammed Aleyhisselâma ve Ehl-i beyt’e uymaları gerekmektedir.
DUA: Zikir, Yüce Allah’a yakarış, güzel sözlerle anmak ona ibadet etmektir.
Alemlerin Rabbi Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de yapacağımız dualarla ilgili bize rehberlik etmektedir ve buyurur ki, (Araf Suresi, 55): “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.” Buyurur. Devam eder, İbrahim Suresi, 38. Ayet buyurur: "Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz." Yani yüce Allah bizi gördüğünü, ondan saklanamayacağımızı açıklamıştır.
“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşat olurlar.” Buyurmaktadır. (Bakara Suresi, 186)
Yüce ALLAH, kullarına seslenir: “..Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?" (Furkan Suresi, 77. Ayet)
Araf Suresi, 205-206. Ayetlerde bize yapacağımız duanın şeklini açıklamakta: “Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O’na ibadet etmekten büyüklenmezler..."
Yazan: Öğretmen Hasan Hüseyin BAYAR