- 884 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gömürgenliler-1
GÖMÜRGENLİLER-1
Gömürgen ,Akkışla’ya bağlı bir kasaba. Büyük kasaba. Kayseri’nin şirin mi şirin bir beldesi. Gömürgenliler’in geçimi hayvancılık. Büyükbaş hayvancılığı, koyun ve keçi yetiştiriciliği.
Gömürgen’i n 300 yıllık bir geçmişi var. Kuzugüdenli Türkmenleri kurmuş Gömürgen’i. Kuzugüdenliler yerleşik hayata geçince Gömürgen’de iskan etmişler. O gündür bu gündür Gömürgenliler’in mekanı, yurdu olmuş Gömürgen.
Köyde yerleşik insan nüfusu 1300 civarında. Kırk bin koyun, bin beş yüz büyükbaş hayvan Gömürgenliler’in geçim kaynağı. Otlak sorunu oluyor haliyle. Gömürgenliler kışın geliyorlar köye. Yaz baharda çıkıyorlar yaylalara.
Biz Oğulcuklular iyi tanırız Gömürgenliler’i. Önceki yıllarda baharın gelip bizim Kolsuz’un yazısını, otlaklarımızı kiralarlardı. Sürü sürü koyun,keçi...Davar sürüleri kaplardı yazıyı yabanı. Gelir Çorak’a konarlardı. Pırçalıktepesi’nin arkasında Ahmet Pınarı’nın başına. Çardağın Pınarı’na...
Artık gelmiyorlar. Niyesince gelince Oğulcuk Göleti yapılıyor Çorak’a. Artık otlatacak ot kalmadı. Toprakla dolduruldu Çorak. Gövdenin yer alacağı kısım kazıldı. Oğulcuk Göleti’nin yapımı devam ediyor. Böyle giderse ne zaman biteceği de belli değil. Oysa ki şimdiye kadar bitecekti. 31 Aralık 2014’te saat 14.58’de teslimi yapılacaktı. Heyhat!..
Şimdilerde Gömürgenliler Yazıçepni (Yaccebni)’nin, Acırlı (Acıllı)’nın otlağını kiralıyorlar.
Bir tarihte Gömürgenliler gelip Çorak’a kurmuşlar obayı. Süt,peynir satıyorlar. Hatta koyun yünü... Bir ikindi sonrası gittik Peruz’la. Oba beyi Ali karşıladı bizi. Biz de kendimizi tanıttık. Öğretmen olduğumuzu söyledik. Çadıra girip oturduk. Hoş beş,altı boş...Konuşuyoruz ordan burdan...
Biz böyle sohbeti koyulaştırmışken çadıra bir genç kız girdi. Elinde çay tepsisi. Büyük saygıyla çaylarımızı ikram etti. Oba beyi Ali:
“Bu benim gızım Ayşe. Meslektaş sayılırsınız hocam. Ayşe Erzurum’da okuyor. Oğretmen olacak.” dedi.
Ben şaşırdım. Sevindim. Baktım Ayşe utangaç bir ifadeyle gülümsüyor. Kutladım Ayşe’yi. Ayşe dışarı çıkınca Ali Bey devam etti:
“Hocam! Ayşe dersane yüzü gormedi. Aggışla (Akkışla) Lisesi’ni bitirdi. Kendi çabasıyla sınavlara hazırlandı. Şimdi okulunda bölüm birincisi. Erciyes Üniversitesi’ne yatay geçiş yapacak. Gayseri (Kayseri)’ye gelirse iyi olur. Yolumuz yakınlaşır.
Biz Peruz’la hep merak ettik. Ayşe ne yaptı acaba? Kayseri’ye gelebildi mi? Yoksa Erzurum’da mı?
Bir sonraki yıl yine geldi Gömürgenliler. Çorak’a kondular. Yine bir ikindi sonrası bindik Hacı Röno’ya. Düştük Çorak yoluna. İlk işimiz oba beyi Ali’yi sormak oldu. Ali Bey gelmemiş. Haliyle eşi ve çocukları da yok. Biz Ayşe’yi sorduk:
“Haaa Anşe mi? Anşe geldi Gayseri’ye. Gayseri’de okuyor...” dediler.
Ne kadar sevindiğimizi anlatamam, desem abartı saymayın ne olur?
Gömürgenliler’e devam edeceğim sevgili dostlar. Şimdilik bu kadar yeter. Bazı okuyucular uzun yazmamdan yakınıyorlar. Onların sesine kulak vermem lazım. Öyle değil mi?
YORUMLAR
çalışma iyiyse kendini okutur. Uzun diye okumayanlar da kendileri bilir :) Kalanlar bizimdir. Dedikten sonra yazıya dönelim. bilinmedik yerlerin tanıtımlarını okumak hep ilgimi çekmiştir. Bilmediğim hayatlara yolculuk kelimenin tam manasıyla bu tür edebi eserlerle mümkün benim için. Orda bir köy var uzakta değil mi? İlgiyle okudum. Fakat belirtmeden geçemeyeceğim daha 31 Aralık'a gelmedik ki sayın yazar. Yani bu zamana kadar bitmesi gerekiyordu demiş ardından da teslim tarihini vermişsiniz. beş buçuk ay var daha :)
Saygılarımla.
Mustafa Topaloğlu
"Bilmediğim hayatlara yolculuk!..." ne güzel bir nitelendirme. İlginizden ve güzel yorumunuzdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum.
Selam ve saygıyla.