- 1200 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
İKİ KİŞİLİK YALNIZLIK -06-
ÖYKÜ :
BÖLÜM : 06
Selda ile Murat’ın boşanmalarının üzerinden sekiz ay geçmişti.Bir pazar günüydü.
Akşam üzeri balkonda,hem kitap okuyor ve hem de kahvemi içiyorken,cep telefonum çaldı.
Arayan Murat’ın babasıydı. Telefonumu açtığımda,arkadaşım ağlıyordu.Ağlayarak bana,
-Turhancığım...Murat...Murat kaza geçirmiş...Murat ölmüş...Turhancığım....Murat yok artık...
Ben telefon elimde,bir an,dondum kaldım.Ne diyeceğimi bilemedim. Bir zaman sonra,
- Nasıl yani...? Nasıl olmuş ? Lütfen sakin ol...nasıl olmuş ?....emin misin ? öldüğüne...?
Arkadaşım hem ağlıyor ve bir taraftan da anlatmaya çalışıyordu... Ben de şaşkındım.Arkada-
şım anlatmaya çalışarak,
- Geçen hafta,dört arkadaş,ikisi Kanada’lı,birisi de yine Kanada’lı kaptan olmak üzere ,küçük
bir balıkçı teknesiyle,olta balıkçılığı avı yapmak için Okyanus’a açılmışlar. Bunlar açıkta iken
hava patlamış ve tekneleri alabora olmuş.
Hava muhalefeti nedeniyle,hiç kimse onlara ulaşamamış. Bir gün sonra,teknelerinin kalıntıla-
rını ,o güzergahtan geçen bir Petrol tankeri görmüş.Kaptan,hemen sahil muhafazaya koordi-
natlarını vermiş.Murat’ın ve kanada’lı olan diğer arkadaşının cesetlerini,Kanada sahiline yur-
muş vaziyette,kıyı balıkçıları bulmuşlar.Üzerlerinde hüviyetleri varmış. Diğer iki kişiyi ise,can
yelekleri sırtında olarak,sahile yakın bir mesafede,baygın vaziyette,denizde bir balıkçı tekne-
si bulmuş.Sahile vuran Murat ve arkadaşı,boğularak ölmüşler.Beni bu gün Konsolosluktan ara-
dılar.Cenazeyi almak İçin acilen yarın Kanada’ya gidip,Murat’ı Türkiye’ye getireceğim.
Ben telefon başında donup kaldım.Uzun bir süre arkadaşıma ne diyeceğimi bilemedim.Telefon
umu kapadıktan sonra da uzun bir zaman kendime gelemedim.Balkondan içeriye geçerek du-
rumu hemen eşime ve küçük kızıma anlattım.Onlar da haberi alınca büyük bir şok yaşadılar.
Hemen aklıma Selda geldi.Bu haberi ona biz söylemeliydik.bunu bizden duymalıydı.
Duyduğunda yanında mutlaka biz olmalıydık. Hemen Ben,kızım ve eşim bir plan yaptık.
Dün Cumartesiydi.Selda ve Nesli dün bizdeydiler. Bu akşam da bir bahane uydurup,mutlaka
Selda’yı bize gelmek için ikna etmeliydik.Selda’yı bize davet etmeyi ben üstlendim.Ona yeni
yazmaya başladığım öykümün karalamalarını okutmak istediğimi,dün buna fırsat bulamadığımı,
Daha önemli konuları konuştuğumuz için,bunu yapamadığımı,mümkünse bu akşam yemekten
önce Nesli’yi alıp bize yine gelmesini istediğimi söyledim.Biliyordum ki Selda beni hiç bir ko-
şulda kırmazdı.Nitekim Tamam Turhan amcacığım geliriz dedi.
Biz Selda ile telefonda konuşurken,eşim ve kızım Mutfağa girip,akşam hazırlığına başlamışlardı
bile.
Boşanmalarının üzerinden sekiz ay geçmiş,Selda yeni yaşamına uyum sağlamıştı.Ama emindim
ki yavaş yavaş uyum sağladığı bu yaşamı,Murat’ın ölüm haberiyle bir kez daha sarsılacaktı. Selda,hayattan bir darbe daha alacaktı.İşte onun için haberi bizden öğrenmeli,yanında onu
teselli edebilecek birileri olmalıydı.
Biliyordum ki,Selda çok yıkılacaktı.Çünkü Murat,bir zamanlar çok sevdiği,onunla bir ömür yaşa-
mayı planladığı adamdı.Biricik kızının babasıydı. ne olursa olsun,defterinden bir kalemde silip
atabileceği bir insan değildi.Murat,onun geçmişiydi.
Ailece yaptığımız plana göre,haberi bir münasip ana denk getirip,Selda’ya ben verecektim.
Selda ile Nesli geldiler. Akşam yemeğini salonda yedik.Kahvelerimizi Balkonda içelim diye ka-
rar verildi.Ben,eşim ve Selda Balkona geçip oturduk.Kızım,Nesli’yi de yanına alarak,kahveleri
yapmak üzere mutfağa geçti.
Balkonda otururken,o ara Selda’nın aklına telefonda bahsettiğim yeni öykümün karalamaları
geldi.
- Turhan amcacığım,hani bahsettiğiniz yeni hikayenizin eskizlerini görebilirmiyim ?
Ben,
- Tamam kızım,şimdi getiriyorum... diyerek,kalkıp çalışma odama yöneldim.O sıralar gerçekten
de yeni bir öyküye başlamıştım ve Selda bunu bilmiyordu.
Bir tomar,öykü karalamalarımı alıp getirdim,Selda’nın önüne,masa üzerine bıraktım.O sırada da
Arkasında Nesli,kızım kahvelerimizi balkona getirdi.Ben kızıma işaret ederek,Nesli’yi içeride
oyalamasını istedim.Benim kaş göz işaretlerimi,Selda da gördü. Kuşkulu bir tedirginlikle,önce
bana,sonra da eşime baktı.
- Sizde bir şey mi var ? Ne oluyor ? Turhan amca....bir dakika bu akşamın ayrıcalığı nedir ?..
- Hem niye kaş göz ediyorsunuz ? Dün koca gün birlikteydik...Bir dakika..! sanki bir şey var sizde!
-Lütfen söyleyin,sanki bana bir şey söyleyecekmiş gibisiniz Turhan amcacığım...Lütfen..ne var...
kötü bir durum mu var ?
O anda tabii ki benim elim ayağıma dolandı...bir suç işliyormuş da,yakalanmış gibi hissettim ken-
dimi.Ama artık bir şekilde haberi söylemeliydim...artık kaçacak tarafım yoktu.Bunu düşündüm
hızla ve,
- Selda kızım...Ben bu gün bir haber aldım...üzücü bir haber...
Selda;
- Ne haberi ? Turhan amcacığım...lütfen korkutmayın beni...söyleyin lütfen...
Ben;
- Kızım...Murat....der demez Selda ayağa fırladı.
- Murat mı ?...n’olmuş Murat’a ? n’olmuş Turhan amca...başına ne gelmiş ?
Ben,
- Sakin ol kızım...sakin...Sakin ol yavrum...Murat Kanada da bir kaza geçirmiş...
Selda;
- Eeee...peki Murat’a bir şey olmuş mu ?... yoksa...yoksa ölmüş mü ?...
Ben,
- Evet kızım...ölmüş... deyince,Selda,birden oturduğu koltuğa çöküp kaldı.
Göz yaşları sanki,yüreğindeki kor ateşin üzerine akıyordu.Sanki Ateşin üzerine benzin dökermişcesine, yüreğindeki yangın bir o kadar daha harlanıyordu. Gittim koltuğunun kenarına oturarak,Selda’nın başını iki elimle sararak,göğsüme doğru çekip bastırdım.Onu nasıl teselli ede-
bilirim,bilmiyordum.Murat’ın babasının bana telefonda anlattıklarını,ben de o anda Selda’ya an-
lattım bir çırpıda.
Selda’ın o anda yüreğindeki yangını,ben de göğsümün üstünde olan başından hissediyordum sanki.
Selda,kendisini kontrol edemez bir biçimde,ağlıyordu göğsümün üstünde.
Üç gün sonra,Murat’ın babası,cenazesini İstanbul’a getirdi.Cenaze,Mihrimah Sultan Camiinde kı-
lınan Cenaze namazından sonra,Karacaahmet mezarlığında defnedildi.
Selda,o günden sonra,uzun bir zaman diliminde kendine gelemedi. Sanki,kendisini içindeki bir
odaya kapattı. Bu odada,dışarıyla hiç irtibatı yokmuşcasına yaşadı uzun bir süre.
Biz Selda ve Nesli’yi hiç bırakmadık.Çünkü Selda bizim ailemizin bir parçasıydı,üçüncü kızımız gibiydi.Nesli ise,küçük güzel torunumuz du.
Ne zaman,bir şeyler yazmak için kağıtlarımın başına otursam,hep aklıma Selda ve Murat gelir.
Ben biliyordum ki,bu çocuklar,bir zamanlar birbirlerini çok sevdiler.Ve bu nedenledir ki,evlen-
diler. Peki sonuçta neden bunları yaşadılar ?
Neydi onların hayatlarının mecrasını değiştiren ? bu yola sokan... Oysa onlar tanıştıkları ve bir-
likte oldukları ilk ,yıllarda birer örnek sevgiliydiler. Bu büyüyü bozan neydi ? Niçin hayatlarının
baharında,en güzel yıllarında bunları yaşadılar ?
İkisi de eğitimliydiler.Hayatın artılarını,eksilerini fark edecek olgunlukta değilmiydiler yoksa ?
Yoksa birbirlerini,sevdiklerini mi zannediyorlardı ? Yoksa hayatın gerçeklerini ve birbirlerini
tam olarak tanımadan mı evlenmişlerdi ? Ama benim bildiğim bir şey vardı,bu çocuklar birbir-
lerini sevmişlerdi. Belki de,bu sevgileri,birlikte bir hayatı sürdürecek kadar yeterli değildi ?
Sanırım,hani hep söylenen bir tabir vardı,"Vücut kimyaları,birbirine uymadı" diye bilinen o tabir.
Belki de,bu çocukların birlikteliklerinin sona ermesi,"Vücut kimyalarının uymaması" olabilirdi.
Ama yadsınamayacak başka bir gerçek vardı ki,o da evli kaldıkları altı yıl içinde,yaşadıkları olum-
suzlukların ana sebebi bence,sorunlarını konuşmamaları/konuşamamalarıydı.
Bu yüzdendir ki,yaşamları, " İKİ KİŞİLİK YALNIZLIK" tı.
Kanımca ;
Dramatik bir şekilde sonlanan bu gerçek yaşam öyküsünden,genç kuşaklar için alınacak,
çok dersler vardı.
- S O N -
Tuğal KÖSEMEN
YORUMLAR
GÖNÜL DOSTU;
Engüzel hikaye kitaplarını geride bırakacak yazılar.
Kutlarım...
.................................. Saygı ve selamlar...
TUĞAL KÖSEMEN
sevgiler...selamlar...
bir nefeste okundu, yalnızlık '' iki kişilik '' olunca ağır olur ve bedeli de en nihayetin de..
hürmetle...
TUĞAL KÖSEMEN
Hikayenizi ilk bölüme dönerek okumayı becerebildim en nihayet... çok güzel yazılmış bir yazı...Paylaşmanız vesilesiyle yazınızı okumak imkanım olduğu için mutluyum...Konuyu işleme şekliniz ve tarzınız okumaya keyif katmakta. Güzel paylaşımınıza,edebiyata verdiğiniz emeğe ve yaşattığınız okuma keyfine teşekkürler... Tebriklerimle... Saygıyla...
TUĞAL KÖSEMEN
sayfama değer kattı.sevgi ve selamlarımı iletirim...
duygulu ve gerçek hayat hikayesi.
akıllı kişilerin desteği her zaman gençlere lazım olur ve siz bunu başarmışsınız.
anlatımı akıcı ve sade,
akın yetmediği insanların farklı davranışları ve yürümeyen evliliklere güzel bir misal.
saygılarımla
TUĞAL KÖSEMEN
sevgiyle kalınız....selamlar...
Yureginize kaleminize saglik muhtesem bir yazı Kutlarım sizidegerli dost kalem TUGAL bey saygilarimla selamlarım
TUĞAL KÖSEMEN
sevgi ve selamlarımla...saygımla....