36
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3023
Okunma

Prangalar tek ellerimize vurulmadı ki !!!
Sözlerim yüreklerimizde fakirliğin kölesi...
Günaydın
İnsan olmanın değerini, görevinin bilincinde olan sevgili dostlarım... Günaydın. İnsan denilen o yüce varlığın önünde; din, dil, ırk, para, şeref, çıkarçılığın geçmediğini bilen dostlarım... Günaydın.
İnsan olmak öyle kolay değil, sözlükteki anlamına baktım; "iyi huylu, ahlaklı olmak" "iki eli ve iki ayağı olan konuşan canlı."
Gönlünüzde bulunan o eşsiz hazineyi bilecek ve bu hazineden çevresindeki insanlara sunacaksınız. Alçak gönüllü ve fedakar olup her şeye sevgi ile yanaşacaksın, kolay değil...
Hep deriz ya; " Ben de insanım, benim de canım var."
Mevlana Celalettin Rumî ne güzel buyurmuş;
"Hele birliğe ulaş, hır gürü savaşı bırak ! Can nasıl koşar, onu canlara iletir"
Gelin biz de bu hır gürü, söylenmeyi bırakalım, barışa gönül huzuruna kavuşmak için kardeşce sevelim birbirimizi. Dinimiz de; " Müminler kardeştir " buyurmuyor mu?
Etrafımıza baklalım bu özelliklere sahip kaç kişi var? Parmaklarımızın sayısı kadar, onların da kıymetini bilmiyoruz. Düşünüyorum da; dünya var olduğundan bugüne kadar ne devirler geçirdi insan oğlu. Nice acılar, nice sevinçler yaşandı. Değerli büyükleri ağırladı bu topraklar, İmamı Rabbani, İmamı Gazali, Fatih Sultan Mehmet, Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli ve nice nice erişilmez yürekler...Hangisini biliyoruz, hangisiniz eserlerini okuyoruz acaba ? Gelin hep birlikte el ele verelim değerlerimizin kaybolmasına izin vermeyelim, o yüce insanlara kulak verelim, sevgi ile, aşk ile onların açtığı yolda yürüyelim...
Hayatın inişi ve çıkışında varlıklar ve yokluklar sebebi ile, bir "merhaba" demeyi unutuyoruz. Sevgiyi dostluğu, komşuluğu ziyareti muhabbeti unutuyoruz. Çok değil daha düne kadar annem beni komşuya gönderirdi " Bir maniniz yoksa akşam babamlar size gelebilir mi ? " diye. Değişik bir şey pişirdiğinde mutlaka apartmandaki komşulara da gönderirlirdi, bir tabak ve yemek yine de fazla gelirdi. Aman "kokusu gider ayıp olur" denirdi. Aynı yemek olsa bile bir de benimkinin tadına bak denmez miydi ? Çok mu zaman geçti, ne dersiniz ? Şimdi ne komşularımızın, ne fakirin, ne de dosluğun farkındayız...
Çok mu açız ? Çok mu fakiriz ? Bir merhaba demeyecek kadar, bir içten gülümsemeyecek kadar.
Eskiden dokuz yaşındaki çocuğun cep telefonu yoktu, evlerde bilgisayar yoktu, hem kadının hem erkeğin arabası yoktu, kadınlar bu kadar çok çalışmıyordu, bizim on tane oyuncağımız, bisikletimiz yoktu. Buna rağmen çok zengindik çokkkk...
Şimdi her şeyimiz var fazla fazla, ama mutlu değiliz.
Yunus Emre;
" Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz" sözünü hepimiz biliriz, bildiğimiz halde kulak arkası ederiz.
Vakit geç değil, gelin o sonsuz sevgi sultanlarının yoluna baş koyalım, onların rahmet pınarlarında doyasıya içip birbirimize sevgi ile sarılalım....
Merhaba
seMa