- 775 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
gölge oyunu
GOLGE OYUNU
Oda epeyce karanlıktı. Göz gözü görmüyordu. Bir ses duyulsa ürperirdi insan. Küçücük odanın bir köşesinde, bir bank vardı. Bankın üzerinde, oldukça yaşlı bir adam uzanıyordu. Yaşlı adam, bir koluyla gözünü kapatmış, hayallere dalmıştı o an. Hatta o karanlık odada olduğunu unutmuştu yaşlı adam.
Odanın dışında, uzaktan bir ayak sesi duyuldu. Oysaki yaşlı adam, farkında bile değildi. Ayak sesleriyle birlikte, bir ışık bürüdü, karanlık odayı. Ama adam hala aynı pozisyondaydı. Umurunda bile değildi. Ayak seslerinin sahibi, bir elinde mum, diğer elinde ise, kuru ekmek vardı. Yaşlı adam bir hapishanedeydi. Ellerine, ayaklarına prangalar bağlanmıştı. Prangalar bileğini çok acıtmıştı. Suskundu…
Diğer adam ise, gardiyandı. Gardiyan elindeki kuru ekmeği ve yarısından çoğu erimiş olan mumu yere bırakıp gitti. Yaşlı adam uzandığı yerden kalktı, gözünü açtığında ışıkta gözleri kamaştı. Sonra etrafına baktı ve muma doğru gitti. Parmaklıklardan elini geçirerek yerdeki mumu ve kuru ekmeği aldı. Doğruca uzandığı yere gitti.
Yaşlı adamın bulunduğu oda bir çöp yığınıydı sanki. Her yer fare delikleri, yerde biriken çöpler. Üzerinde ki elbiseler ise, eskimiş ve yıpranmıştı. Çaresizdi…
Bir yandan kuru ekmeği yiyiyor, diğer bir yandan da azar azar farelere veriyordu. Kuru ekmeği yedikten sonra, mumun az bir zaman sonra söneceğini biliyordu.
Bir ara yaşlı adamın gözü, gölgesine ilişti. Aklına, daha küçükken annesiyle birlikte gölge oyunları oynadığını hatırladı. Mumun ışığından yararlandı. Ve elini bir birine yaklaştırdı, çatlamış duvarda, bir güvercin oluşuverdi. Yaşlı adam çok sevindi, gülmeye ihtiyacı olan yüzü güldü birden. Kim bilir belki annesini hatırladı, belki özgürlüğünü, beklide küçükken hep okşadığı beyaz güvercinini.
Ama mum, birden sönüverdi…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.